Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/540 E. 2008/622 K. 10.10.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/540 E.  ,  2008/622 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/540
Karar No: 2008/622

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: İkrazatçılıktan elde ettiği kazancı beyan dışı bırakması nedeniyle 1999 yılı için re’sen salınan ve vadesinde ödenmeyen vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, fon payı ve gecikme faizinin tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emri dava konusu edilmiştir.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının bilinen adreslerinde bulunmaması, adreslerin boş ve kapalı olduğunun yoklama fişleri ve adres tespit tutanakları ile saptanması karşısında ihbarnamenin ilanen tebliğinde yasaya aykırılık görülmediği, ancak, davacı hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasında … Asliye Ceza Mahkemesince verilen … günlü ve E: …, K: … sayılı kararla, faizle para vermekten açılan kamu davasında tefecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla vergiye tabi bir faaliyette bulunmadığı iddiasının, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesindeki itiraz nedenlerinden borcun bulunmadığı iddiası kapsamına girdiği ve kanıtlandığının kabulü gerektiğinden ödeme emrinin iptaline karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 29.6.2005 günlü ve E:2004/2337, K:2005/1621 sayılı kararıyla; bilgi isteme yazısının ihbar dilekçesinde belirtilen “…” adresinde tanınmaması nedeniyle davacıya tebliğ edilemediği, 26.8.2003 tarihli yoklama fişiyle, davacının müdürü olduğu şirketin iş yeri adresinden dört yıl önce adres bırakmadan ayrıldığının, 11.9.2002 tarihli yoklama fişiyle davacının ikâmetgah adresinden ayrıldığının, adresin boş ve kapalı olduğunun tespit edildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 101’inci maddesinin 7’nci bendi uyarınca tebliğ edilemeyen ihbarnamenin aynı Kanunun 103’üncü maddesi uyarınca ilanen tebliğinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde, kamu alacağı niteliği kazanmış vergi ve cezaları doğuran vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili hukuka aykırılıkların ödeme emrine itiraz nedenleri arasında kabul edilmediği, ödeme emrine karşı açılan davada ileri sürülen vergiyi doğuran olaya ilişkin iddiaların ve davacı hakkında adli yargıda verilen beraat kararının, borcun bulunmadığı iddiası kapsamında görülerek ödeme emrinin iptalinde hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, ödeme emrininin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararına karşı vergi idaresi tarafından yapılan temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 26.1.2007 günlü ve E:2006/185, K:2007/56 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ikinci Bölümünde posta ile tebliğ usulüne ilişkin düzenlemelere yer verildikten sonra Üçüncü Bölümünde yer alan ve ilanen tebliğ usulünü düzenleyen 103’üncü maddede, muhatabın bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması nedeniyle gönderilen mektup geri gelirse veya posta yoluyla tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa, ilanen tebliğ yoluna gidileceği öngörüldüğü halde, bu usule uyulmadığı ve davacıya posta yoluyla tebligat çıkarılmadığı, Vergi Usul Kanununun 107’nci maddesine göre Maliye Bakanlığı tebliğleri memur eliyle yaptırmaya yetkili ise de, maddede bu hükmün uygulanmasında posta ile tebliğdeki esasların geçerli olacağının da düzenlendiği, dosyada tebliğ evrakının Vergi Usul Kanununun 102’nci maddesine uygun biçimde tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığından, kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından da söz edilemeyeceği, gerekçesiyle vergi mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmediği, gerekçesiyle temyiz istemini reddetmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğü; vergi mahkemesinin ilk kararında olduğu gibi temyiz mercii olan Daire kararında ihbarnamelerin ilanen tebliğinde hukuka aykırılık görülmediği, bozma hükmünün 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesindeki borcun yokluğuna ilişkin itiraz nedeninin, ödeme emrine karşı açılan davalarda vergi ve cezayı doğuran vergilendirmeye ilişkin hukuka aykırılıkları kapsamamasına dayandığı, ısrar hükmü bu yargıya uyulmaksızın verildiğinden, temyiz isteminin reddi yolundaki Kurul kararının usul ve kanuna aykırı düşmesi nedeniyle düzeltilmesini istemiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Kıdemli Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Ödeme emrine konu kamu alacağına ilişkin ihbarnamelerin ilanen tebliği, vergi mahkemesi ve Danıştay Üçüncü Dairesince hukuka uygun bulunmuş olup, tefecilik suçu nedeniyle açılan davada beraat edilmiş olmasını borcun yokluğu kapsamında gören vergi mahkemesi, aksi yöndeki bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, vergi mahkemelerince verilen ısrar kararlarının hukuka uygun olup olmadığını incelemekle görevli olduğundan, temyiz incelemesinin ısrar hükmü yönünden yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, karar düzeltme istemi kabul edilerek Kurulumuzun kararı kaldırıldıktan sonra, beraat kararı borcun yokluğu kapsamında görülerek ödeme emrininin iptali yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Danıştay Üçüncü Dairesinin 29.6.2005 gün ve K:2005/1621 sayılı kararında ye yer alan savcı düşüncesi uyarınca kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı ortadan kaldırıldıktan sonra temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Ödeme emrine karşı açılan davayı sonuçlandıran ilk kararında ödeme emrinin konusunu oluşturan vergi ve cezaya ait ihbarnamelerin ilan yoluyla duyurulmasında hukuka aykırılık görmeyen vergi mahkemesinin ulaştığı bu yargının, kararı temyizen inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesince de uygun bulunduğu ve ısrar kararı, ödeme emrine karşı açılan davalarda vergiyi doğuran olaya ilişkin iddiaların, 6183 sayılı Yasanın 58’inci maddesinde yer alan borcun yokluğu iddiası kapsamında olmadığı yönündeki bozma hükmüne uyulmayarak verildiği halde Kurulumuzca; vergi ve ceza ihbarnamelerinin ilan yoluyla duyurulmasının hukuka uygunluğu noktasından temyiz incelemesi yapılarak verilen kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi uyarınca düzeltilmesi gerektiğinden, istem kabul edilerek Kurulumuzun 26.1.2007 günlü ve E:2006/185, K:2007/56 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra ısrar kararına karşı vergi idaresinin yaptığı temyiz istemi yeniden incelendi:
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi ve cezalar, tarh ve tebliğ edildikten sonra dava konusu edilip edilmemesine bağlı olarak tahakkuk etmektedir.
Tahakkuk eden vergi ve cezanın vadesi geçtiği halde ödenmemiş olması halinde tahsil dairesinin, 6183 sayılı Yasanın 54’üncü maddesinde yazılı cebren takip yollarından birini izleyerek, tahakkuk etmek ve vadesi geçmekle kamu alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezayı tahsil etmesi gerekmektedir.
Cebren takip ve tahsil yolları izlenirken vergi idaresince kurulan idari işlemlere karşı açılan davalarda, takip edilen kamu alacağını yaratan vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili hukuka aykırılık iddialarının 6183 sayılı Yasanın 58’inci maddesinde ödeme emrine itiraz nedenleri arasında gösterilen borcun bulunmadığı iddiası kapsamında görülerek incelenmesine olanak yoktur. Zira, borcun bulunmadığı yönündeki itiraz nedeni; alacağın kamu alacağı niteliği kazanmasını önleyen hukuka aykırılıkları veya evvelce ödenerek ortadan kalkmasını kapsamaktadır.
Ödeme emriyle istenen vergi ve fon payının usulüne göre duyurulduğunu ve tahakkuk ettiğini saptayan vergi mahkemesinin, tahakkuk aşamasından önceki tarh aşaması ile ilgili olan ve vergiyi doğuran olayın varlığına ilişkin iddiaları, borcun yokluğu kapsamında görerek verdiği ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 10.10.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.