Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/642 E. 2008/625 K. 10.10.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/642 E.  ,  2008/625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/642
Karar No: 2008/625

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: İşletmesine ait yabancı kaynağı, dahil olduğu holdingin kullanımına bırakmasına karşın finansman giderlerini gider indirimi kısıtlamasına tabi tutmadığı ve finansman gelir ve giderlerini netleştirdiği vergi incelemesiyle saptanan davacı, 1997 vergilendirme döneminden izleyen yıla devreden zararının azaltılmasını dava konusu yapmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının imalat faaliyetinde kullanmadığı yabancı kaynaklara ilişkin maliyetinin 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin 13’üncü bendi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 41’inci maddesinin 8’inci bendi gereği gider indirimi kısıtlamasına tabi olduğu, dahil olduğu … Anonim Şirketinin kullanımına bırakılarak imalat faaliyetiyle ilgisi kalmayan krediye ilişkin finansman giderlerinin gider kısıtlamasına tabi tutulması gerekirken tutulmadığı, ayrıca finansman gelir ve giderlerinin mukayese edilerek netleştirme yapılmasına da olanak bulunmadığı, bu durumda, inceleme elemanınca kanunen kabul edilmeyen gider olarak tespit edilen tutarın dönem zararından indirilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini reddeden Danıştay Dördüncü Dairesi, karar düzeltme aşamasında verdiği, 7.3.2006 günlü ve E:2005/1609, K:2006/390 sayılı kararıyla; Daire kararının, … Anonim Şirketine kullandırılan krediye ait olmayan, diğer finansman gelir ve giderleri mukayese edilerek yapılan netleştirme nedeniyle tespit edilen matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen karar düzeltme istemini reddetmiş, adı geçen Holdinge kullandırılan krediye ilişkin finansman giderlerinin, gider kısıtlamasına tabi tutulmamasından bulunan matrah farkından dolayı zararın azaltılmasını hukuka uygun bulan vergi mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi yönündeki hükme yönelik istemi kabul ederek, Daire kararının söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verdikten sonra bu konudaki temyiz başvurusunu yeniden incelemiş ve davacı kurumun bankadan aldığı krediyi işletmede ve imalat faaliyetinde kullanmayıp, bağlı olduğu holdinge aktardığı ve kredinin holding tarafından kullanıldığı, davacı şirketin ise, söz konusu krediye ilişkin finansman gelir ve giderlerini kaydetmek suretiyle muhasebeleştirdiği ve bu kredi nedeniyle üzerinde herhangi bir finansman yükü kalmadığı; bir işletmenin temin ettiği yabancı kaynaklara ilişkin giderlerinin, gider indirimi kısıtlamasına tabi olması için söz konusu kredinin işletme bünyesinde kullanılmasına karşın, imalat faaliyetinde kullanılmamış olması gerektiği, davacı tarafından alınan kredinin ise işletme bünyesinde hiç kullanılmadığı, doğrudan holdinge aktarıldığı ve holding tarafından kullanıldığı, bu nedenle gider indirimi kısıtlamasıyla Kanunda öngörülen amaç davacı şirket hakkında gerçekleşmediğinden bu kredi nedeniyle davacının gider indirimi kısıtlamasına tabi olmaması gerektiği, öte yandan, kendisine kredi aktarılan holdingin de bu kredi nedeniyle gider kısıtlamasına tabi olması halinde, aynı krediden dolayı mükerrer uygulanan gider indirimi kısıtlaması da doğabileceği gerekçesiyle, kararın bu hususa ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.
… Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, ilk kararın bozulan hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 11.7.2007 günlü ve E:2006/406, K:2007/246 sayılı kararıyla; bir işletmenin temin ettiği yabancı kaynaklara ilişkin giderlerin gider kısıtlamasına tabi olması için söz konusu kredinin işletmenin bünyesinde kullanılmasına karşın imalat faaliyetinde kullanılmamış olması gerektiği, davacı şirketin, bankadan aldığı krediyi işletme bünyesinde kullanmaksızın bağlı olduğu holdinge aktardığı, kredi aktarılan şirket tarafından kullanılırken, krediye ilişkin finansman gider ve gelirinin ise davacı tarafından muhasebeleştirildiği, diğer bir ifade ile davacı yüklendiği finansman giderini olduğu gibi krediyi kullanan şirkete aktardığından üzerinde herhangi bir finansman yükünün kalmadığı, bu nedenle Kanunun öngördüğü anlamda şirket bünyesinde kullanılan herhangi bir finansman kaynağı bulunmadığından söz konusu kredi nedeniyle davacının finansman gider kısıtlamasına tabi tutulamayacağı gerekçesiyle ısrar kararını bozmuştur.
Vergi idaresince, dava konusu inceleme raporu ile zarar azaltımına ilişkin olarak yapılan işlemlerin yasal olduğu ileri sürülerek Kurul kararının düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Karar düzeltme isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararına yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi isteminin, esas kararda düşüncede belirtilen esasların dikkate alınması suretiyle kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İsteme konu yapılan karar; vergi incelemesi sonucu, bildirilen dönem zararı azaltılan davacı tarafından açılan davanın, bu sonucu yaratan durumların hukuka uygunluğunun incelenmesi ve karara bağlanması, yargılama usulüne aykırı görülmeyerek verilmiş ve davanın reddi yolundaki ısrar kararı bozulmuştur. Kurulumuzca verilen bozma kararı, davacının dahil olduğu holdingin tasarrufuna bıraktığı yabancı kaynağa ait finansman giderlerinin, gider indirimi kısıtlamasına tabi olmadığı gerekçesiyle verilmiştir. Vergi idaresi Kurulumuzun sözü edilen karararının düzeltilmesini isteyen dilekçesinde sadece, Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi Kanunlarıyla Vergi Usul Kanunundaki düzenlemelerin, değinilen finansman giderlerinin de gider indirimi kısıtlamasına tabi tutulmasını gerektirdiğini ileri sürerek kararın düzeltilmesini istemiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında, karar düzeltme istemlerini inceleyen yargı yerlerinin; bu isteme ait dilekçede ileri sürülen sebeplerle bağlı olduğu düzenlendiğinden istemin, ihtilaflı harcamaların gider indirimi kısıtlamasına tabi olduğu yönündeki vergi idaresi iddiaları doğrultusunda incelenmesi gerekmektedir.
Gider indirimi kısıtlaması; bir yandan ticari işletmeleri öz kaynakları ile faaliyet yürütmeye yöneltmek, diğer yandan da işletme için gerekmeyen yabancı kaynaklar nedeniyle katlanılan ve enflasyonist bir ekonomik düzende bir kısmı finansman hizmetinin karşılığı da olmayan yüksek faiz yükünün tümüyle gider kabul edilmesinin, vergilendirilmesi gereken dönem kazancını belirlemeyi önlemesinden dolayı ve öz kaynakları ile faaliyet yürüten vergi yükümlüleri açısından doğacak eşitsizliği önlemek amacıyla öngörülmüştür.
Davacı kurumun, işletmesi için sağladığı yabancı kaynağı işletme faaliyetinde kullanmaktan vazgeçerek paydaşı bulunduğu holdingin kullanımına bıraktığı, kendisine finansman sağlayan kuruma karşı yüklendiği ve kendisinin holdinge sağladığı finansmandan dolayı elde ettiği faizi kayıtlarında ayrı ayrı muhasebeleştirdiğinde tartışma bulunmamaktadır. Holdingten elde edilen faizin, davacının elde ettiği diğer faizlerden farkı bulunmamaktadır. Söz konusu faiz, finansman giderleriyle netleştirilmesine olanak bulunmayan finansman geliri niteliğinde olduğu gibi holdingin tasarrufuna bırakılan yabancı kaynak için kendisine bu kaynağı sağlayan kuruma karşı yüklenilen faiz de diğer finansman giderlerinden farklı değildir.
İşletme için alınan ancak işletmenin ne imalat faaliyeti ve ne de diğer faaliyetleri için kullanılmayan yabancı kaynağa ait faiz yükünün, Gelir Vergisi Kanununun vergilendirme döneminde yürürlükte olan 41’inci maddesinin 8’inci bendi uyarınca gider indirimi kısıtlamasına tabi tutulması gerektiğinden, istemin 2577 sayılı Yasanın 54’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kabulü ile Kurulumuzca verilen 11.7.2007 günlü ve E:2006/406, K:2007/246 sayılı kararın kaldırılmasına oyçokluğu ile karar verildikten sonra davacının ısrar kararına karşı yaptığı temyiz istemi yeniden incelendi.
Temyiz dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen ididalar, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 10.10.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
İdare Hukuku kurallarına göre; kesin ve yürütülmesi zorunlu asıl işlemi tesise yetkili makama görüş açıklayıcı ya da hazırlayıcı; işlem olan raporlar kesin nitelik taşımazlar.
Bu yüzden, dayanak alınarak asıl işlem tesis edilmedikçe de, tek başlarına Hukuk Düzeninde herhangi bir sonuç doğuramazlar. Dolayısıyla; içerdiği önerilere bakılarak, bu inceleme raporunun mükellefin zararını azalttığı ya da ek vergi yükü getirdiği gibi bir niteleme yapılması, İdare Hukukunun yerleşik kurallarıyla bağdaştırılamaz.
Açıklanan bu nedenle, istemin kabulü ile Kurul kararının kaldırılmasından sonra ısrar kararının, ortada idari davaya konu olabilecek nitelikte bir işlem olmadığı gerekçesiyle ve sonucu itibarıyla onanması gerektiği oyu ile aksi yolda verilen karara katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
İstemin, vergi idaresinin karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesindeki iddialar doğrultusunda incelenmesi gerektiği yönündeki yargıya katılmakla birlikte, karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı ve istemin bu nedenle reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.