Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2004/59 E. 2004/63 K. 25.06.2004 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2004/59 E.  ,  2004/63 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2004/59
Karar No: 2004/63

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi

İstemin Özeti: Tuğla imali ve satışıyla uğraşan davacı şirketin 1999 yılı hesaplarının randıman yönünden incelenmesi sonucu, bir kısım hasılatın kayıt dışı bırakıldığından bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, Mayıs 1999 dönemi için, re’sen vergi zıyaı cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme elemanınca, tuğla üretiminde kullanılan elektrikli makinalar tespit edilerek ve işletmede tüketilen elektrik göz önüne alınarak, 10 dakikada üretilen tuğla adedinin tespit edildiği, üretimde kullanılan elektriğin %4’ünün trafoda, %15’inin ise çamurun kalıptan çıkarılması sırasında zayi olduğu belirlenerek toplam elektrik miktarından düşüldüğü, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Kasım ve Aralık dönemlerinde bakım yapılması nedeniyle, bu aylarda tüketilen elektriğin bir kısmının da toplam elektrikten düşülerek hesaplanan elektrik miktarına göre üretilmesi gereken tuğla miktarının bulunduğu, davacı şirketin, aylar itibarıyla satış fiyatları esas alınarak bulunan hasılattan, pişme ve istifleme safhasında meydana gelen kayıp oranı düşülerek matrah farkının hesaplandığı, davacı şirkete ait fabrikanın üretim kapasitesi, fabrikada kullanılan teknoloji ile temel girdiler olan toprak, kömür, işgücü gibi üretim unsurlarının üretimdeki payı ve etkisi, yine üretimi etkileyebilecek olan dış kaynaklı ekonomik ve sosyal olayların değerlendirilmesi sonucunda hasılatın bir kısmının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı yorumuna gidilebileceğinden, salt tüketilen elektrik enerjisinden hareketle hasılatın bir kısmının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı sonucuna ulaşılamayacağı, dolayısıyla, üretimin tüm unsurları ortaya konulmaksızın, sadece tüketilen elektrik enerjisinden hareketle hasılatın bir kısmının gizlendiği sonucuna varılarak, tesis edilen dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinde yasal isabet bulunmadığı, gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 20.10.2003 günlü ve E:2001/10, K:2003/4355 sayılı kararıyla; 213 sayılı Kanunun 3 ve 30 uncu maddelerinde kural olarak delil serbestisi ilkesinin kabul edildiği, bu ilkeye göre, vergi idaresinin, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetini her türlü delille ispatlama olanağına sahip olduğu, defter ve belgeleri usulüne uygun olan mükelleflerin yararlanacakları ilk görünüş karinesine göre; kayıt ve belge düzenine uygun bulunan defter kayıtları ile vesikaların ilgili bulunduğu muamelelerin, aksi kanıtlanmadıkça, gerçek durumu yansıttıklarının kabul edileceği; ancak, mükelleflerin vergiyi doğuran olayla ilgili muamelelerinin, iktisadi, ticari ve teknik icaplara veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olana uygun bulunmaması halinde, kanıt yükünün tersine döneceği ve muamelelerin gerçek durumu yansıttığının mükellef tarafından kanıtlanması gerektiği, randıman veya verimlilik esası adı verilen yöntemin, üretime sevk edilen belli miktar ve nitelikte hammaddeden, belli üretim tekniğiyle, belli miktarda mamul üretilebileceği gerçeğine dayandığı, akılcı (rasyonel) olması gereken işletmenin, belli zaman diliminde, üretimde kullandığı enerjinin, bu zaman diliminde yapmış olduğu üretim için kendi teknolojisinin gerektirdiği enerji miktarına eşit olmasının işin doğası gereği olduğu, işletmede bu miktardan fazla enerji kullanılması durumunda, teknik icaplara aykırı olan bu tüketim miktarının haklı nedenlere dayandığının kanıtlanmasının işletmeciye ait bir yükümlülük olduğu, bu kanıtlamanın gereği gibi yerine getirilememesinin ise, işletmede kayıt dışı hammaddenin üretime verildiği, bu hammaddeden elde edilen mamulün de kayıt dışı satılarak, hasılatın gizlendiği anlamına geldiği, işletmenin yasal defterlerinde kayıtlı olmayan, belgesi de bulunmayan bu üretim faaliyetinin, söz konusu defterlerde kayıtlı hammadde miktarından hareketle tespitinin de olanaklı olmadığı, başka anlatımla; işletmenin defter kayıtlarına, gerçek üretim miktarının hesaplanmasında, ihticaca salih olarak bakılamayacağı, dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete ait işletmede üretim için ayrı, diğer ihtiyaçlar için ayrı elektrik sayacı bulunduğunun anlaşıldığı, belli miktardaki ürün için harcanması gereken elektrik enerjisi miktarının da, davacı şirket yetkilisinin bulunduğu ortamda yapılan fiili üretim ile saptandığı, işletmenin tüm üretiminin kayıtlı üretim kadar olduğunun söylenebilmesinin, üretim için ayrılan sayaçtan okunan elektrik enerjisi miktarının, kayıtlı üretimin gerektirdiği elektrik enerjisi miktarına eşit olmasına bağlı olduğu, oysa, elektrik sayacından okunan elektrik enerjisi miktarının, kayıtlı üretim için gerekli olduğu fiili üretimle saptanan ve olabilecek tüm enerji kayıpları da dikkate alınarak hesaplanan elektrik enerjisi miktarından çok yüksek olduğunun, inceleme tutunakları ve elektrik faturaları ile sabit olduğu, davacı şirket tarafından, aradaki bu farkın haklı nedenlere dayandığının, hukuken geçerli belgelerle kanıtlanamadığı, bu durum, davacı şirketin işletmesinde kayıt dışı hammadde ile kayıt dışı üretim yapıldığını ve hasılatının gizlendiğini göstereceğinden, mahkeme kararında yazılanın aksine, bu üretimi içermeyen defter kayıtlarına ihticaca salih olarak bakılmasının, muhasebe kurallarına, normal ve mutad olana aykırı olduğu, gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının kaldırılması yolundaki Mahkemelerinin kararına yönelik temyiz isteminin Danıştay Dördüncü Dairesinin 9.4.2002 günlü ve E:2001/68, K:2002/1490 sayılı kararıyla reddedildiği gerekçesiyle, tarhiyatın terkini yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Karar, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, vergi inceleme raporuna dayalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti:Savunmada bulunulmamıştır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Danıştay Yedinci Dairesinin 20.10.2003 gün ve E:2001/10, K:2003/4355 sayılı kararında yazılı savcı düşüncesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi kararın özet bölümünde yazılı … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 25.6.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan aksi yolda verilen karara katılmıyoruz.