Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2004/89 E. 2004/138 K. 12.11.2004 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2004/89 E.  ,  2004/138 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2004/89
Karar No: 2004/138

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Davacının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek 1998 yılının Ocak-Eylül dönemleri için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kısmen kaldırılması yolundaki … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararına karşı tarafların yaptığı temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 17.12.2003 günlü ve E:2000/9805, K:2003/5123 sayılı kararıyla; Türk Vergi Sisteminin, vergiyi doğuran olayın belgelendirilmesi ve bu belgenin de belli süreler içerisinde yasada öngörülen defterlere kaydedilmesi esasına dayalı olduğu, yasa maddelerinde öngörülen usul ve esaslara uygun olarak düzenlenen belgeler ve bu belgelere dayanılarak yapılan kayıtların, Vergi Hukukunda “ilk görünüş ya da doğruluk karinesi” adı verilen bir hukuksal ön kabulden yararlanacağı, ancak, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin “İspat” başlıklı (B) fıkrasına göre, usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtlarla tevsik edilen hukuki muamelelerin vergilendirmeye esas alınabilmesi için biçimsel uygunluk yeterli olmayıp, belge ve kayıtlarla tespit edilen hukuki muamelelerin gerçek durumu yansıtıyor olmasının da gerektiği, vergi idaresinin kendi dışında oluşan vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini ortaya çıkarabilmesinin, belge ve defterlerin istenildiğinde vergi idaresinin denetim ve incelemesine sunulması ve gerektiğinde, şekline ve usulüne uygun belgelerle tevsik edilen hukuki muamelelerin karşı tarafı nezdinde inceleme ve araştırma yapılması ile olanaklı olduğu, ilk aşamada biçimsel doğruluk karinesinden yararlanan belgelerin vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetiyle uygunluğunun, ancak yapılacak karşıt inceleme saptanabileceği, usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtların vergilemeye esas alınabilmesi veya yapılan vergilendirme işleminin doğruluğuna kanıt olabilmesi için, ibrazın vergi idaresine veya karşıt incelemeye yetkili elemanına yapılmasının zorunluğu olduğu, vergi mahkemelerinin, vergi idaresine ait vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma yetkisinin kullanılışının hukuka uygunluğunu denetlemekle yetinmeleri gerektiği, onların yerine geçerek, vergi incelemesi ve karşıt inceleme yoluyla defter kayıtlarının ve bu kayıtların dayanağı olan belgelerin gerçek durumla uyumlu olup olmadıklarını araştıramayacakları, bunun sonucu olarak, inceleme elemanına ibraz olunmayan defter ve belgelerinin vergi idaresince, gerçek mahiyete uygunluğu saptanmadan, yargı kararına esas alınmasının, açıklanan hukuki durumla bağdaşmayacağı, bu yüzden, mahkemece, biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla, davacı tarafından dava aşamasında sunulan defter ve belgelerle ilgili olarak davalı vergi dairesince inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlanmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasının gerekli olduğu gerekçesiyle, tarafların temyiz istemini kabul ederek kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu ve 34 üncü maddeleri uyarınca, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura ve benzeri vesikalar üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmesi gerektiği, davacının defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davacı kurumun dönemler itibarıyla yasal belgelerine dayanarak defter kayıtlarına intikal ettirdiği ve dönemler itibarıyla indirim konusu yapılabilecek olan katma değer vergileri hesaplanarak tablo halinde düzenlendiği, bu tabloda yer alan indirilebilir katma değer vergilerinin yasal belgelere dayandığı, belgelerin usulüne uygun olarak defter kayıtlarına intikal ettirildiği, buna göre de, bahse konu vergilerin davacı şirket tarafından gerçekten yüklenildiği, bu nedenle de ilgili dönemlerde indirim konusu yapılması gerektiği sonucuna varıldığının belirtildiği, katma değer vergisi tablosu düzenlenmesi sonucu, Şubat, Mart, Haziran, Ağustos/1998 dönemlerinde fark katma değer vergisi doğmadığı, ihtilaflı diğer dönemlerde fark doğduğunun tespit edildiği, Mahkemelerince de, bilirkişi raporunun yerinde görüldüğü ve anılan rapora taraflarca itiraz edilmediği, İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 nci maddesi uyarınca, mahkemelerin bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliklerinden yapabilecekleri, bunun için tüm kurum ve kuruluşlardan bilgi isteyebilecekleri, bu esas altında, vergiye ilişkin belgelerin varlığı ve yasal defterlere işlendiğinin vergi idaresine kanıtlanmamış olmasının, ispat hakkının vergi mahkemelerinde kullanılamayacağı sonucunu doğurmayacağı, nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun K:1996/269 sayılı kararında, vergi idaresine ibraz edilmeyen defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilmesi halinde dava konusu tarhiyatın hukuka uygunluğunun saptanmasının ancak defter ve belgelerin mahkemece incelenmesi ile mümkün olacağı, K:1997/124 sayılı kararında ise; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, mahkemelerin, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyeceklerinin belirtildiği, dava konusu inceleme ve tarhiyatın yapılmasından sonra, idarenin defter ve belgeler üzerinde yeniden yapacağı incelemenin, idarenin yeni bir idari işlem tesisine neden olacağı ve davacı tarafa yeni bir dava hakkını vereceği, tesis edilmiş işlemin mahkeme önünde dava konusu yapılmış olması karşısında, mahkeme kanalıyla idareye ikinci bir işlem tesis etme zorunluluğunun getirilmemesi gerektiği, yargı aşamasında ve yargı öncülüğünde davalı idare ajanlarına dava konusu işlem hakkında inceleme yaptırılmasının, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminin yapılmasına aykırı olacağı, kaldı ki, mahkemelerince karar verilmesinden sonra, idarenin gerek görmesi halinde, ilgili defter ve belgeleri davacıdan tekrar isteyerek zamanaşımı süresi içinde her türlü incelemeyi yapması, gerekirse karşıt incelemeye gitmesi imkanının bulunduğu, defterlerini tutmamış, belgelerini almamış bir mükellef ile defterini tutmuş belgeleri almış ancak, verilen sürede ibraz edememiş olan bir mükellefin aynı şekilde değerlendirilmemesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre, Şubat, Mart, Haziran ve Ağustos dönemleri için ödenmesi gereken katma değer vergisi doğmadığıdan, tarhiyatın bu kısmının kaldırılması, Ocak, Nisan, Mayıs, Temmuz ve Eylül dönemleri için yapılan tarhiyatların ise, miktarları azaltılıp, kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevrilmesi gerektiği yolundaki kararında ısrar etmiş, vergi dairesi müdürlüğü tarafından, tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
… Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 12.11.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararındaki esaslar uyarınca bozulması gerektiği düşüncesiyle karara katılmıyoruz.