Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2002/78 E. 2002/230 K. 03.05.2002 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2002/78 E.  ,  2002/230 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2002/78
Karar No: 2002/230

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Davacı şirket, tecil talebinde bulunurken teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerin tecil şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle paraya çevrilmesi sırasında otel olan gayrimenkulün borcunu karşılamaya yeteceğini ileri sürerek diğer gayrimenkullerin satış işleminin iptali istemiyle dava açmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; tecil talebinde bulunmasına rağmen tecil şartlarını yerine getirmeyen davacı şirketin teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerinin paraya çevrilmesinin yasaya uygun olduğu, teminat olarak gösterilen gayrimenkullerden hangisinin önce paraya çevrileceği konusunda idareye bir sınırlama getirilmediği, ancak, kanunda amme alacağına yetecek miktarda mal ve hakların haczedilmesi ve bu konuda borçlunun menfaatini gözetecek şekilde davranılması gerektiği şeklinde düzenlemeler bulunduğu, amaç alacağın tahsilini sağlamak olduğundan, kanuni bir sakınca bulunmadığı sürece, borçlunun tercihan satışını istediği gayrimenkuller üzerinde durulması gerektiği gerekçesiyle satış işleminin iptaline karar vermiştir.
Vergi dairesi başkanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 12.6.2001 günlü ve E:2001/2466, K:2001/2645 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 56 ncı maddesinde, karşılığında teminat gösterilen amme alacağının vadesinde ödenmemesi halinde yapılacak işlemlerin belirlendiği, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün paraya çevrilmesine ilişkin özel bir usul öngörülmediği, her ne kadar aynı Yasanın 62 nci maddesinde borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarın haczolunacağı kabul edilmiş ve tahsil dairesinin alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle yükümlü olduğu belirtilmiş ise de, Yasada teminat gösterilen gayrimenkullerin paraya çevrilmesi konusunda idarenin takdir hakkını ortadan kaldıran bir düzenleme bulunmadığı, hukuk devleti ilkesinin, idarenin hukuka bağlılığını içermekle birlikte, idarenin işlem ve eylem tesisinde takdir yetkisinin bulunduğu, teminat olarak gösterilen birden fazla taşınmazın paraya çevrilmesi sırasında idarenin takdir yetkisini öncelikle büro olan gayrimenkullerin paraya çevrilmesi şeklinde kullanmasında kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararı ile ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir.
Vergi dairesi başkanlığı, davacının teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerden paraya çevrilmesi en kolay olanından başlayarak kamu alacağının bir an önce tahsiline çalışıldığını, bu durumun davacının da menfaatine olduğunu ileri sürerek ısrar kararını temyiz etmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Davacının teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerden paraya çevrilmesi en kolay olanından başlayarak borcu tahsile çalışmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellef şirketin ödenmeyen vergi borcu sebebiyle haczedilen 4 adet gayrimenkulün paraya çevrilmesi sırasında otel olan gayrimenkulunün borcun tamamını karşılanmasına yeteceğinden borcu karşılamayacak diğer üç gayrimenkulün satışı işlemini iptal eden … Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay 4 üncü Dairesi kararına uymayarak ilk kararında ısrar eden … Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması taleb edilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinde kamu idarelerine olan borçlarını, çok zor durumda olmaları sebebiyle zamanında ödeyemeyecek durumda olanlara, ödeme kolaylığı getirmek amacıyla tecil müessesesine yer verilmiş olup, bu maddeye göre, amme idaresince tecil yetkisi kullanılırken teminat alınması gerektiği, tecil şartlarına uyulmaması halinde amme alacağının muaccel hale geleceği ve gösterilen teminatın Kanunun 56 ıncı maddesine göre paraya çevrileceği; söz konusu Kanunun 54 üncü ve devamı madde hükümlerinde ise amme alacağının cebren tahsil ve takip esaslarına yer verilerek, cebren tahsilat yollarının teminatın paraya çevrilmesi veya kefilin takibi, borçlu mallarının haczi veya borçlunun iflasının istenmesi olduğu belirtilmiş gayrimenkul mallarının haczi ve satışına ilişkin işlemler de Kanunun 88 ila 99 uncu madde hükümleri ile düzenlenmiştir.
Hacizle ilgili genel hükümler 62 inci maddede düzenlenerek tahsil dairesinin alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle yükümlü olduğu ifade edilmiş, daha haciz safhasında bu şekilde bir koruma hükmü getirilerek, gerek idarenin gerekse borçlunun menfaatlerinin gözetildiği açık ve sabit olan bir satışın yapılması amaçlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ödeme güçlüğü içinde bulunma sebebiyle tecil talebinde bulunarak, davalı idare tarafından önceden haczedilmiş bulunan 4 adet gayrimenkulünü teminat olarak gösteren davacı şirketin tecil şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerinden … adresindeki rayiç bedeli … TL olarak belirlenen ve büro olarak kullanılan gayrimenkulünün satışı cihetine gidildiği, ancak … TL tutarındaki vergi borcunu karşılamaktan çok uzak olan bu gayrimenkulün satışı yerine, yine teminat olarak gösterilen ve rayiç bedeli …-TL olarak takdir edilen otel vasfındaki taşınmazının satılması gerektiği, toplam değerleri … TL olan otel dışındaki diğer üç gayrimenkulünün tamamının satılması halinde dahi borcun karşılanması mümkün olmadığından sonuçta yine otel vasfındaki taşınmazın satış işlemine geçileceği ve böylece usul ekonomisine aykırı olarak dört gayrimenkulün de ellerinden çıkacağı anlaşılmaktadır. Davalı idare savunmasından otel vasfındaki komple gayrimenkül üzerinde bir çok takyidat bulunması, değerinin çok yüksek olması, … Vergi Dairesine’de teminat olarak gösterilmesi ve anılan vergi dairesince söz konusu otelin 07.07.2000 yılına kadarki kira bedellerini tahsil etmiş olması, bu nedenlerle satışının ve alıcının bulunmasının zorluğu ve satılması halinde davacıyı daha çok mağdur edeceği düşüncesiyle bu gayrimenkulün satışına gidilmediği, bunun yerine amme alacağının kısmen de olsa biran önce tahsil isteği sebebiyle sadece kendilerinin haczi bulunan, satışı kolay ve mükellefin ticari hayatını büyük zarara uğratmayacağı düşünülen ayrıca rızaen teminat olarak gösterilen büro tipi gayrimenkulün satışına gidildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda tecil talebinde bulunmasına rağmen tecil şartlarını ihlal ettiği sabit bulunan davacı şirketin teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerinin satış aşmasına kadar gelinmesinde usule bir aykırılık bulunmamaktadır. Teminat olarak gösterilen gayrimenkullerden hangisinin önce veya sonra satışa çıkarılacağı konusunda da idareye kesin bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak kanunda amme alacağına yetecek miktarda mal ve haklara haciz konulması gerektiği, alacaklı idare tarafından, hacze sebep olan amme
alacağını karşılamaya ne kadar sayıda ve hangi gayrimenkul ya da gayrimenkullerin yeterli olabileceği konusunda, borçlunun menfaatini gözetecek şekilde bir araştırma ve tesbit yapılması gerektiği gibi düzenlemelere yer verilmiş olup haciz safhasında kişilerin hakları korumaya alınmıştır. Burada amaç borçluyu cezalandırmak değil alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu sebeple bu yetkinin suistimal edilmeyerek borçlunun tercihan satışını istediği gayrimenkuller üzerinde durulması, kanuni bir sakınca bulunmadığı sürece bu isteğin yerine getirilmesi gerekir. Aksi halde kanunun aradığı, “tarafların menfaatlerinin gözetilmesi” ilkesine aykırı hareket edilmiş olur. Davacının satılmasını talep ettiği otel vasfındaki gayrimenkulün satışının zor olması ve benzeri iddiaların işleme dayanak alınması mümkün değildir. Çünkü gösterilen teminatı kabul edip etmeme konusunda takdir yetkisini haiz olan idare söz konusu gayrimenkulün teminat olarak gösterilmesini kabul etmekle birlikte bu teminatın paraya çevrilmesi sırasında yaşanabilecek zorlukları da baştan kabul etmiş sayılmaktadır.
Bu durumda borcu karşılayacak otelin satışına gidilmeyip borcu ödemesi mümkün olmayan diğer gayrimenkullerin satışlarına gidilmesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanununun 62 inci maddesi amir hükümlerine aykırı bulunduğundan bu satış işlemlerini iptal eden … Vergi Mahkemesi kararı yerinde bulunduğu cihetle hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile … Vergi Mahkemesi ısrar kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı şirketin tecil talebinde bulunurken teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerin, tecil şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle paraya çevrilmesi sırasında, otel olan gayrimenkulün borcu karşılamaya yeteceğinden bahisle diğer gayrimenkulün satış işleminin iptali istemiyle açılan davada satış işlemini iptal eden vergi mahkemesi ısrar kararı vergi idaresince temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Yasanın 56 ncı maddesinde; karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminatın bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği kurala bağlanmış, kamu alacağının ödenmemesi durumunda teminat gösterilen gayrimenkullerin paraya çevrilmesine ilişkin bir usule yer verilmemiştir.
62 nci maddede de, borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarın haczolunacağı, tahsil dairesinin alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükellef olduğu belirtilmiştir.
Olayda, davacı şirket vergi borçları için tecil ve taksitlendirme talebinde bulunmuş ve daha önce haczedilmiş bulunan gayrimenkullerini teminat olarak göstermiştir. Bu gayrimenkullerden üçü büro olup, iki büro üzerinde banka ipoteği bulunmaktadır. Otel olan diğer gayrimenkul ise kiraya verilmiş ve davacı şirketin … Vergi Dairesine olan borçları nedeniyle 7.7.2000 tarihine kadar olan kira bedeli vergi dairesince tahsil edilmiştir.
Tecil ve taksitlendirme talebi kabul edilen davacı üç ay taksitlerini süresinde ödemiş, dördüncü taksidi ödemeyerek tecil şartlarını ihlal etmesi nedeniyle, teminat olarak gösterdiği gayrimenkullerinin paraya çevrilmesi yoluna gidilmiştir.
Birden çok gayrimenkulün teminat olarak gösterilmesi halinde idarenin bunlardan öncelikle hangisini satacağına ilişkin ve takdir yetkisini sınırlayan herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Satışına girişilen gayrimenkul dışındaki gayrimenkuller üzerinde başkalarının ipotek hakkı bulunması, yükümlünün satışını istediği otelin değerinin çok yüksek olmasının satış sırasında yaratacağı güçlük ve başka borçlara karşılık teminat gösterilmesi, esasen kira gelirlerinin de vergi borçları nedeniyle … Vergi Dairesince tahsil edilmiş olması karşısında; kamu alacağının sürüncemede kalmaması ve kısmen de olsa bir an önce tahsilini temin için büro tipi gayrimenkulün satışı işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 3.5.2002 günü oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.