Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2005/211 E. 2006/102 K. 14.04.2006 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2005/211 E.  ,  2006/102 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2005/211
Karar No: 2006/102

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Davacı şirketin 2001 ve 2002 yılı işlemlerinin incelenmeye başlanılması üzerine tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 4811 sayılı Vergi Barışı Yasasının yürürlüğe girdiği tarihten önce davacı şirket hakkında 2001 ve 2002 yıllarına ilişkin vergi incelemesi başlatıldığı, inceleme sonuçlanmadan 4811 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle 1998-2001 yılları için matrah artırımında bulunulduğu, inceleme sonucunda ise yükümlü şirketin 2001 yılında indirim konusu yaptığı bazı katma değer vergilerini içeren faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinden bahisle 2001/Aralık döneminden 2002 yılına devreden katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle dava konusu ihtiyati haczin dayanağı olan cezalı tarhiyatların yapıldığı, bu tarhiyatlara karşı açılan davada Mahkemelerinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, davacı şirketin matrah artırımında bulunduğu dönem için inceleme yapılamayacağı ve sözkonusu dönem kayıtları esas alınarak tarhiyat yapılmasının mükerrer vergilendirme yaratacağı, bu durumun 4811 sayılı Yasanın matrah artırımına ilişkin hükümleri ile sağlanmak istenen amaca ve vergilendirme ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiş olduğundan, dava konusu ihtiyati haczin dayanağı vergi ve cezaların kaldırılması nedeniyle dayanağı kalmayan ihtiyati haciz kararının iptaline karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 22.12.2004 günlü ve E:2004/1193, K:2004/6901 sayılı kararıyla; 4811 sayılı Yasanın 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasında katma değer vergisi mükelleflerinin; her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden Şubat 2003 sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükelleflerin nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağının hükme bağlandığı, aynı maddenin 7 nci fıkrasında ise; artırımda bulunulan yıllarla ilgili olarak kendileri hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve nakden ya da mahsuben iade işlemleriyle sınırlı olmak üzere, inceleme ve tarhiyat hakkının saklı olduğu düzenlemesinin yer aldığı, bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, yükümlülerin artırımda bulundukları yıllarla ilgili olarak sonradan vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağı anlaşılmaktaysa da, bunlar hakkında artırımda bulundukları yılların Aralık ayından bir sonraki yıla devreden katma değer vergileriyle sınırlı olmak üzere inceleme ve buna bağlı olarak tarhiyat yapılabileceği hususunun açık bulunduğu, bu durumda, olayda, en son 2001 yılı için artırımda bulunan yükümlü şirketin bu yılın Aralık ayından sonraki döneme devreden katma değer vergisinin sahte fatura kullanımı nedeniyle azaltılması suretiyle bir sonraki yılın muhtelif dönemleri için cezalı tarhiyat yapılabileceğinden, mahkemece ihtiyati hacze ilişki bu davanın işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen kararın, ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için teminat altına alınması gereken bir amme alacağı bulunması gerektiği ve amme alacağının terkinine hükmedilmesi nedeniyle ihtiyati haczin de iptali gerektiği gerekçesine dayalı olduğu, dolayısıyla bozma kararında belirtilen inceleme ve tarhiyat yapılabileceği ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçeye katılma imkanı bulunmadığı gibi, katma değer vergisi yönünden davanın kabulü ile cezalı tarhiyatın terkini yolundaki kararın bozulması üzerine ilk kararda ısrar edilerek vergi ve cezanın kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle, dava konusu ihtiyati haczin dayanağı kalmadığından iptali gerektiği gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, yapılan işlemlerde yasaya aykırılık olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Israr kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 22.12.2004 tarih ve E:2004/1193, K:2004/6901 sayılı bozma kararının dayandığı gerekçe karşısında temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
2001 ve 2002 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2002 yılının Temmuz ila Kasım dönemleri için re’sen salınan vergi zıyaı cezalı katma değer vergisi nedeniyle davacı şirket adına tesis edilen 26.8.2003 günlü ve 2003-147 sayılı ihtiyati haciz kararının iptali yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin (1) işaretli bendinde; 9 uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip haller mevcut ise ihtiyati haczin, hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme iadesinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal uygulanacağı düzenlemesi yer almış, aynı Kanunun 9 uncu maddesinde de, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi uyarınca ceza kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği öngörülmüştür.
6183 sayılı Kanunun kamu alacağının korunması ile ilgili hükümleri kapsayan Birinci Kısmının İkinci Bölümünde yer alan teminat istenmesi, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk müesseseleri, henüz kamu alacağı olma niteliği kazanmamış vergi ve cezaların, tahakkuk ettikleri tarihte karşılaşılabilecek tahsil imkansızlığına bir önlem olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla özel kanunlara göre henüz tahakkuk etmemiş vergi ve cezalar hakkında, kamu alacağının güvenceye bağlanması amacıyla öngörülen teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati hacze karşı açılacak davaların, dava konusu edilmekle tahsili duran vergi ve cezalar hakkında yapılacak yargılamadan ayrı ve bağımsız olarak incelenmesi ve hukuka uygunluk denetiminin de, tedbir mahiyetinde tesis edilen işlemin tesis edildiği andaki hukuki duruma göre yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu ihtiyati haciz kararı hakkında, belirtilen esaslar doğrultusunda bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, vergi mahkemesince, ihtiyati haciz işlemi ile teminat altına alınmak istenen amme alacağının Mahkemelerince terkinine hükmedilmiş olması nedeniyle ihtiyati haczin de iptali gerektiği gerekçesiyle ısrar kararı verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 14.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.