Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2006/312 E. 2007/93 K. 09.03.2007 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2006/312 E.  ,  2007/93 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2006/312
Karar No: 2007/93

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: DSİ ile yaptığı sözleşme uyarınca … ve … Barajlarının yapımını üstlenen davacının 2000 yılının Aralık dönemine ilişkin katma değer vergisi borcunun … lira tutarındaki kısmını vadesinde ödemediğinden söz edilerek, adına hesaplanan gecikme zammını ihtirazi kayıtla ödeyerek gecikme zammının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın iadesi istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olayda davacının, 2000 yılının Aralık dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini vermeden önce 18.1.2001 tarihinde DSİ Merkez Saymanlığına başvurarak saymanlıkta ne kadar katma değer vergisi alacaklarının bulunduğunun kendilerine ve mükellefi bulundukları … Vergi Dairesine bildirilmesini istediği, 23.1.2001 tarihli cevabi yazı ile toplam … lira katma değer vergisi alacaklarının bulunduğunun bildirilmesi üzerine ilgili dönem beyannamesini vererek bildirilen miktardaki katma değer vergisi alacağının ödenmesi gereken katma değer vergisinden mahsubunu istediği, ancak, ilgili vergi dairesinin, DSİ Merkez Saymanlığına 26.1.2001 tarihinde başvurarak mükellefin mahsubunu talep ettiği paranın hesaplarına aktarılmasını istemesi üzerine, DSİ Merkez Saymanlığının 6.2.2001 tarihli cevabi yazısı ile kendilerinde bulunan paranın … lirasının 26.1.2001 tarihinde davacının hesaplarına aktarıldığı, bakiye tutar … lirasının ise davacının katma değer vergisi borcuna mahsup edilmek üzere Hazine İç Ödemeler Saymanlığına bildirildiğinin beyan edildiği, uyuşmazlık konusu verginin son ödeme günü olan 25.1.2001 gününden önce mükellef tarafından gerekli başvurular yapılarak mahsup talebinde bulunulduğu, ancak DSİ Merkez Saymanlığının vergi dairesine bilgi vermediği gibi hesapta bulunan paranın bir kısmını mükellefin hesabına aktardığı ve geri kalan … lirayı ise 6.2.2001 tarihinde Hazine İç Ödemeler Saymanlığına mahsup için bildirdiği, mükellefin hiçbir talebi olmadığı halde hesabına aktarılan paraya dokunmadan vergi dairesine aktardığı anlaşıldığından mükellefe yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen yapılan tahakkuk işleminde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle gecikme zammının iadesine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 26.10.2005 günlü ve E:2002/2232, K:2005/2556 sayılı kararıyla; davacı şirketin, 18.1.2001 tarihinde, DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğüne başvurarak vergi alacağının bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirilmesini istediği; Aralık/2000 dönemi katma değer vergisi beyannamesini süresinde verdiği; aynı tarihte vergi borcunun vergi alacağından mahsubu talebinde bulunduğu; DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünce davacı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine aktarılması gereken paranın davacı şirkete aktarıldığı; davalı İdarece davacı şirketin vergi borcunu vadesinde ödemediğinden bahisle anılan borç için, gecikme zammı hesaplandığı; ihtirazi kayıtla ödenen gecikme zammının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı, olayda, DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünce yapılan hatalı ve geç ödeme nedeniyle Vergi Dairesi Müdürlüğünün kusurundan söz edilemeyeceği, uyuşmazlıkta 6183 sayılı Yasa’nın 51’inci maddesi kapsamında vadesinde ödenmeyen bir amme alacağı bulunduğunun da kuşkusuz olduğu, dolayısıyla, katma değer vergisi borcunun vadesinde ödenmediğinden, geç ödeme nedeniyle, davacı şirket adına, anılan 51’inci madde uyarınca, gecikme zammı hesaplanmasının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; gecikme zammının iadesi yolunda verdiği kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı davalı idarece temyiz edilmiş, vadesinde ödenmeyen vergi borcu için, gecikme her ne sebeple olursa olsun gecikme zammı uygulanmasının zorunlu olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararındaki esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
DSİ ile yaptığı sözleşme uyarınca … ve … Barajlarının yapımını üstlenen davacının 2000 yılının Aralık dönemine ilişkin katma değer vergisi borcunun … lira tutarındaki kısmını vadesinde ödemediğinden söz edilerek, hesaplanan ve ihtirazi kayıtla ödenen gecikme zammının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın iadesi istemiyle açılan davada, gecikme zammının iadesine ilişkin kararında ısrar edilmesine ilişkin vergi mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde, amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı gecikme zammı hesaplanacağı öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, 2000 yılının Aralık dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini süresi içinde veren davacı şirket adına tahakkuk eden katma değer vergisi borcunun bir kısmını ödeyen yükümlünün 18.1.2001 tarihinde DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğüne başvurarak, vergi alacağının miktarının kendilerine ve mükellefi bulundukları … Vergi Dairesi Müdürlüğüne bildirilmesini istediği, yine davalı idareye verdiği 25.1.2001 tarihli dilekçe ile de DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünden alacaklı bulundukları toplam … liranın borçlarına mahsup işleminin yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı idarece bu dilekçe üzerine 26.1.2001 tarihinde söz konusu tutarın DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünden talep edildiği, ancak anılan Saymanlık Müdürlüğünce mahsubu talep edilen toplam … liranın … lirasının 26.1.2001 tarihinde mükellefin banka hesabına gönderildiği, bakiye tutar olan … liranın da … Vergi Dairesine olan borcuna mahsup edilmek üzere Hazine İç Ödemeler Saymanlığına bildirildiği de dosyada mevcut belgelerle sabittir.
Davalı idarece, DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünün vergi dairesi hesabına geç ve eksik olarak aktardığı tutarın tümü için gecikme faizi hesaplanmış ise de, uyuşmazlığa konu gecikme zammının üzerinden hesaplandığı katma değer vergisi borcunun mahsup yoluyla ödenmesi için süresi içinde vergi idaresine başvuran davacı adına DSİ Merkez Saymanlığın 6.2.2001 tarihli yazısı ve 16.2.2001 tarihli saymanlık işlem fişi ile Hazine İç Ödemeler Saymanlığına aktardığı … liralık tutarın vergi dairesi hesaplarına geç intikali dolayısıyla mükellefe yüklenebilecek bir kusurdan söz edilemeyeceği gibi mükellefin tasarrufunda bulunmayan ve katma bütçeli idare ile genel bütçeye dahil idareler arası işlemlerdeki gecikme nedeniyle geç ödendiği ileri sürülen bu tutar için gecikme zammı hesaplanmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
DSİ Merkez Saymanlık Müdürlüğünce hataen mükellefin banka hesabına aktarılan … liralık kısma gelince; bu tutarın 26.1.2001 tarihinde mükellefin hesabına aktarılmasıyla idare nezdinde mahsup edilebilecek herhangi bir alacağın kalmadığı açıktır. Bu tarihten itibaren kendi isteği dışında da olsa mükellefin tasarrufunda bulunan paranın zamanında vergi dairesine intikal ettirildiğini kabule olanak bulunmadığından, yapılan hata konusunda hiçbir bilgisi bulunmayan vergi dairesinin vade tarihi ile bu meblağın ihtirazi kayıtla ödendiği 23.2.2001 tarihine kadar 6183 ayılı Yasanın 51 inci maddesine göre gecikme faizi hesaplanmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu durumda, vergi mahkemesince verilen kararın, bu kısma ait gecikme zammının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının davacının hesabına aktarılan miktar yönünden bozulmasına, temyiz isteminin fazlaya ilişkin kısmının ise reddine, 9.3.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği oyu ile kararın redde ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle kararın bozmaya ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyoruz.