Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/57 E. 2007/275 K. 28.09.2007 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/57 E.  ,  2007/275 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/57
Karar No: 2007/275

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: 1997 yılı işlemleri incelenen davacı adına, inceleme raporuna dayanılarak, bir kısım emtia alımlarını içeriği itibarıyla yanıltıcı nitelikteki faturalarla belgelemek suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu ileri sürülerek, 1997/3-12 dönemleri için re’sen katma değer vergisi salınmış, ağır kusur cezası kesilmiştir.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında; Maliye Bakanlığı’nın vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergilerle kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiç bir mercie şikayette bulunulamayacağı, uzlaşılan vergi miktarı üzerinden aynı Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı, son fıkrasında ise; tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin esas ve usullerin Yönetmelikte belirtileceğinin hükme bağlandığı, aynı Kanuna 205 sayılı Kanunun 22 inci maddesiyle eklenen “uzlaşmanın mevzuu” başlıklı ek 1 inci maddesinde ise; uzlaşmanın yükümlü ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümlenmesini ifade ettiği, anılan Kanunun gerekçesinde uzlaşmada amacın, vergi uyuşmazlıklarının süratle halli ve böylece mükellefin tereddütlerinin bir an önce giderilmesi suretiyle onların huzura kavuşturulmasının sağlanması ve mükellefle vergi idaresi arasında vergi yönünden ortaya çıkan ihtilafların yine kendi aralarında görüşülerek çözüme bağlanması olduğunun açıklandığı, Kanunun amacı gözönüne alındığında vergi incelemesi ile tespit edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen vergi-ceza üzerinden yapılan uzlaşmanın söz konusu matrahla ilgili anlaşmazlığı tümüyle ve kesin olarak ortadan kaldıracağının kabul edildiği, uzlaşma ile yükümlünün salınan vergi ve kesilen ceza hakkında uyuşmazlık çıkaramayacağı kabul edildiğine göre, uzlaşmada taraf olan idarenin dönem vergisi üzerinde uzlaşma sağlandıktan sonra, aynı dönem hakkında inceleme yaparak matrah belirlemesi, uzlaşma ile sağlanan amaca aykırı düşeceğinden, yükümlü şirket hakkında Hesap Uzmanları Kurulu … Ekip Başkanlığının 11.5.1998 tarih ve … sayılı tam inceleme fişine dayanılarak 1997/Ocak-Aralık dönemi için belirlenen matrah farkına göre salınan cezalı vergiler üzerinden 24.7.1998 tarih ve … sayılı tutanakla uzlaşma sağlandığına göre, artık aynı dönemler için inceleme yapılıp üzerinde uzlaşma sağlanan dönemler için tekrar cezalı vergilendirme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 22.3.2005 günlü ve E:2003/2454, K:2005/692 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 11 inci maddesinin ikinci fıkrası ile tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiç bir mercie şikayette bulunulamayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, bu hüküm ile kastedilen amacın, uzlaşılan dönemler için farklı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir inceleme yapılmak suretiyle vergilendirme yapılamayacağı hususu olmayıp, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar için mükelleflerin dava açamayacakları, aynı zamanda üzerinde uzlaşma sağlanan aynı maddi hukuki olay nedeni ile idarenin mükerrer vergilendirme yoluna gidemeyeceği hususu olduğu, dava konusu olayda ise böyle bir durum mevcut olmayıp farklı maddi hukuki olaylardan dolayı farklı tarihlerde yapılan vergi incelemeleri sonucu önerilen cezalı vergilerin söz konusu olduğu, bu nedenle yükümlünün önceki tarihli vergi inceleme raporu ile önerilen cezalı vergilerde uzlaşmış olmasının aynı dönemler için farklı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir inceleme yapılamayacağı anlamına gelmeyeceği, bu itibarla vergi mahkemesince işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı gerekçe ile tarhiyatın kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; cezalı tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, hukuka aykırı olan vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek 11 inci maddesinin 2 nci fıkrası ile tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiç bir mercie şikayette bulunulamayacağı, hükme bağlanmış olmakla birlikte, bu hüküm ile kastedilen amaç, uzlaşılan dönemler için ayrı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir inceleme yapmak suretiyle vergilendirme yapılamayacağı hususu olmayıp, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar için mükelleflerin dava açamayacakları, aynı zamanda üzerinde uzlaşma sağlanan aynı maddi hukuki olay nedeni ile idarenin mükerrer vergilendirme yoluna gidemeyeceği hususu olduğu, olayda ise böyle bir durum mevcut olmayıp, ayrı maddi hukuki olaylardan dolayı farklı tarihlerde yapılan vergi incelemeleri sonucu yapılmış tarhiyat mevcut olduğundan, daha önceki inceleme raporu ile önerilen vergi ve cezalarda uzlaşılmış olması nedeniyle dava konusu tarhiyatın yapılamayacağından söz edilemeyeceği, bu nedenle işin esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
1997 yılı işlemleri incelenen davacı adına, inceleme raporuna dayanılarak, bir kısım emtia alımlarını içeriği itibarıyla yanıltıcı mahiyette faturalarla belgelemek suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu ileri sürülerek 1997/3-12 dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen ağır kusur cezasını kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun olay tarihinde yürürlükte olan ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında; Maliye Bakanlığı’nın vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergilerle kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiç bir mercie şikayette bulunulamayacağı, uzlaşılan vergi miktarı üzerinden aynı Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı, son fıkrasında ise; tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin esas ve usullerin Yönetmelikte belirtileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket hakkında Hesap Uzmanları Kurulu … Ekip Başkanlığının 11.5.1998 tarih ve 998/2 sayılı tam inceleme fişine dayanılarak 1997/Ocak-Aralık dönemi için belirlenen matrah farkına göre salınan cezalı vergiler üzerinden 24.7.1998 tarih ve 98/39 sayılı tutanakla uzlaşma sağlandığı, Vergi Mahkemesince; üzerinde uzlaşma sağlanan dönemler için tekrar inceleme yoluna gidilip cezalı vergilendirme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabul edildiği, vergi dairesi müdürlüğü tarafından verilen temyiz dilekçesinde; 30.7.1998 tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu ile önerilen cezalı verginin belgesiz mal satışına ilişkin olduğu ve bu raporla önerilen cezalı vergi için uzlaşıldığı, ancak dava konusu cezalı vergiye dayanak olan 8.5.2000 tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunun ise sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura kullanılması nedeniyle indirimlerin reddi gerektiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu ile önerilen cezalı vergiye ait olduğu, dolayısıyla önceki tarihli cezalı vergi için yükümlünün uzlaşmış olmasının yeni bir inceleme ve cezalı vergilendirmeye engel olmayacağı ileri sürülerek, anılan mahkemenin tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasının istendiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 11 inci maddesinin ikinci fıkrası ile, tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağı ve hiç bir mercie şikayette bulunulamayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, bu hüküm ile kastedilen amaç, uzlaşılan dönemler için farklı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir inceleme yapmak suretiyle vergilendirme yapılamayacağı hususu olmayıp, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar için mükelleflerin dava açamayacakları, aynı zamanda üzerinde uzlaşma sağlanan aynı maddi hukuki olay nedeni ile idarenin mükerrer vergilendirme yoluna gidemeyeceği hususudur. Dava konusu olayda ise böyle bir durum mevcut olmayıp, farklı maddi hukuki olaylardan dolayı farklı tarihlerde yapılan vergi incelemeleri sonucu önerilen cezalı vergiler söz konusudur. Bu nedenle, yükümlünün önceki tarihli vergi inceleme raporu ile önerilen cezalı vergilerde uzlaşmış olması, aynı dönemler için farklı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir inceleme yapılamayacağı anlamına gelmeyecektir.
Bu itibarla, vergi mahkemesince işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı gerekçe ile tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararında ısrar edilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 28.9.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.