Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2008/100 E. 2010/157 K. 26.03.2010 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2008/100 E.  ,  2010/157 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2008/100
Karar No: 2010/157

Temyiz Eden : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf: Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği
Vekilleri: …

İstemin Özeti: … sayılı TIR karnesiyle, … Havalimanı Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünden yurda giriş yaparak … Gümrük Müdürlüğüne sevk edilen eşyanın ve aracın, sevk gümrüğünden çıkış yapmadığının tespiti üzerine, karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin, kefil sıfatıyla davacı kurumdan istenmesi yolundaki işlem davaya konu yapılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 8’inci maddesinin 1’inci ve 7’nci fıkralarına göre TIR karnesi sahibince TIR sözleşmesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, ödenmesi gereken vergilerin öncelikle asıl sorumlusundan isteneceği, tahsil edilmemesi halinde kefil kuruluştan tahsil edileceği, olayda, TIR karnesi muhteviyatı eşyaya ilişkin vergi ve resimlerin ödenmediğinin doğrudan kefil kuruluşa bildirildiği, yurt dışı edilmeyen eşyaya ait vergi ve resimler için öncelikle kefil kuruluş adına başlatılan takibattan sonra sorumlu kuruluşa ulaşıldığı ve gerekli bildirimlerin yapıldığı anlaşıldığından, kefil kuruluş adına yapılan işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemi iptal etmiştir.
Gümrük İdaresinin temyiz istemini reddeden Danıştay Yedinci Dairesi, karar düzeltme istemini inceleyerek verdiği 15.3.2007 günlü ve E:2006/4171, K:2007/1377 sayılı kararıyla; TIR karnesi muhteviyatı eşya yurt dışı edilmediği için taşıyıcı firmadan tahsil edilemeyen … lira gümrük vergisi ve katma değer vergisinin kefil kuruluş sıfatıyla davacıdan istenmesine ilişkin ilk işlemin, 14.10.2002 tarihinde tebliğ edildiği, 18.10.2002 tarihinde Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü kayıtlarına intikal eden dilekçe ile yapılan itiraz başvurusunun, tutar düzeltilerek reddine dair karar, 26.11.2002 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen dava açılmadığı; daha sonra, Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünün kararına istinaden Başmüdürlükçe, tutarın … lira olarak davacıdan istenmesi yolunda tesis edilen işlemin 11.12.2002 tarihinde tebliği üzerine, ret işlemi ile düzeltilen vergilerin iptali istemiyle, düzeltilmiş tutara ilişkin ödeme talebinin tebliğini müteakip 24.12.2002 tarihinde açılan işbu davada, Mahkemece, iptali istenen ve idari itiraza konu edilen işlemin, tahakkuk işlemi gibi nitelendirilerek hüküm kurulduğu, kefil kuruluş sıfatıyla davacı hakkında tesis edilen davaya konu işlem, 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamında yapılmış bir tahakkuk olmayıp, TIR Sözleşmesinin 7’nci ve 8’inci maddeleri uyarınca tesis edildiğinden, 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinde öngörülen idari itiraz prosedürüne tabi olmadığı, bu işlem için idari itiraz yoluna başvurulmaksızın, dava açma süresi içinde, doğrudan vergi mahkemesinde dava açılması gerektiği, Gümrük Başmüdürlüğü işlemine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen 30 gün içinde dava açılmadığı gibi 11’inci madde uyarınca dava açma süresi içinde Gümrük Müsteşarlığına yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemin tebliğ tarihinden itibaren, kalan süre içinde dava açılmadığından, olayda, idari dava açma süresinin hesaplanması bakımından, 2577 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin uygulanamayacağı, vergi alacağının istenmesi yolunda tesis edilen ilk işleme karşı süresinde dava açılmadığından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kefil sıfatıyla TIR karnesinden doğan sorumluluğunun kesinleştiği, davacı adına tesis edilen ikinci işlem ise Kurumun, yukarıda belirtilen hukuki durum nedeniyle ödemekle yükümlü olduğu miktarı düşürdüğünden, bir başka deyişle yalnızca sorumluluk miktarını azalttığından, davacıya yeni bir dava açma hakkı vermeyeceği bu nedenle davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve TIR karnesi kapsamındaki eşyanın yurt dışına çıkarılmaması nedeniyle vergilerin, öncelikle sorumlu firmadan istendiği ancak, tahsil edilememesi ve tahakkuk zamanaşımı süresinin dolma ihtimali göz önüne alınarak kefil kuruluştan istenmesinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi: Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : TIR karnesi kapsamında ithal edilen eşyaların yurt dışı edilmediğinin anlaşıldığından bahisle karne sahibince ödenmesi gereken gümrük vergilerinin kefil sıfatıyla davacıdan istenilmesine ilişkin işleme vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararını bozan Danıştay Yedinci Daire kararı üzerine, ilk kararında direnen vergi mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyiz istemine konu yapılan vergi mahkemesi kararıyla; TIR karnesi muhteviyatı eşya yurt dışı edilmediği için taşıyıcı firmadan tahsil edilemeyen … lira tutarındaki vergilerin kefil kuruluş sıfatıyla davacıdan istenmesine ilişkin 14.10.2002 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı 18.10.2002 tarihinde Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü kayıtlarına intikal eden dilekçe ile yapılan itiraz başvurusunun reddine dair kararı, 26.11.2002 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davaya konu edilmemişken, Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünün kararına istinaden Başmüdürlükçe, tutarın düzeltilerek … lira olarak davacıdan istenmesi yolunda tesis edilen işlemin 11.12.2002 tarihinde tebliği üzerine, ret işlemi ile düzeltilen vergilerin iptali istemiyle, düzeltilmiş tutara ilişkin ödeme talebinin tebliğini müteakip 24.12.2002 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığı kabul edilerek incelenmesine ilişkin hüküm fıkrası, Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararına uyulmayarak verildiğinden ısrar hükmü içermektedir. 2575 sayılı Yasanın 38’inci maddesinin 2’nci fıkrasının (a) bendi uyarınca kararın ısrar hükmü yönünden hukuka uygunluğu konusundaki temyiz incelemesinin Kurulumuzca yapılması gerektiğinden istem incelendi.
TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 6’ncı maddesi uyarınca, 3.5.1985 günlü ve 85/9449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye’de Kefil Kuruluş olarak yetkilendirilen ve TIR karnelerini vermekle görevlendirilen kuruluş Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliğidir.
Sözleşmenin 8’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, TIR işlemleri ile ilgili bir yolsuzluğun tespit edildiği ülkedeki gümrük kanunlarına ve yönetmeliklerine göre ödenmesi gereken ithal veya ihraç vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin gecikme faizlerini kefil kuruluşun ödeyeceği, kuruluşun, yukarıda sözü edilen şahıslardan tahsil edilecek paraların ödenmesinden, bu şahıslarla müştereken ve müteselsilen mesul olduğu; 7’nci fıkrasında, maddenin birinci ve ikinci paragraflarındaki tutarların ödenmesi gerekli hale geldiğinde, yetkili makamların, mümkün olduğu ölçüde, kefil kuruluştan ödeme isteğinde bulunmadan önce doğrudan doğruya sorumlu kişi veya kişilere başvuracağı kurala bağlanmıştır.
Bu hükümlerden de anlaşıldığı üzere kefil kuruluş olan davacı adına, TIR karnesi vermesi ve kefil kuruluş olmasından dolayı vergi ve resimlerin ödenmesi yolunda tesis edilen işlemin dayanağı, 3.5.1985 günlü ve 85/9449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve Sözleşme hükümleri olduğundan, tebliğ edilen işleme karşı 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesindeki itiraz usulü izlenerek dava açılmasına gerek bulunmadığı gibi tebliğ edilen işleme karşı genel dava açma süresinde dava açılması gerekmektedir.
Her ne kadar davacı adına … lira tutarındaki vergi ve resimlerin ödenmesi amacıyla tesis edilen ilk işleme karşı 4458 sayılı Kanundaki itiraz usulü izlenmiş olması nedeniyle bu işlem açısından dava açma süresi geçirilmiş olsa da, daha sonra tesis edilen ve vergi ve resimlerin tutarını azaltarak … lira olarak belirleyen işlemle, davacı adına daha önce tesis edilen işlemin kaldırılması nedeniyle TIR karnesinden doğan sorumluluğunun kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi bu işlemin tebliği üzerine otuz gün olan genel dava açma süresinde dava açıldığından, davanın düzeltilmiş tutara ilişkin işleme karşı açıldığını kabul ederek esasını inceleyen … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararındaki ısrar hükmünün dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Vergi mahkemesi kararının davanın esası incelenerek verilen ve davacı tarafından ödenmesi gereken vergi ve resimlerin tutarını azaltarak daha önce tesis edilen işlemi kaldıran işlemin iptali yolundaki hüküm fıkrası üzerinde evvelce temyiz merciince temyiz incelemesi yapılmamıştır. Israr hükmü içermeyen sözü edilen hükmün hukuka uygunluğu konusundaki yargısal denetimin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesine, 26.3.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.