Vergi Dava Daireleri Kurulu 2004/186 E. , 2005/27 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2004/186
Karar No: 2005/27
Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …
İstemin Özeti: Davacının 1998 yılına ait yasal defter ve belgelerinden, yevmiye defteri ve defter-i kebir dışındaki diğer defterleri ile alış ve satış faturalarının incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilemeyeceğinden ve bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığının tespitli olduğunan bahisle düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak Ocak-Aralık dönemleri için re’sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, tarhiyatı kaldırmıştır.
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 30.12.2003 günlü ve E:2000/8885, K:2003/5241 sayılı kararıyla; davacı şirketin yapmış olduğu temizlik taahhüt işi dolayısıyla elde ettiği hasılatı kayıt ve beyanlarına yansıtıp yansıtmadığının tespiti amacıyla, 1998 yılına ait yasal defter ve belgelerinin incelenmek amacıyla ibrazının istenilmesine rağmen verilen süre içerisinde, sadece yevmiye defteri ile defter-i kebiri ibraz ettiği, diğer belgelerini ibraz etmediği, gelirlere ilişkin istihkak listeleri ile davacı şirket tarafından ibraz edilen yevmiye defteri ve ilgili dönemlerde verilen katma değer vergisi beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda, yevmiye defterinde herhangi bir alış ya da gider faturası kaydının bulunmadığı, bunun yerine, her ay sonunda yapılan yevmiye kaydı ile topluca hizmet üretim maliyeti adı altında bir hesap kullanılarak gider ve bunun %15’inin de indirilecek katma değer vergisi olarak kayıtlara yansıtıldığı ve beyannamelerin de buna göre düzenlenip verildiği, ayrıca, 31.12.1998 tarih ve … sayılı hasılat faturasının da kayıtlara yansıtılmadığı dosyanın incelenmesinden anlaşıldığından, olayda re’sen takdir nedeninin mevcut olduğu gerekçesiyle, tarhiyatın diğer yönlerden hukuka uygunluğu araştırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 ve 139 uncu maddeleri uyarınca mükelleflerden defter ve belgelerin vergi incelemesi amacıyla daireye ibrazının istenilmesinin mümkün olmadığı, öncelikle işyeri sahibi ile uzlaşma sağlanarak incelemenin işyerinde yapılamayacağı hususu belirtildikten sonra yazı yazılarak ve süre belirtilerek defter ve belgelerin işyerinin dışında bir yere ibrazının istenebileceği, vergi inceleme elemanının defter ve belgelerin ibrazı yönündeki yazısına davacı şirketçe tamamen kayıtsız kalınmadığı, bilgi verme mahiyetinde de olsa bir kısım defterlerin ibraz edildiği görülmekte olup, bunun da davacı şirketin defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak istenmesi durumunda ibraz edileceğine ve vergi incelemesi ve vergi inceleme elemanına yardımcı olunacağına, uygun çalışma ortamı sağlanacağına delil teşkil ettiği, davacının işyerine gidilerek yasanın öngördüğü koşullara uygun incelemeye başlandıktan sonra, yükümlü şirketin katma değer vergisi beyannamelerinde gösterdiği indirilebilir katma değer vergilerine ait belgeler tamamen yadsınmadan,bu belgelerin alındığı gerçek ve tüzel kişilerle veya bu kişilerin bulunduğu mahallin vergi incelemesine yetkili kişileri vasıtasıyla karşıt inceleme yapmak suretiyle, bu belgelerde gösterilen katma değer vergilerinin mal ve hizmet alımı nedeniyle ödenip ödenmediği hususunun da açık bir şekilde ortaya konulması gerektiği; diğer taraftan, defterlere kaydedilmediği iddia edilen bir adet faturaya isabet eden hasılatın ise kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilen hasılata dahil olmadığı ve bu faturaya ait …-liralık katma değer vergisinin de Aralık ayı katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmediği yönünde yeterli bir tespit olmadığı; yükümlü şirketin yetkililerine bu konuda savunma ve izahat olanağı verilmediği dikkate alındığında, bu maddeler yönüyle de re’sen tarhiyatın dayanağının bulunmadığının anlaşıldığı; bu durumda, davacı şirketin vergi incelemesi amaçlı olarak defter ve belgelerini ibraz etmediğinden ve bu defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığından bahsedilemeyeceğinden 1998 yılı Ocak-Aralık dönemleri için re’sen tarhiyata konu edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergilerinde hukuka uygunluk bulunmadığı; kaldı ki, davacı şirket hakkında aynı döneme ilişkin olarak düzenlenen kurumlar vergisine ait vergi inceleme raporu doğrultusunda re’sen tarh edilen kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi ve fon payının kaldırılması yolunda Mahkemelerince verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Danıştay Dördüncü Dairesinin 17.10.2001 günlü ve E:2000/3341, K:2001/3872 sayılı kararıyla reddedildiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve mahkeme kararının gerekçe ve yasal dayanağı bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Uyuşmazlık, temizlik taahhüt işi yapan davacı şirketin, yevmiye defteri ve defteri kebir dışında 1998 yılına ait kanunen tutulması zorunlu diğer defterlerini, alış faturası ve gider belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle inceleme elemanınca istihkak listeleri ile beyannamelerin karşılaştırılarak incelenmesi sonucu, indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin kabul edilmemesi suretiyle düzenlenen rapora dayanılarak resen takdir yoluyla yapılan tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi kararını bozan Danıştay 7.Dairesinin 30.12.2003 gün ve 2003/5241 sayılı kararına karşı direnen … Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenmesi istemine ilişkindir.
Danıştay 7.Dairesinin bozma kararında yazılı gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temizlik taahhüdü işi yapan yükümlünün 1998 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerinden, yevmiye defteri ve defter-i kebir dışındaki diğer defterleri ile alış ve satış faturalarını incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına re’sen salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasının 3 üncü bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi re’sen takdir nedeni olarak belirlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre, kanunen tutulması zorunlu defterlerin tümünün veya bir kısmının ibraz edilmemesinin dönem matrahının re’sen takdirini gerektirebilmesi için ibraz isteğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca yapılmış olması yeterli olup; ayrıca, defterlerin vergi incelemesi sırasında istenilmiş olması koşulu düzenlemede yer almamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin bu hükme göre üstüne düşen görevleri yerine getirmediği anlaşıldığından, mahkemenin re’sen takdir nedeni bulunmadığı yolundaki gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Ancak, kararda belirtilen diğer gerekçeler göz önüne alındığında yeterli incelemeye dayanmayan tarhiyatın kaldırılması yönünde verilen ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, 18.2.2005 gününde gerekçe ve esasta oyçokluğu ile karar verildi.
X – K A R Ş I O Y
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 139 uncu maddesi gereğince vergi incelemelerinin esas itibarıyla işyerinde yapılması gerektiğinden, mahkeme kararının re’sen tarh nedeni bulunmadığı yolundaki gerekçesi yerinde olup, kararın re’sen tarh nedeni bulunduğuna ilişkin gerekçesine katılmıyoruz.
XX – K A R Ş I O Y
Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 1 ve 3 üncü fıkralarında; bu verginin mükelleflerinin indirim hakkından iki koşulun birlikte var olması halinde yararlanabilecekleri öngörülmüştür. Bu iki koşuldan ilki, mükelleflerin kendilerine yapılan mal ve hizmet teslimleri dolayısıyla ödemiş oldukları katma değer vergisinin fatura ve benzeri belgelerde gösterilmiş olması; ikincisi ise, bu belgelerin yasada öngörülen süre içerisinde yasal defterlere kaydedilmiş bulunmasıdır. Söz konusu koşulların noksansız olarak yerine getirildiğinin usulüne göre yapılacak istek üzerine defter ve belgelerin yetkililere ibrazı suretiyle kanıtlanması ise, indirim hakkından yararlanan mükellefe düşen yükümlülüktür.
Olayda; davacı Şirketten defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak istenildiği, Vergi Dava Daireleri Kurulunun kararı ile sabittir. Ayrıca; davacı şirketin yevmiye defteri ve defteri kebir dışındaki defterleri ile gider ve hasılat belgelerini ibraz etmediği de aynı derecede ihtilafsızdır.
Bu durumda; davacı Şirketin, indirim hakkından yararlanılabilmesi için, yasanın aradığı iki koşulu da noksansız olarak yerine getirdiğini kanıtlayamadığının kabulü zorunludur. Aksine anlayışa, Kanun koyucu’nun indirim hakkından yararlanabilmeyi söz konusu biçimsel koşullara bağlarken gerçekleştirmeyi düşündüğü amaca ve Vergi Dava Daireleri Kurulunun emsali olaylarda vermiş olduğu kararlara uygun olmaması ve defter ve belgelerini ibrazdan kaçınan vergi mükelleflerinin kanuna aykırı bu eylemlerinin ödüllendirilmesi sonucunu yaratmasının kaçınılmaz bulunması sebebiyle cevaz verilemez.
Öte yandan; davacı Şirketin 31.12.1998 gün ve … sayılı hasılat faturasını kayıtlara intikal ettirmemiş olması yanında, yevmiye kayıtlarının fatura ve belgelere dayalı olmadığı ve topluca hizmet üretim maliyeti adı altında ay sonlarında açılan hesapta, yüksek tutarlı gider ve bu giderin %15’inin indirilecek katma değer vergisi olarak kayıtlara yansıtıldığı da dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Durum böyle iken; yeterli incelemenin ne olması gerektiği açıklanmaksızın, tarhiyatın yeterli incelemeye dayanmadığının söylenmesi, soyut bir değerlendirmeden öteye geçebilecek nitelikte değildir.
Açıklanan bu nedenlerle, hukuksal dayanaktan yoksun bulunan mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile tarhiyatın yeterli incelemeye dayanmadığı gerekçesiyle verilen karara karşıyız.