Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/708 E. 2008/767 K. 26.12.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/708 E.  ,  2008/767 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/708
Karar No: 2008/767

Temyiz Edenler: 1- Maliye Bakanlığı
2- … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti : 61 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (6.2) işaretli bölümünde yer alan, istisna belgeli satıcılara ihraç kaydıyla teslimde bulunanlar lehine doğacak katma değer vergisi iade alacaklarının nakden iadesinin mümkün olmadığı, bu alacakları ancak mükelleflerin kendi vergi borçlarına mahsup edilebileceği şeklindeki düzenlemenin iptali ile katma değer vergisi iadesi tasdik raporu uyarınca nakden iade edildikten sonra davacının yeminli mali müşaviri tarafından vergi idaresine başvurularak, 61 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğine göre tasdik raporundaki nakten iadenin mahsuben iade şeklinde düzeltildiğinin bildirilmesi üzerine evvelce haksız iade edilen verginin gecikme faiziyle tahsili için tahakkuk fişi düzenlenerek aynı gün tahsil edilen tutarın ret ve iadesi istemiyle dava açılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17.9.2003 gün ve E:2000/4671, K:2003/4452 sayılı kararı ile görev yönünden bozulması üzerine bozma kararına uyan … Vergi Mahkemesi … gün ve E: …, K: … sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da inceleneceği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.
Danıştay Yedinci Dairesinin 13.11.2006 tarih ve E:2004/926, K:2006/3339 sayılı gönderme kararı üzerine davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 29.5.2007 günlü ve E:2007/67, K:2007/1788 sayılı kararıyla; dava konusu düzenleme 23.11.2001 tarih ve 24592 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 84 no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılmış ise de kaldırıldığı tarihe kadar icrai nitelikte düzenlemeler içerdiğinden davayı inceleyerek, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (1-b) bendi ile Türkiye’de ikamet etmeyen yolculara yapılan teslimlerin ihracat istisnası kapsamına alındığı, aynı maddenin 2’nci bendi ile Maliye Bakanlığına katma değer vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını, ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamak ve istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarların tespiti konusunda yetki verildiği, Bakanlığa, istisna belgeli mükellefler ile bu mükelleflere ihraç kaydıyla mal teslim eden mükellefler hakkında iade alacağıyla ilgili olarak ayrı ayrı düzenleme yapabilme yetkisi tanınmadığı, kaldı ki, kanunla verilen bir yetkiden söz edilse dahi, bu yetkinin kamu yararı ve Anayasanın 73’üncü maddesi ve vergilendirmede eşitlik ilkesi gözönünde tutularak kullanılması gerektiği, dolayısıyla, Kanunda istisna belgeli mükelleflere ihraç kaydıyla teslimden dolayı iade alacağı doğan mükelleflere bu alacaklarının nakten iadesine bir engel bulunmadığından, istisna belgeli mükelleflere tanınan nakden iade hakkının, bu mükelleflere ihraç kaydıyla teslimde bulunanlara tanınmaması yolundaki düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu düzenlemenin iptaline, tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile hesaplanan gecikme faizinin kaldırılmasına, ödenen tutarın ret ve iadesine karar vermiştir.
Maliye Bakanlığı Katma Değer Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin 2’nci fıkrasına dayanılarak, madde kapsamındaki teslim ve hizmetlerde, işlemlerin özelliğine, işlemi yapan mükellef grubunun durumuna göre kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla farklı usul ve esaslar belirlendiğini, 61 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (6.2) işaretli bölümünün kanunu uygun olduğunu, vergi dairesi müdürlüğü ise yapılan tahakkukta yasaya aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “mal ve hizmet ihracatı” başlıklı 11.maddesi ile “istisna edilmiş işlemlerde indirim” başlıklı 32.maddesinde katma değer vergisi iadesinin mahsuben veya nakden yapılacağına ve/veya bu hususta Maliye Bakanlığının yetkili olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmemiş iken 2.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunun 10’uncu maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 32’inci maddesine eklenen fıkra ile Maliye Bakanlığının katma değer vergisi iadesini mahsup suretiyle sınırlayabileceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda 2.1.2004 tarihine kadar Maliye Bakanlığının katma değer vergisi iadesini mahsup suretiyle sınırlamaya yetkili olmadığının kabulü gerekmektedir. Ancak Katma Değer Vergisi Kanununun 11’inci maddesinde, Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı mal satanlara ihraç kaydıyla teslimlere yönelik bir istisnaya yer verilmediği halde anılan maddenin “c” bendi ile ihracatçılara ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçılar için öngörülen istisna imkanı Maliye Bakanlığınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı mal satanlara ihraç kaydıyla teslimde bulunan mükelleflere de tanındığından, kanunda yer almayan istisna ve iade hakkını tanıyan Maliye Bakanlığının bu hakkı koşullara bağlaması veya sınırlandırması da mümkündür. Bu nedenle Türkiye’de ikamet etmeyenlere mal satanlara ihraç kayıtlı teslimlerde katma değer vergisi iadesinin mahsupla sınırlandırılmasının Kanuna aykırı olmadığı kanaati ile Danıştay Dördüncü Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden vergi dairesi temyiz isteminin reddi ile temyiz konusu Danıştay Dördüncü Daire kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Dördüncü Dairesinin 29.5.2007 günlü ve E:2007/67, K:2007/1788 sayılı kararı; aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 26.12.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X- K A R Ş I O Y
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “mal ve hizmet ihracatı” başlıklı 11’inci maddesinde, Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı mal satanlara ihraç kaydıyla teslimlere yönelik bir istisnaya yer verilmediği halde anılan maddenin “c” bendi ile ihracatçılara ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçılar için öngörülen istisna imkanı Maliye Bakanlığınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı mal satanlara ihraç kaydıyla teslimde bulunan mükelleflere de tanındığından, kanunda yer almayan istisna ve iade hakkını tanıyan Maliye Bakanlığının bu hakkı koşullara bağlaması veya sınırlandırması da mümkündür. Bu nedenle Türkiye’de ikamet etmeyenlere mal satanlara ihraç kayıtlı teslimlerde katma değer vergisi iadesinin mahsupla sınırlandırılması Kanuna aykırı olmadığından temyize konu Danıştay Dördüncü Daire kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.