Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2003/48 E. 2003/38 K. 21.03.2003 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2003/48 E.  ,  2003/38 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2003/48
Karar No: 2003/38

Temyiz Eden: Başbakanlık
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: 10.3.2000 günlü ve 2000/364 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Kararın 13 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki sınır ticareti yoluyla ithal edilecek ürünlerden ithalatta alınması gereken vergi ve fonların %60’ı ile katma değer vergisinin tamamı, motorin ithalatında ise ithalatta alınması gereken vergi ve fonların %80’i ile katma değer vergisinin tamamının tahsil edileceği yolundaki ve 22 nci maddesinde yer alan “Bu Karar, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından ilgili valiliklere duyurulduğu tarihte yürürlüğe girer” şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Danıştay Yedinci Dairesi 10.6.2002 günlü ve E:2000/2955, K:2002/2322 sayılı kararıyla; Anayasanın “Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi” başlığını taşıyan 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında, dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği kuralının getirildiği, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 172 nci maddesinin birinci fıkrasında, Türkiye ile komşu ülkeler arasında coğrafi durum ve bölge ihtiyaçları gözönünde bulundurularak yapılacak sınır ticaretinin kapsamının Bakanlar Kurulunca belirleneceğinin öngörüldüğü, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde de, dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılmasının, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılmasının bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği kurala bağlandıktan sonra, aynı Kanunun 2 nci maddesi ile bu Kanun kapsamındaki konularda düzenleme yapma hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verildiği, Kararın iptal istemine konu 13 üncü maddesinin gerekçesinde yer alan hususlar ve anılan düzenlemenin yasal olarak alınması gereken vergi ve fonların tahsilinden (sınır ticareti yoluyla elde edilmek istenen amaç doğrultusunda) vazgeçilen tutarın azaltılması yolundaki hükmü dikkate alındığında, maddede Bakanlar Kuruluna bu konuda yetki tanınmasına ilişkin yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı, Kararın yürürlüğü ile ilgili 22 nci maddenin gerekçesinde, bu şekilde yapılan düzenlemenin amacının vergi oranındaki artıştan kaynaklanan farktan dolayı haksız kazanç sağlanmasının önlenmesi olduğunun açıklandığı, kişilerin hukukunu etkileyen özellikle vergi ve benzeri mali yükümlülükler içeren düzenlemelerin, yayımlanarak yürürlüğe gireceğinin ve ancak bu tarihte ilgililer hakkında hüküm ifade edeceğinin, hukukun genel ilkelerinden ve Hukuk Devleti olmanın zorunlu öğelerinden birisini teşkil ettiği, olayda olduğu gibi, Devletin yüksek menfaatleri gerekçe gösterilerek, toplumun belli bir kesimi için ek mali yükümlülükler getiren düzenlemelerin, Resmi Gazetede yayımlanmadan, “gizli kararnameler” ile yürürlüğe konulmuş olmasının, bu düzenlemeden etkilenecekler açısından anılan ilkeye aykırılık oluşturacağı, öte yandan; 4458 sayılı Kanunun gümrük idareleriyle muhatap olan kişilerin yükümlülüklerini düzenleyen 4 üncü maddesinde; gümrük idareleriyle muhatap olan kişilerin, bu kanun ve kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük, kararname ve yönetmelik hükümlerine uymakla yükümlü oldukları yolundaki hükmün uygulanması bakımından, maddede belirtilen düzenleyici işlemlerin yayımlanmasının yasal bir zorunluluk oluşturduğu hususu da dikkate alındığında, 2000/364 sayılı Kararın “ilgili valiliklere duyurulduğu tarihte yürürlüğe gireceği” yolundaki 22 nci maddesinin 4458 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine de aykırı düzenlendiği sonucuna varılmakla, maddede hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle 2000/364 sayılı Kararın 22 nci maddesini iptal etmiş, davanın 13 üncü maddenin iptali istemine ilişkin kısmını reddetmiştir.
Karar Başbakanlık tarafından temyiz edilmiş ve Kararnamenin ilgili valiliklere duyurulmasıyla yürürlüğe girmesinin, yeknesaklığın sağlanması ve haksız kazanç sağlanmasının önlenmesi nedenine dayalı olduğu ileri sürülerek kararın bu yönden bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan düzenleyici işlemin “yürürlük” ile ilgili maddesini iptal eden Yedinci Daire kararı Başbakanlık tarafından temyiz edilmiş olup, Kararnamenin yürürlüğe girmesinin valiliklere duyurulması ile gerçekleşmesinin gizliliğin sonucu olup valilikler arasında uygulamanın yeknasaklığını sağlamanın da bir yoludur.
Bu nedenlerle temyiz istemin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Dava, Bakanlar Kurulunun 10.3.2000 gün ve 364 Sayılı Kararının; 13 üncü ve 22.nci maddelerinin iptali istemiyle açılmış, Danıştay Yedinci dairesince 13 üncü maddeye yönelik davanın reddine, 22 nci maddenin ise iptaline karar verilmiş, bu kararın iptale ilişkin bölümü davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Daire kararında yazılı düşüncem uyarınca temyiz isteminin kabulüyle, kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Danıştay Yedinci Dairesi kararının; 10.3.2000 günlü ve 2000/364 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Kararın 22 nci maddesinde yer alan “Bu Karar, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından ilgili valiliklere duyurulduğu tarihte yürürlüğe girer” şeklindeki düzenlemenin iptali yolundaki hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafi bölgelerindeki sınır illerinin sınır ticareti yapma yetkisi verilen gümrük kapılarından, kara sınırımız bulunan ülkelerle sınır ticareti kapsamında yapılacak ihracat ve ithalatta uygulanacak kuralları belirleyen ve taşıt üzerindeki depolarda motorin ithalatı ile ham petrol ithalatına ilişkin esasları düzenleyen 10.3.2000 gün ve 2000/364 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ilgili valiliklere telefaksla duyurularak 28.4.2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Resmi Gazetede yayımlanmayan söz konusu düzenleme ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden yapılacak ihracat sayesinde, Kararda belirtilen illerde sınai ve ticari gelişmenin sağlanması, sınır illerinin ihtiyaçlarının bir bölümünün ithalat yoluyla daha düşük maliyetle karşılanması ve bu bölgelere canlılık getirilmesi amaçlanmıştır.
Davacı Kararın ek mali külfet getirdiğini, bu nedenle önceki Kararlarda olduğu gibi valiliklerce yönergelerle ilgililere duyurulması yada Resmi Gazetede yayımlanması gerektiğini ileri sürerek sözü edilen 22 nci maddenin iptalini istemiştir.
Kararın 13 üncü ve 22 nci maddelerinin gerekçesinde, Ülkemizin ekonomik ve ticari menfaatleri doğrultusunda hazırlanan Kararın bazı uluslararası yükümlülüklerimize aykırılık teşkil etmesi nedeniyle 1996 yılından itibaren sınır ticareti ile ilgili kararnamelerin gizli olarak uygulandığı belirtilmiş, yürürlüğün ilgili valiliğe duyurulması şartına bağlanmasının, sınır ticareti yapılan illerin valilikleri arasında uygulamanın yeknesaklığı açısından zorunlu olduğu vurgulanarak böylelikle vergi oranındaki artıştan kaynaklanan farktan dolayı haksız kazanç sağlanmasının önlenmesinin de amaçlandığı açıklanmıştır.
Ülkenin ekonomik ve ticari menfaatleri doğrultusunda hazırlanan ve Doğu ve Güney Doğu Anadolu coğrafi bölgelerindeki sınır ticaretini düzenleyen Kararnamelerin ötedenberi gizlilik niteliğinin korunduğu ve valiliklere duyurulduğu tarihte yürürlüğe girdiği, bu kararlarda da, davacının iddia ettiği gibi uygulamanın valiliklerce düzenlenecek yönergelerle başlatılacağına ilişkin bir kurala yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Danıştay Yedinci Dairesinin 10.6.2002 günlü ve E:2002/2955 K:2002/2322 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 21.3.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.