Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2005/71 E. 2005/155 K. 17.06.2005 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2005/71 E.  ,  2005/155 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2005/71
Karar No: 2005/155

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Tohum toptan ticareti yapan davacının, 1999 takvim yılına ilişkin işlemleri envanter yönünden incelenerek, bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı görüşüyle adına re’sen vergi zıyaı cezalı gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmıştır.
… Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; envanterin incelenmesi sırasında işletmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi, defter ve belgelerde görünen tüm emtia çeşitlerini içeren bir araştırma yapılması gerektiği, tarhiyatın dayanağını oluşturan inceleme raporunda ise bazı emtia cinsleri açısından bir değerlendirme yapılmaksızın, sadece vergi inceleme elemanının kendince seçtiği bazı emtia çeşitlerinde yaptığı envanter esas alınarak bulunan matrah farkında yasal isabet görülmediği, gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 22.6.2004 günlü ve E:2003/1937, K:2004/1807 sayılı kararıyla; tarhiyatın dayanağını oluşturan vergi inceleme raporunda, davacıya ait işyerinde bazı emtia cinsleri itibarıyla kaydi envanter yapıldığı, davacının ifade ettiği fire oranı esas alınarak matrah farkı hesaplandığı, bilanço günündeki mevcutların, alacakların ve borçların saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve ayrıntılı olarak tespit edilmesi biçiminde Vergi Usul Kanununun 186 ncı maddesinde tanımlanan envanterden satış noksanı bulunması, verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığını gösterdiğinden, bu noksanlıkların mükelleflerce hukuken geçerli sebeplerle açıklanmaması nedeniyle hasılatın bir bölümünün gizlendiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle, olayda davacının ticaretini yaptığı emtia ile ilgili belli veriler dikkate alınmak suretiyle envanter yapılarak dönem matrahının saptanmasının olanaklı olduğu, ancak, davacının ticaretini yaptığı zirai tohumların tamamının dikkate alınmadığı ve gerçek firenin araştırılmadığı yolundaki iddiaları dikkate alınıp, gerekli görüldüğü takdirde bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; tarhiyatın terkini yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, vergi inceleme raporuna dayalı tarhiyatta yasaya aykırılık görülmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Bilanço esasına göre defter tutma başlığını taşıyan üçüncü bölümünde yer alan 186 ncı maddede mükelleflerin envanterini nasıl çıkarması gerektiğinin düzenlendiği, söz konusu maddenin envanter incelemesinin ne şekilde yapılması gerektiği yolunda bir düzenleme olmadığı, eksik incelemeye dayalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Tohum toptan ticareti yapan davacının 1999 takvim yılı işlemlerinin kaydi envanter yönünden incelenmesi sonucu bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı görüşüyle adına re’sen salınan vergi zıyaı cezalı gelir vergisi ve fon payını kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 186’ncı maddesindeki tanıma göre envanter çıkarmak; bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları; saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle hem kesin bir şekilde ve hem de ayrıntılı olarak saptamaktır. Ticari kazancın bilanço esasına göre tespitinde, Vergi Usul Kanununun 192’nci ve Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddeleri; işletme hesabı esasına göre tespitinde ise Vergi Usul Kanununun 196’ncı maddesinin birinci fıkrasına bağlı (B-2) alt bendi ile Gelir Vergisi Kanununun 39’uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hesap dönemi sonunda çıkarılan envanterdeki emtia mevcudunun değeri, vergilendirilmesi gereken kazancı doğrudan etkilemektedir.
Vergi Usul Kanununun 30’uncu maddesinin ikinci fıkrasına bağlı 6’ncı bentte, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına ilişkin kanıt bulunması ise re’sen tarh nedeni sayılmıştır.
Gerek bilanço esasına göre defter tutanların ve gerekse emtia üzerine iş yapan işletme hesabı esasına göre defter tutanların çıkarması zorunlu olan emtia envanterinin, yukarıda değinilen 186’ncı maddedeki düzenlemeden dolayı, kesin olması ve emtia cins ve miktarına ilişkin ayrıntılı bilgiyi içermesi gerektiğinden, emtia envanterine dahil edilen kıymetlerden bir veya birkaçında cins veya miktar bakımından noksanlık saptanması, ilgililerin dönem kazançlarının gerçeğe uygun belirlenmediğine ilişkin delil bulunduğunu gösterir. Envanterden saptanan bu noksanlığın, yükümlüler tarafından hukuken geçerli nedenlerle açıklanabilmesi gerekir. Bu yolda yeterli açıklama yapılamaması, noksanlık matraha alınmak suretiyle ilgilinin re’sen vergilendirilmesini gerektirir. Bu nedenle, sondaj yöntemiyle birkaç emtiada noksanlık bulunması halinde, re’sen vergilendirme yapılamayacağının kabulü hukuka uygun düşmemiştir. Ancak, emtia envanterinin çıkarılması sırasında; dönem içi işlemlere ait alış ve satış belgelerinde bu emtia cinslerinden biri yerine diğerinin işleme konu gösterilmesinden oluşan noksanlıklar da doğabileceğinden, yükümlülerce ileri sürülmek ve kanıtlanmak koşuluyla yargı yerlerince bulunan matrah farklarının azaltılması ve kaldırılmasına karar verilebileceğinde de kuşku yoktur.
Tohum toptan ticareti yapan ve 1999 vergilendirme dönemine ilişkin işlemleri emtia envanterinde yer alan (17) cins emtiada miktarca noksanlık bulunması nedeniyle yapılan vergilendirmeye karşı açılan davada davacı; gerçek fire oranının araştırılarak uygulanması ve emtia envanterine dahil tüm tohumların göz önüne alınması halinde noksan beyan edilmiş bir kazancın bulunmadığı sonucuna ulaşılacağını ileri sürerek dava açmıştır. İleri sürülen iddialar, vergilendirmenin matrahını etkileyecek nitelikte olduğu halde, 2577 sayılı Yasanın 20’nci maddesi uyarınca, davacıya ait defter ve belgeler ile gerekli görülen diğer bilgiler elde edildikten ve gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırıldıktan sonra emtia envanterinden bulunan farkın, hukuka uygunluğu hakkında hüküm kurulması gerekirken, dönem sonu emtia mevcudunun tümü üzerinde envanter incelemesi yapılmamış olmasının vergilendirmeyi hukuka aykırı kıldığı yolunda verilen ısrar kararı, yasaya uygun düşmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 17.6.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden karara katılmıyoruz.