Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2006/50 E. 2006/286 K. 18.10.2006 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2006/50 E.  ,  2006/286 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2006/50
Karar No: 2006/286

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Yükümlünün elde ettiği kur farkından kaynaklanan bir kısım gelir nedeniyle 2002/Nisan dönemi için ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24 üncü maddesinin (c) bendinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil unsurlardan olduğunun belirtildiği, 26 ncı maddesinde de, bedelin dövizle hesaplanması halinde dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği düzenlemesinin yer aldığı, dosyanın incelenmesinden davacının inşa ettiği gayrimenkulleri döviz karşılığında sattığı, satış karşılığı aldığı senetlerdeki değere göre tahsil tarihinde oluşan kur farkını, katma değer vergisi matrahına ilave etmesi gerektiği yönündeki uygulama üzerine ihtirazi kayıtla beyan ederek katma değer vergisini ödediği ve dövizden kaynaklanan kur farkı elde ettiği açık olduğundan, bu farkın 3065 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (c) bendindeki değerlerden varsayılması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Davacı şirketin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 28.4.2005 günlü ve E:2003/3833, K:2005/1095 sayılı kararıyla; hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi ve hizmetin karşılığını ve verginin matrahını teşkil eden bedelin döviz olarak ödenmesi halinde, ödenen dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden muhasebeleştirilerek gelir kaydedilmesi zorunlu olup, zaman içinde oluşan kur farkının da, hizmetin karşılığını oluşturan bedel içinde kabulü ve matraha dahil edilmesinin mümkün olmadığı; diğer yandan, anılan Kanunun 20 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre teslim ve hizmet işlemlerinde matrahı oluşturan “bedel” kavramı aynı maddenin 2 nci fıkrasında açıkça tanımlandığı halde, kanun koyucu tarafından burada tanımlanan bedel kavramının kapsamında kabul edilmeyen fakat matraha dahil edilmesi gereken gelir kalemleri, Kanunun 24/c maddesinde özel olarak sayılmış olmasına karşın kur farkının bunlar arasında yer almadığı, sözü edilen maddelerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat kalemleri yer almasına karşın, kur farkının ekonomik konjonktür gereği negatif de olabileceği, dolayısıyla sadece gelir değil icabında gider de oluşturabileceği, buna göre, kur farkının Kanunun hizmetin tanımının yapıldığı 4 üncü maddesi kapsamında müstakil bir hizmet olarak kabul edilemeyeceği, 24/c maddesinde düzenlenen vade farkı ile aynı anlama gelmeyeceği ve kanun koyucunun kur farkının katma değer vergisine tabi olmasını amaçlamadığı sonucuna
varıldığından davayı reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, davanın reddi yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davacı şirket tarafından temyiz edilmiş, tahakkuk işleminin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararındaki esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi: Danıştay bozma kararındaki düşüncede belirtilen nedenler doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İnşa ettiği gayrimenkulleri döviz karşılığı satan yükümlü şirketin, senede bağlı döviz alacaklarının tahsil tarihinde lehine oluşan kur farkları üzerinden hesaplayarak ihtirazi kayıtla beyan edip ödediği katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmektedir.
3065 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (a) fıkrasında; “Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması” ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği belirtilmiş, 26 ncı maddesinde de; bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği, cari kuru belli olmayan dövizlerin Türk parasına çevrilmesine ilişkin esasları Maliye ve Gümrük Bakanlığının belirleyeceği, belirtilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, mal teslimi ve hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana geldiğinden, bedelin döviz olarak hesaplanması halinde, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği teslim tarihindeki cari kur üzerinden muhasebeleştirilerek gelir kaydedilmesi gerekmekte olup, dövizin farklı zamanlarda ödenmesi nedeniyle oluşabilecek kur farklarının bu bedeli menfi veya müspet olarak etkilemesi düşünülemez.
Nitekim, Kanunun 20 nci maddesinde bedel kavramı açıkça tanımlanmış olmasına rağmen kanun koyucu aynı Kanunun 24 üncü maddesinin c bendinde vade farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğunu kurala bağlamış; ancak, kur farkına bunlar arasında yer vermemiştir.
Bu durumda, döviz üzerinden yapılan vadeli satışlarda, senedin tahsil edildiği tarihte, malın teslimi ile oluşan vergiyi doğuran olay tarihine göre ortaya çıkan menfi veya müspet kur farklarının bedel kavramına dahil olmadığı, kur farkının Kanunun 24/c maddesinde matraha dahil olduğu belirtilen unsurlar arasında da sayılmadığı açık olduğundan, katma değer vergisine tabi tutulmasına hukuken olanak bulunmayıp, ihtirazi kayıtla ödenen katma değer vergisinin yükümlüye iadesi gerektiğinden, davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 18.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.