Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2008/638 E. 2009/207 K. 15.05.2009 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2008/638 E.  ,  2009/207 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2008/638
Karar No: 2009/207

Temyiz Eden: …Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi

İstemin Özeti: Gerçekten bir emtia teslim etmeksizin fatura düzenlediği saptanan … Limited Şirketinden aldığı 30.5.2000 tarihli faturada gösterilen vergiyi yüklenmediği halde indirim konusu yapması nedeniyle davacı adına Mayıs 2000 dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu edilmiştir.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya fatura düzenleyen … Limited Şirketi (… Limited Şirketi) hakkındaki vergi tekniği raporunda, şirketin ve temsilcisinin bilinen adreslerinde bulunamadığı, yüksek katma değer vergisi beyanına karşın muhtasar beyanname vermediği, beyan edilen vergilerin ödenmediği, hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi inceleme raporu bulunan … Limited Şirketinden fatura alarak kaydettiği, bu nedenlerle … Limited Şirketinin düzenlediği faturaların sahte olduğu belirtilmiş ise de bu şirketin davacı adına düzenlediği faturayı kayıt ve beyanlarına dahil ettiği anlaşıldığından yeterli araştırma yapılmaksızın uygulanan tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle salınan katma değer vergisi ve vergi ziyaı cezasının, bu verginin bir katı tutarındaki kısmını kaldırmış, cezanın düzeltme fişiyle terkin edilen kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Vergi İdaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 17.10.2007 günlü ve E:2007/1553,K:2007/3133 sayılı kararıyla; inceleme raporunda, davacının alımlarına ait bir faturayı düzenleyen firmanın adreslerinde bulunamaması, mükellefiyetle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesine ilişkin tespitlerden hareketle, söz konusu şirketin davacıya düzenlediği faturaların içeriği itibariyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılarak bu faturalarda yer alan ve davacı tarafından ilgili oldukları dönemlerde haksız yere indirim konusu yapıldığı ileri sürülen katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosuna göre ödenecek verginin çıktığı dönemlere ilişkin olarak yapılan tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Vergi Mahkemesince, vergi incelemesinin amacına da uygun olarak öncelikle, içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılan faturaları veren şirket hakkında düzenlenen raporlar üzerine idarece ne gibi işlemler yapıldığı, katma değer vergisi tarhiyatı ile komisyon geliri elde etmekten dolayı gelir ya da kurumlar vergisi tarhiyatı yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sonucu, bu tarhiyatlarla ilgili yargı kararları bulunup bulunmadığı, söz konusu firmanın mükellefiyetinin idarece terkin edilip edilmediği, edilmişse dava konusu yapılıp yapılmadığı, davacıya fatura düzenlediği dönemlerde, katma değer vergisi beyannamelerini verip vermediğinin davalı idareden, ya da faturaları düzenleyen şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden araştırılıp buna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan verilen kararda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E…, K:… sayılı kararıyla, ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiş ve gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturada gösterilen verginin yüklenilmediği halde indirim konusu yapıldığının tespit edildiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyiz konusu Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Gerçekten bir emtia veya hizmet teslimine dayanmaksızın düzenlenen faturadaki yüklenilmemiş katma değer vergisini indirim konusu yapması nedeniyle davacı adına re’sen salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin ısrar hükmü vergi idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükmüne yer verilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; ve bunun, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin iddia edene ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Mükellefler tarafından Katma Değer Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinde düzenlenen katma değer vergisi indiriminin yapılabilmesi için vergisi indirim konusu yapılacak işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması ve bu fatura ve vesikalarda gösterilerek indirim konusu yapılan katma değer vergisinin de gerçekten ödenmiş, yani indirim konusu yapan tarafından yüklenilmiş olması gerekmektedir. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödenmesi, dolayısıyla yüklenilmiş bir katma değer vergisi söz konusu olamayacağından vergi indirimi de yapılamaz. Bu nedenle vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçekten yapılmış bir teslime ilişkin olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır.
Katma değer vergisine tabi işlemler de yapan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, kendilerine teslim edilen emtia veya yapılan iş bedellerini maliyet kayıtlarına dahil etmek durumundadır. Kazanç üzerinden alınan bu vergilerde vergilendirilmesi gereken matrah, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununun bu konudaki hükümlerine göre belirlenmektedir. Sözü edilen yükümlüler yönünden yüklenilen katma değer vergisi, bir maliyet unsuru olarak düzenlenmemiş, yüklenilen bu verginin, yaptıkları teslim bedelleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirilmesi suretiyle katma değer vergisinin nihai tüketiciye kadar yansıması öngörülmüştür. Bu nedenle, katma değer vergisi hesaplamak ve yüklendiği bu vergiyi indirmek durumundaki bir yükümlü olan davacı adına gelir vergisi tarhiyatı yapılmamış olması, katma değer vergisinin varlığı ile ilgili bu davanın çözümüne etkili değildir. Satıcının ve alıcının bu yöndeki iradesiyle fatura düzenlenmeksizin emtia teslimi yapılan hallerde tarafların, emtia bedeli ödemesi ve emtia teslimini yaptıkları ancak alıcının, kayıtlarında emtia girişini gösterebilmek için fatura teminine gereksinme duyduğu bilinmektedir. Bu şekilde fatura temininde; teslim edilen herhangi bir emtia veya hizmet bulunmamakla birlikte fatura düzenlenmekte, faturada gösterilen emtia veya hizmet bedeline göre katma değer vergisi hesaplanmakta, amaca ulaşılabilmesi için faturanın tarafları bu işlemi kayıtlarına dahil ederek gerçek bir teslim görüntüsü verilebilmesinin gerektirdiği diğer tüm işlemleri tamamlamaktadır. Sadece fiili bir durum olan bu yapay işlemlere hukuksal sonuç bağlanamayacağı açıktır.
Davacı şirkete fatura düzenleyen … Limited Şirketi (… Limited Şirketi) hakkındaki vergi tekniği raporunda; 31.3.2000 tarihinde elektrik malzemesi ticareti yapmak üzere …lira sermaye ile …’ın … İlçesinde faaliyete başladığı, davacıya düzenlediği 30.5.2000 tarihli ve … lira tutarlı faturada gösterdiği emtia alışlarını, sahte fatura düzenlediği saptanan … Limited Şirketinden alınan … lira tutarındaki faturalarla belgelendirdiğinin tespit edildiği, her ne kadar 23.8.2000 tarihinde unvanını ”…” olarak değiştirmek suretiyle iş yerini naklederek, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan ve işci çalıştırmayan şirketin, 40m2 ve kiralık olan iş yerinde 19.7.2004 tarihinde yapılan yoklamada, bu adreste başka bir firmanın faaliyette bulunduğu, şirketin tanınmadığı, 23.3.2005 tarihli tutanakla da %95 hisseli ortağı ve müdürü olan …’in ikametgah adresinin hayali olduğu, mahalle muhtarlığında kaydının bulunmadığı saptanmış ve bu saptamalar davacıya faturanın düzenlendiği 30.5.2000 tarihinden sonraki tarihlere rastlamaktaysa da, davacı adına düzenlenen 83.7 milyar lira tutarındaki faturanın, fatura ticareti organizasyonu çerçevesinde alınmış gösterilen emtia faturasına dayanılarak düzenlendiği, 31.3.2001 tarihi itibarıyla mükellefiyetinin silinmesi ve fatura ticaretinden elde edilen kazancın takdir komisyonunca takdir edilmesinin önerildiği anlaşılmaktadır.
Elektrik malzemeleri ticaretine 31.3.2000 tarihinde …’ın … İlçesinde başladıktan sonra kısa sürede yüksek ciroya ulaşmasına karşın, iş yerini faaliyete başladıktan yaklaşık altı ay sonra …’ya nakleden, belirtilen ciroya ulaşmasına elverişli iş organizasyonu ve sermaye donanımına sahip olmayan, alışlarını gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın faturalarla belgelendiren ve işçi de çalıştırmayan, …- …’da faaliyette bulunduğu 30.5.2000 tarihinde muhtelif elektrik malzemesinden oluşan ve davacının faaliyetini yürüttüğü …’dan temini, ekonomik ve ticari gereklere daha uygun olan emtianın gerçekten teslim alındığı ve yüksek tutardaki emtia bedelinin nakten ödendiği yönündeki iddiayı kanıtlama yükü, vergi idaresine değil, davacıya düşmektedir.
Yukarıda değinilen tüm saptamalar ve belirtilen hukuksal durum karşısında davanın, iddiasını kanıtlaması gereken davacıdan istenecek kanıtların sunulmasından ve incelenerek değerlendirilmesinden sonra karara bağlanması gerekirken, Vergi Usul Kanununun kanıt yüküne ilişkin düzenlemesine de aykırı olarak ve dosyadaki kanıtlar gözetilmeksizin verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmediğinden bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 15.5.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.