Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2005/1 E. 2005/106 K. 22.04.2005 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2005/1 E.  ,  2005/106 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2005/1
Karar No: 2005/106

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: 1998/Kasım dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini vermeyen davacı şirket adına takdir komisyonu kararıyla belirlenen matrah üzerinden salınan katma değer vergisi, kesilen ağır kusur cezası ve vadesinde ödenmemesi nedeniyle hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmiştir.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacı şirketin, ödeme emri safhasında, şirketin faaliyeti ve dolayısıyla borcu da bulunmadığı yönündeki iddialarının, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde belirtilen “böyle bir borcun olmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine gönderilen belgelerden, davacı şirketin bilinen adresindeki faaliyetini terk ettiği, aynı adreste, 18.6.1997 tarihi itibarıyla …’ın faaliyete başladığı, 2.3.1998 tarihinde de aynı işyerinde …’ın faaliyete geçtiği; davalı idarece, davacı şirketin faaliyetine fiilen devam ettiğine ilişkin tespit yapılmadığının belirtildiği; davalı idarece Mahkemeye gönderilen, davacı şirketin karar defteri fotokopisinden, 17.6.1997 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, davacı şirketin faaliyetine bir süre ara verileceğinden, yeni merkez adresinin, … adresi olmasına karar verildiği ve bu adresin şirket müdürünün ikametgah adresi olduğu, davacı şirket müdürü nezdinde 3.12.1998 tarihinde düzenlenen yoklama fişiyle, şirketin işyerinin olmadığı, faaliyetinin durdurulduğunun tespit edildiği, bu durumda, davacı şirket tasfiye edilmemiş olmakla birlikte, ihtilaflı dönemde faaliyetini askıya aldığı, hiçbir ticari faaliyeti, mal veya hizmet tesliminin ve elde edilen bir gelirinin de bulunmadığı anlaşıldığından, ilgili dönemde ticari faaliyetin bulunmadığı yolundaki iddianın, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde yer alan “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesi icap ettiği gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 24.2.2004 günlü ve E:2002/2102, K:2004/429 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55 ve 58 inci maddelerinde sözü edilen ödeme emrinin konu edindiği kamu alacağını yaratan işlemlerden ayrı ve bağımsız bir idari işlem olduğu, ödeme emri düzenlenmesinin ilk nedeninin vadesinde ödenmeyen kamu alacağını yaratan bu işlem olduğu, bu işlem olmadan kamu alacağı hukuken doğamayacağından ödeme emri düzenlenmesinin de söz konusu olamayacağı, diğer bir ifadeyle ayrılabilir işlemler zincirinin bulunduğu ve her işlemde mevcut hukuka aykırılıkların yalnızca o işlemin iptali istemiyle açılacak idari davada incelenebileceği, işlemin bu nedenle idari yargı yerince iptal edilmiş olması dışında, bu işleme dayanılarak yapılan ve kendisinden ayrılabilir nitelikte sonraki işlemi hukuka aykırı kılmasının söz konusu olmayacağı; diğer yandan davacı şirket ortağı …’ın şirketin anılan işyerinde, aynı konuda başlattığı faaliyetinin, davacı şirketin faaliyetinin devamı niteliğinde olup olmadığının tartışılması da ancak, tarhiyata karşı dava açılması durumunda mümkün olduğundan, kamu alacağının tarhına ilişkin işlemde olabilecek hukuka aykırılıkların ödeme emrine karşı açılan davada “borcum yoktur” iddiası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu bakımdan; vergi mahkemesince, dava hakkında, davacının ilgili dönemde ticari faaliyeti olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçelerle kararında ısrar etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinde yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
… Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 22.4.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının Danıştay Yedinci Dairesinin 24.2.2004 günlü ve E:2002/2102, K:2004/429 sayılı bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.