Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2003/77 E. 2003/474 K. 26.12.2003 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2003/77 E.  ,  2003/474 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2003/77
Karar No: 2003/474

Temyiz Eden: … Koleji Vakfı
Vekili: …
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Davacı vakıf, 1999/Eylül ayında menkul sermaye iratlarından ilgili banka tarafından yapılan tevkifata ilişkin düzenlemenin Anayasaya ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, kesilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacı vakfın, 4369 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 6 (C),7,8,9 ve 14 üncü bentlerinde yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiasının yerinde görülmediği, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 8 inci bendinde yapılan düzenlemeler uyarınca, kendi kuruluş kanunları bulunan vakıf ve dernekler dışındaki dernek ve vakıfların elde ettiği mevduat faizlerinden tevkifat yapılacağı açık olduğundan, kendi özel kuruluş kanunu bulunmayan davacı vakıf tarafından elde edilen mevduat faizi üzerinden yapılan kesintinin yasaya uygun olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen ve vergi aslına ilişkin temyiz istemini reddeden Danıştay Dördüncü Dairesi 27.9.2001 günlü ve E:2000/2380, K:2001/3559 sayılı kararıyla; 492 sayılı Harçlar Kanununun 2588 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesiyle değişen 54 üncü maddesinde, vergi yargısı harçlarının (3) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağının belirlendiği, (3) sayılı Tarifede yer alan nispi harçlara ilişkin düzenlemede nispi harcın, vergi mahkemesi ile bölge idare mahkemesi kararlarında, tarhiyata ve ceza kesme işlemlerine karşı mükellefin dava açması üzerine vergi mahkemesinin nihai kararları ile bölge idare mahkemesi kararlarında, karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değeri üzerinden alınacağı, maktu harcın ise yukarıdaki pozisyonlarda gösterilen ve nispi harca tabi tutulmamış olan tarhiyat veya ceza kesme ve diğer işlemlerle ilgili vergi mahkemesi kararlarında alınacağının belirtildiği, anılan (3) sayılı Tarifede “karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm” den bahsedildiği, mali yükümler hakkında dava açılmadığı sürece, bunların idare tarafından tek taraflı olarak tesis edilmiş ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler olduğu, bu işlemlere karşı açılan davaların reddedilmesi halinde, ortada mahkemece hüküm altına alınan bir miktar vergi, resim, harç veya bir diğer mali yüküm bulunmadığı, sadece idarenin tesis ettiği işlemin hukuka uygun olduğunun ve kendiliğinden, tesis edildiği andan itibaren uygulanabilirliğinin hüküm altına alındığı, bu kararlarda davacı lehine hüküm altına alınan bir meblağ bulunmadığı, dolayısıyla, davacı vakfın 1999/Eylül ayına ilişkin menkul sermaye iradı gelirinden kesilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının yasal faiziyle birlikte ret ve iadesi istemiyle açılan davanın reddine yönelik mahkeme kararında maktu harca hükmedilmesi gerektiği, gerekçesiyle kararı, karar harcına ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davanın …-lira vergi ve …-lira fon olmak üzere tevkif edilen toplam …- liralık tutarın faiziyle birlikte ret ve iadesi istemiyle açıldığı, mahkemelerince istem reddedilmekle, iadesi istenen miktarın hüküm altına alındığı, nispi karar harcı, karar altına alınan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ve bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değeri üzerinden alındığından, kararda nispi harca hükmedilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle nisbi karar harcına hükmedilmesi yolundaki hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.
Yükümlü tarafından, olayda hüküm altına alınan veya alınması gereken bir meblağ söz konusu olmadığı, vergi asıllarının ödendiği ileri sürülerek ısrar kararı temyiz edilmişir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Uyuşmazlık vakfın vadeli mevduatına verilen faiz üzerinden hesaplanıp tevkif edilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının iadesi istemine ilişkin davanın reddine dair mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesince maktu karar harcı alınması gerektiği gerekçesiyle bozulması sonucu, mahkemece ilk kararında ısrar edilmesine ilişkin kararın yükümlü kurum tarafından temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesinde vergi yargısı harçlarının (3) sayılı tarifede yazılı işlemlerden alınacağı hükme bağlanmış, vergi mahkemelerinde tarhiyata ve ceza kesme işlemlerinde karar altına alınan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezalara ilişkin uyuşmazlıklardan dolayı işlerden nisbi harç, işlemin nevi ve mahiyetine göre de maktu harç alınacağı belirtilmiştir.
Olayda dava konusu olan, davacı kurum adına yapılmış bir tarhiyat olmayıp tevkif yoluyla ödenmiş olan vergi ve fon payına ilişkin işlemin iptali ile iadesinin istemi olup, bu işlemde tevkifatın yasal olup olmadığı mahiyetinde olduğundan, dolayısıyla yükümlü vakfın 1999/Eylül ayına ait menkul sermaye iradı gelirinden kesilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davanın reddine yönelik mahkeme kararında maktu harç alınmasına hükmedilmesi gerekirken, nisbi harç alınmasına dair ısrar kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yükümlü vakıf temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı vakfın, 1999/Eylül ayında menkul sermaye iratlarından ilgili banka tarafından yapılan tevkifata ilişkin düzenlemenin Anayasaya ve Yasaya aykırı olduğu iddiasıyla, kesilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddederek nisbi harca hükmeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2588 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle değişen 54 üncü maddesinde, vergi yargısı harçlarının (3) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı belirtilmiş, (3) sayılı Tarifede, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezalara ilişkin uyuşmazlıklardan dolayı vergi mahkemelerinde, bölge idare mahkemelerinde ve Danıştay’da açılan davalarda alınacak, başvuru harcı, nisbi harçlar, maktu harçlar ve suret harçları düzenlenmiştir.
Bu düzenlemede; nispi harçların, vergi mahkemesi ile bölge idare mahkemesi kararlarında, tarhiyata ve ceza kesme işlemlerine karşı mükellefin dava açması üzerine vergi mahkemesinin nihai kararları ile bölge idare mahkemesinin kararlarında, karar altına alınan uyuşmazlık konusu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değeri üzerinden alınacağı, maktu harcın ise, yukarıdaki pozisyonlarda gösterilen ve nispi harca tabi tutulmamış olan tarhiyat veya ceza kesme ve diğer işlemlerle ilgili kararlarda alınacağı belirtilmiştir.
Anılan (3) sayılı Tarifenin nispi harçlara ilişkin kısmında, karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümden söz edilmektedir. Bu mali yükümler idare tarafından tek taraflı olarak tesis edilmiş ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlerdir. Bu işlemlere karşı açılan davaların reddedilmesi halinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm mahkemece hüküm altına alınmış olmamakta, sadece idarenin tesis ettiği işlemin hukuka uygun olduğu mahkeme kararı ile saptanmakta ve idari işlemin tesis edildiği andan itibaren uygulanabilirliği hüküm altına alınmaktadır. Diğer bir ifadeyle, davanın reddine ilişkin bu tür kararlarda davacı lehine hüküm altına alınan bir meblağ bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı vakfın, 1999 Eylül ayına ilişkin menkul sermaye iradı gelirinden kesilerek ödenen gelir (stopaj) vergisi ve fon payının yasal faiziyle birlikte ret ve iadesi istemiyle açılan ve reddedilen davada, nisbi harca hükmedilmesi yolundaki ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K… sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda hüküm altına alınacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına 26.12.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.