Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2000/4 E. 2000/158 K. 21.04.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2000/4 E.  ,  2000/158 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2000/4
Karar No: 2000/158

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Yükümlü adına 1992 yılına ilişkin olarak salınan ağır kusur ve kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Yükümlü kurumun temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 4.5.1999 günlü ve E:1998/2867, K:1999/1807 sayılı kararıyla; dosyada mevcut imza sirküleri, dava dilekçesi, vergi ve ceza ihbarnameleri, vergi inceleme raporu ve vergi idaresinin savunmasında yükümlü şirketin adresinin … olarak gösterildiği, duruşma davetiyesinin ise … adresine gönderildiği ve tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine 17.3.1997 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, 18.3.1998 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesi uyarınca, dava dosyasının işlemden kaldırılabilmesi için davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması gerektiği, olayda duruşma davetiyesinin dava dilekçesinde ve dosyada yer alan tüm belgelerde bildirilen … adresine tebliğ edilmesi gerekirken yükümlü tarafından bildirilmeyen ve nereden tespit edildiği de anlaşılamayan … adresine tebliğe çıkarılmasında ve tebliğ edilemeden iadesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına, bir yıl sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; yükümlü şirketin dava dilekçesinde adresini … olarak gösterdiği, vergi dairesinin 29.3.1995 günlü ve 6695 sayılı savunma dilekçesinin davacının gösterdiği adrese gönderilmekle birlikte tebligat sırasında davacının adresinin değiştiği tespit edilerek evrakın “Adı geçen şirketin aşağıdaki adrese taşındığı şirket yetkililerinin vermiş oldukları resmi dilekçelerden anlaşılarak semtine sevk” açıklamasıyla tebliğe yetkili semt görevlisine gönderildiği, bildirilen adreste şirketin daimi işçisi …’a 19.4.1994 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı şirketin vergi idaresinin savunma dilekçesine cevap verdiği, mahkemelerince de duruşma davetiyesinin değişen adrese tebliğe çıkarılmasının zorunlu görüldüğü, 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin davacının adresinin değişmediği durumlar için uygulanması gerektiği, yükümlü tarafından bildirilmeyen adres değişikliğinin posta idaresi tarafından tespit edilerek yapılan tebligatın yasaya aykırı ve geçersiz olduğunun kabul edilemeyeceği
gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü kurum tarafından temyiz edilmiş ve duruşma davetiyesinin dava dilekçesinde ve diğer belgelerde gösterilen adrese tebliğ edilmediği, kendilerine ait olmayan bir adrese tebligat yapılmasının yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: 2577 sayılı Yasanın 26/3 üncü fıkrası dosya tekemmülünün sağlanamaması durumunda uygulanabilecektir.
Olayda, savunma, dava dilekçesinde gösterilen adreste tebliğ edilmemekle birlikte, posta görevlisi tarafından tespit edilen yeni adreste tebliğ edilerek, savunmaya cevap verilmiş, mahkemece de dosyanın tekemmül ettiği kabul edilerek duruşma davetiyesi tebligata çıkarılmış ancak, davacının taşınması nedeniyle tebliğ gerçekleşmemiştir.
Bu aşamada mahkemece tebligatın 7201 sayılı Yasanın 35 inci maddesine göre yapılarak esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı görüşüyle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 1998/1867 esas sayılı dosyasına, Danıştay Savcılığınca vergi mahkemesi kararının bozulması hakkında verilen görüşe göre, Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlü adına salınan cezalı katma değer vergisine karşı açılan davada; davacıya dilekçede gösterdiği adreste tebligat yapılamaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması ve bir yıl içinde yeni adres bildirilmediğinden davanın açılmamış sayılması yolundaki ısrar kararı yükümlü kurum tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyasının işlemden kaldırılacağı, bu tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği kurala bağlanmış, 60 ıncı maddesinde ise vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işlemlerinin Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı kabul edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10 uncu maddesinde tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, 13 üncü maddesinde de tüzel kişilere yapılacak tebligatın maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde memur veya müstahdemlerine yapılabileceği kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılabilmesi ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için tebliğ evrakının usulüne uygun olarak tebliğe çıkarılması ve usulüne göre tebliğ edilememesi halinde tebliği çıkaran mercie geri dönmesi gerekir.
Davacı kurumun dava dilekçesinde gösterdiği … adresine vergi idaresinin savunma dilekçesi gönderilmiştir. Savunmaya cevap verilmesine karşın savunma dilekçesine ait tebliğ alındısının dosyaya geri dönmemesi nedeniyle ilgili posta merkezinden bu durumun nedeninin sorulması üzerine posta işleme merkez müdürlüğünün 1.7.1996 günlü ve 6100 sayılı yazısında, tebligatın … adresinde şirketin daimi işçisi … imzasına tebliğ edildiği belirtilmiş ve alındı dosyaya sunulmuştur. Sözü edilen yazının eki olarak gönderilen alındının ön yüzünde, dava dilekçesinde gösterilen adresin yazılı olduğu, arka yüzünde ise, “Adı geçen şirketin aşağıdaki adrese taşındığı şirket yetkililerinin vermiş oldukları resmi
dilekçelerinden anlaşılarak semtine sevk” açıklamasının yanısıra “daimi işçisi … imzasına tebliğ edildi” açıklamasına da yer verildiği ancak, tebliğin yapıldığı belirtilen adrese ilişkin herhangi bir not bulunmadığı görülmektedir.
Davacı kurum tarafından adres değişikliğine ilişkin dosyaya sunulan herhangi bir belgeye rastlanmamış, savunma dilekçesi alındısına ilişik posta işleme merkezi yazısında belirtilen ancak nasıl tespit edildiği anlaşılamayan adresin bilinen adres olarak kabulü suretiyle duruşma davetiyesinin bu adrese gönderilmesi ve tebliğ edilemeden geri dönmesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılması, yukarıdaki düzenlemelere uygun düşmemiştir.
Bozma kararında varılan yargıya rağmen … adlı şahsın davacı şirketin işçisi olup olmadığı araştırılmaksızın, duruşma davetiyesi arkasında yazılı olan ve “komşusunun imzasız beyanından şirketin bu adresten de ayrıldığı…” gibi geçersiz bir açıklamaya dayanılarak 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında öngörülen koşullar oluşmadan dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 21.4.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.