Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2008/345 E. 2008/360 K. 20.06.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2008/345 E.  ,  2008/360 K.
Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Karar Yılı : 2008
Karar No : 360
Esas Yılı : 2008
Esas No : 345
Karar Tarihi : 20/06/008

ÖDEME EMRİNE KARŞI AÇILAN DAVADA, VERGİYİ DOĞURAN OLAYIN MEYDANA GELMEDİĞİ YÖNÜNDEKİ İDDİANIN İNCELENME OLANAĞI BULUNMADIĞINDAN, DAVANIN REDDİ YOLUNDA VERİLEN VERGİ MAHKEMESİ ISRAR KARARINDA, HUKUKA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ HK.

Temyiz Eden: …
Vekili : …
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Sürücü kursu işleten davacı adına Şubat ila Kasım 2002 dönemleri için re’sen salınan (K) sınıfı sürücü aday belgesi harcı ile harcın bir katı üzerinden gecikme faizi eklenmek suretiyle kesilen vergi ziyaı cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davada; … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; ödeme emirlerinin harç ve vergi ziyaı cezasının harcın bir katı tutarındaki kısmı yönünden davayı reddetmiş, vergi ziyaı cezasının harcın bir katını aşan kısmı vergi idaresince düzeltme fişiyle tahakkuk kayıtlarından silindiğinden, ödeme emirlerinin vergi ziyaı cezasının gecikme faizinden oluşan kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Kararın davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına karşı davacının yaptığı temyiz istemini reddeden Danıştay Dokuzuncu Dairesi karar düzeltme istemi üzerine 21.11.2007 günlü ve E:2007/2900, K:2007/4232 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların ödeme emriyle istenebilecek borçlarının olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceğinin öngörüldüğü, 492 sayılı Harçlar Kanununda yer alan düzenleme uyarınca (K) sınıfı sürücü aday belgesi harcını doğuran olayın meydana gelmesinin, bu belgenin düzenlenmesine bağlı olduğu, olayda ise belgenin düzenlendiğine dair tespit bulunmadığı anlaşıldığından, amme alacağının kesinleştiğinden bahisle düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada bu durumun ödeme emriyle istenebilecek borcun bulunmadığı iddiası kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının 2002 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı (K) sınıfı sürücü aday belgesi harcını duyuran ihbarnamelerin tebliği üzerine açılan davada Mahkemelerince verilen dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dava dilekçesinin de reddedildiği, bu karardan sonra dava dilekçesi yenilenmeksizin, dilekçenin reddine ilişkin kararın temyiz edildiği ve Danıştay Dokuzuncu Dairesince istemin incelenmeksizin reddedilmesi üzerine ödeme emri düzenlendiğinin saptandığı, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde öngörülen ödeme emrine karşı açılan davalarda ileri sürülebilecek iddialar kapsamında bulunmadığı, bu safhada sadece tahsilata ilişkin idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının incelenebileceği gerekçesiyle, ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davacı tarafından temyiz edilmiş, vergiyi doğuran olay meydana gelmediğinden ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Danıştay Dokuzuncu Dairesinin E:;2007/2900, K:2007/4232 sayılı ve 21.11.2007 tarihli bozma kararındaki gerekçede belirtilen nedenler doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu mahkeme ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, tebligat işlemlerinin tamamlanması nedeniyle yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Vergi kanunlarının vergiyi bağladığı olayın meydana gelmesi veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı ve vergi yükümlüsünün borcunu teşkil edeceği Vergi Usul Kanununun 19’uncu maddesinde düzenlenen vergi alacağı; aynı Yasanın 20 ve 21’inci maddelerinde tanımlanan tarh ve tebliğinden sonra tahakkuk etmektedir. İzleyen 22’nci maddede tahakkuk, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi şeklinde tanımlandığından, davaya konu yapılan harç ve cezanın tahakkuk ettiği zamanın, Vergi Usul Kanununun 112 ve 368’inci maddelerine göre saptanması gerekmektedir.
213 sayılı Yasanın 112’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, vergi mahkemesinde dava açılması nedeniyle ve 2577 sayılı Yasanın 27’nci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca tahsili duran vergilerden taksit süresi geçmiş olanların, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliğinden başlayarak; 368’inci maddesinde ise cezaya karşı dava açılmışsa, vergi mahkemesi kararına göre vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğinden başlayarak bir ay içinde ödenmesi öngörülmüştür.
Ödenmesi gereken safhaya gelerek tahakkuk eden, kamu alacağı niteliği kazanarak 6183 sayılı Yasa kapsamına giren ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ödeme müddetinin son günü olan vadesinde de ödenmeyen kamu alacaklarının cebren tahsili için takibine başlanarak, kamu borçlusuna 55’inci maddeye göre tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davalarda ileri sürülebilecek üç iddiadan biri olan ödeme emriyle istenebilecek bir borcun bulunmadığı iddiası; usulüne göre tahakkuk etmiş bir borcun bulunmadığı, ödeme emrinin konu edindiği alacağın, kamu alacağı niteliğini kazanacak şekilde tahakkuk etmediği yönündeki iddiaları içermektedir.
Sözü edilen itiraz nedeni; yükümlüsü veya muhatabına vergi ve ceza ihbarnamesi düzenlenmesine neden oluşturan ve ihbarnamelerdeki vergi alacağı ve cezayı, vergi yasalarında gösterilen matrah ve oranlar üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak miktar itibarıyla belli eden bir idari işlem olan verginin tarhına da yol açan, vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi veya hukuki durumun tekemmülüyle ilgili olup, tarh safhasına ilişkin iddia ve itirazları kapsamamaktadır.
Davaya konu yapılan ödeme emriyle istenen harç ve cezaya ait ihbarnamenin tebliğinden sonra yapılan bu vergilendirmeye karşı açılan davaya ait dava dilekçesinin ikinci kez yenilenmek üzere reddinden sonra dava dilekçesini yenilemeyerek, salınan harç ve kesilen cezanın tarh safhasına ilişkin olup, harcı ve cezayı doğuran olayla ilgili iddialarını yargı yerine inceletme olanağını kullanmayan davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, 6183 sayılı Yasanın 58’inci maddesinde öngörülen, borcun bulunmadığı iddiası kapsamında görülemeyeceği gerekçesiyle verilen ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 20.6.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
Israr kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 21.11.2007 günlü ve E:2007/2900, K:2007/4232 sayılı bozma kararındaki esaslar uyarınca bozulması gerektiğinden, karara katılmıyoruz.