Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2007/500 E. 2008/762 K. 26.12.2008 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2007/500 E.  ,  2008/762 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2007/500
Karar No: 2008/762

Temyiz Eden: … Limited Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: 1999 yılında bir kısım emtia alışlarını, içeriği itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirerek katma değer vergisi indirimi yapması nedeniyle söz konusu faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılan vergi tutarından çıkarılması suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosuna göre ödenecek verginin çıktığı Haziran ve Kasım 1999 dönemi için davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu yapılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun, 29’uncu maddesinde mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslimlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisini, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceklerinin hükme bağlandığı, bu kuralların ancak, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani belgelerde yer alan katma değer vergisinin gerçekten ödenmesi halinde uygulanabileceği, davacı şirketin fatura aldığı, … Limited Şirketi’nin 10.2.1998 tarihinde kırtasiye, matbaa malzemeleri ve kağıt toptan ticareti amacıyla kurulduğu, kurucu ortağı ve müdürü …’ın, 1987 yılından itibaren sahte kimliklerle yanında çalışanların ve akrabalarının ortak olduğu şirketler kurarak sahte faturalar düzenlediği, deşifre edildiğinde faaliyeti bırakarak, başka vergi dairelerinin faaliyet alanlarında yeni şirketler kurduğu, bu nedenle ceza mahkemesinde yargılandığı, fatura ticareti yapmak için kurulan şirketin 1999 yılına ait alış belgelerinin tamamına yakınının sahte olduğu ve anılan şahsın fatura ticareti yaptığı yolundaki ifadesi tutanakta yer aldığından sözü edilen şirketin düzenlediği faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin indirilemeyeceği sonucuna ulaşarak davanın reddine karar vermiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 29.11.2006 günlü ve E:2006/994, K:2006/2421 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü ve 134’ncü maddelerine değinerek, davacı şirkete fatura veren şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundan, Şirketin kurucu ortağı ve müdürü …’ın, sahte kimliklerle yanında çalışanların ve akrabalarının ortak olduğu şirketler kurarak sahte fatura düzenlediği, deşifre edildiğinde faaliyeti bırakarak yeni şirketler kurduğu, inceleme raporuna ekli imzalı tutanakta, …’ın şirketin 1999 yılına ait belgelerinin tamamına yakınının sahte olduğu yolunda ifadesi bulunduğu ve hangi şirketlere komisyon karşılığı fatura düzenlediğinin belirtildiği, fatura ticareti adı geçenin ifadesiyle sabit olmuşsa da davacı şirketin …’ın komisyon karşılığı fatura düzenlediğini bildirdiği şirketler arasında sayılmadığı, sadece başka şirketlere sahte fatura düzenlediğinin tespit edilmesinden dolayı davacı şirket adına düzenlenen faturaların da sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılmayacağından tarhiyata karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, aynı nedenlerle, Haziran ve Eylül 1999 dönemi için davacı adına hesaplanan ancak aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizinin kaldırılmasına ilişkin Mahkemelerinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin 27.6.2006 günlü ve E:2005/1283, K:2006/1426 sayılı kararıyla bozulması üzerine, Mahkemelerince, bozmaya uyularak verilen … günlü ve E: …, K: … sayılı kararla, davanın, gecikme faizi ile katma değer vergisinin üç katı tutarındaki vergi ziyaı cezası yönünden reddine, cezanın aşan kısmının kaldırılmasına karar verildiğini belirterek davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davacı tarafından temyiz edilmiş, fatura düzenleyen şirketin alışlarının bir kısmının sahte olmadığı ve kendilerine verilen faturaların gerçek bir mal teslimine ilişkin olduğu, şirket tarafından ilgili dönemde katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilen vergilerin ödendiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ün Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Gerçekten bir emtia teslimine dayanmayan faturalarda gösterilen vergileri indirim konusu yapan davacı adına, bu indirimler kabul edilmeyerek yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) bendindeki; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
Mükellefler tarafından katma değer vergisi indirimi yapılabilmesi için vergisi indirim konusu yapılacak işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması ve bu fatura ve vesikalarda gösterilen ve indirim konusu yapılan katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş, yani indirim konusu yapan tarafından yüklenilmiş olması gerekmektedir. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödenmesi, dolayısıyla yüklenilmiş bir katma değer vergisi söz konusu olamayacağından vergi indirimi de yapılamaz. Bu nedenle vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçekten yapılmış bir teslime ilişkin olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır.
Gerçek bir teslime dayanmayan faturalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilmesi kabul edilmeyerek yapılan vergilendirmeye karşı açılan davalarda, her iki tarafın bu işlemlerle ilgili kayıtlarının varlığı yeterli değildir. Zira katma değer vergisinin indirilebilmesi, teslimin; faturayı düzenleyen tarafından, faturada gösterilen konu, birim fiyat ve tutarla ve faturayı kayıtlarına dahil eden tarafa yapılmasına bağlıdır. Böyle bir ilişkiyi temsil etmeksizin düzenlenen faturaların, belgelendirilmemiş maliyetleri belgelendirmek ya da maliyetleri yüksek göstermek amacıyla temin edildiği bilinen bir gerçektir. Hangi nedenle temin edilmiş olursa olsun her iki durumda da şeklen faturada yer alan katma değer vergisinin yüklenilmiş bir vergi olarak kabulüne olanak bulunmadığından indirim konusu yapılması, Katma Değer Vergisi Kanununa aykırıdır.
Davacı kurumun 20.3.2000 tarihinde unvanını değiştirerek halen kullanmakta olduğu unvanla faaliyetini sürdürdüğü ancak, vergisi ihtilaflı dönemdeki unvanının … Limited Şirketi olduğu dosyadaki belgelerden belirlendiğinden, … Limited Şirketi tarafından 1999 yılında düzenlenen KDV hariç … milyar lira tutarındaki ambalaj, baskı işleri ve eşantiyon açıklamalarını içeren ve vergilendirme döneminde beyan ettiği zararın üçte ikisinden yüksek tutardaki faturaların eski ticari unvanı olan … Limited Şirketi adına düzenlenmiş olacağında kuşku bulunmadığı gibi faturayı düzenleyen şirket hakkındaki saptamalar ve vergilendirme dönemindeki temsilcisinin faturalarda yer alan emtianın teslimi ve bedellerinin ödenmesine ilişkin açıklaması karşısında verilen, davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 26.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.