Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2000/326 E. 2001/96 K. 23.02.2001 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2000/326 E.  ,  2001/96 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2000/326
Karar No: 2001/96

Temyiz Eden: … Limited Şirketi
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Başkanlığı

İstemin Özeti: Yükümlü şirketin 1996, 1997 yılı işlemlerinin incelenmesi sırasında adına ihtiyati tahakkuk uygulanmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 20 nci madde kuralı karşısında ihtiyati haciz uygulanmaksızın ihtiyati tahakkukun tek başına mükelleflerin menfaatini ihlal eden bir işlem olmadığı, bu işlemin 2577 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin (d) bendi gereğince dava konusu edilemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi 3.4.2000 günlü ve E:1999/5904, K:2000/1235 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 17 nci maddesinin 1 inci bendinde, bu yasanın 13 üncü maddesinin 1,2,3 ve 5 inci bentlerinde yazılı ihtiyati haciz sebeplerinden birinin mevcut olması halinde ihtiyati tahakkuk işleminin uygulanacağı, atıfta bulunulan 13 üncü maddenin 1 nci bendinde ise 6183 sayılı Yasanın 9 uncu maddesi gereğince teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olması halinde ihtiyati haciz işleminin uygulanacağının öngörüldüğü, aynı Yasanın 20 nci maddesinde, haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanların ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarlarına 15 inci madde gereğince itirazda bulunabilecekleri kuralının yer aldığı, 6183 sayılı Yasada öngörülen teminat istenmesini gerektiren durumların mevcut olup olmadığı yönünde yargı mercilerinde yapılacak inceleme sonucunda söz konusu işlemin iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczi gerektiren sebep ortadan kalkacağından ihtiyati haciz uygulamasının söz konusu olmayacağı, bu durumda, ihtiyati tahakkuk kararı, davacının hukukunu etkileyen, kesin ve icrai nitelikte bir işlem vasfı taşıdığından, bu işleme karşı ilgililerin yukarıda anılan Yasa hükmüne göre itiraz edebilecekleri dikkate alındığında, davanın esasının incelenerek bir sonuca varılması gerekirken, davanın usul yönünden reddinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 20 nci maddesinde, ihtiyati haciz uygulanmaksızın ihtiyati tahakkukun başlı başına mükelleflerin menfaatini ihlal eden bir işlem olarak nitelendirilmediği, ancak ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulandığında tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük dava açma süresi içinde açılacak dava ile ihtiyati tahakkuk sebepleri ve miktarının dava konusu edilebileceğinin öngörüldüğü, esasen, ihtiyati tahakkuk tarh ve tebliğ edilmediğinden Vergi Usul Kanunu kapsamı dışında henüz tahakkuk etmemiş kamu borçlarından dolayı kamu alacağının korunması ile ilgili bir tedbir olduğu, kesin bir borç doğurması mümkün olmadığı gibi işlerlik ve etkinliğini
ihtiyati hacizden aldığı, davacı şirket hakkındaki ihtiyati tahakkuk üzerine uygulanan ihtiyati hacze karşı açılan davanın … Vergi Mahkemesinin … günlü ve K: … sayılı kararı ile reddedildiği, davalı idarenin ihtiyati haciz istemi üzerine, davacının nezdindeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz uygulayan … Bankası Anonim Şirketinin 26.7.1999 tarihli yazısının ihtiyati tahakkukun tebliğ tarihi olduğu belirtilerek davanın açıldığı, ihtiyati tahakkukun tek başına dava konusu edilebilecek nitelikte bir işlem olmadığı gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Yükümlü, 6183 sayılı Yasanın 20 nci maddesi gereğince ihtiyati tahakkuka karşı dava açılabileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Danıştay 11 inci Dairesinin 3.4.2000 gün ve E:1999/5904, K:2000/1235 sayılı kararında yazılı düşüncemiz doğrultusunda vergi mahkemesinin ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, Kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 23.2.2001 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
6183 sayılı Yasanın ihtiyati tahakkuku düzenleyen 17/1. maddesinde, bu yasanın 13. maddesinin 1, 2, 3 ve 5. bentlerinde yazılı ihtiyati haciz sebeplerinden birisinin mevcut olması halinde ihtiyati tahakkuk işleminin uygulanacağı belirtilmiş olup, bu madde ile atıfta bulunulan 13. maddenin 1. bendinde ise 6183 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olması halinde ihtiyati haciz işleminin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan aynı Yasanın 20. maddesinde de haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanların ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına 15. madde gereğince itirazda bulunabilecekleri belirtilmektedir.
Görüldüğü gibi, 6183 sayılı Yasada öngörülen teminat istenmesini gerektiren durumların mevcut olup olmadığı yönünden yargı mercilerince yapılacak inceleme sonucunda söz konusu işlemin iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczi gerektiren bu sebep ortadan kalkacağından, ihtiyati haciz uygulaması da söz konusu olmayacaktır.
Bu durumda ihtiyati tahakkuk kararı davacının hukukunu etkileyen kesin ve icrai nitelikte bir işlem niteliğinde olduğundan bu işleme karşı açılan davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın ortada kesin bir işlem olmadığından bahisle reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemekle birlikte, dosyanın incelenmesinden, ihtiyati tahakkuk işleminden sonra davacı hakkında uygulanan ihtiyati haciz işlemine karşı açılan davanın … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla ret edilmiş olduğu anlaşılmakla, davanın reddi yolundaki Vergi Mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi yolundaki kararın gerekçesine katılmıyoruz.

XX- K A R Ş I O Y
Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilerek tahsil edilebilir hale gelmesini ifade etmektedir. 6183 sayılı Yasanın Birinci Kısmının İkinci Bölümünde; kamu alacaklarının korunması amacıyla yer verilen teminat, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ile ilgili hükümlerle, henüz tarh aşaması tamamlanmadan kamu alacaklarının korunmasına ilişkin yöntemler düzenlenmiştir. Yasanın 17’nci maddesi ihtiyati tahakkukun, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinin ve bunların zam ve cezalarının, defterdarın yazılı emri ile derhal tahakkuk ettirilmesi olduğunu ve vergi dairesi müdürü tarafından da derhal
yerine getirilmesi gerektiğini kurala bağlamıştır.
İhtiyati tahakkuk, sadece ihtiyati haciz sebeplerinin bulunması halinde değil; mükellef hakkında 110’uncu maddeye göre takibe geçilmesi, teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkasına ait olduğu hakkında kanıt elde edilen hallerde de yapılmaktadır.
Bu düzenlemeler karşısında, henüz kesin miktarı bilinmeyen ve ilk hesaplamalara dayanılarak ilgililer hakkında henüz tarh işlemi dahi yapılmamışken bir miktar vergi, ceza ve bunlara ait zammı tahsil edilebilir hale getiren bir işlem olan ihtiyati tahakkuk, etkili bir idari işlemin tüm niteliklerini taşımaktadır. Bu nedenle, ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulanmamış olsa bile idari davaya konu yapılabilir. Kaldı ki, ihtiyati haciz
uygulanan hallerde ihtiyati tahakkukun nedeni veya miktarına ilişkin iddiaların, ihtiyati hacze karşı açılan davada incelenebilmesi, bu davaların ihtiyati tahakkuka karşı ileri sürülebilecek tüm iddiaların incelenmesine elverişli olmadığını göstermektedir.
Tahsilat işlemi olması nedeniyle davacı tarafından ihtiyati hacze karşı açılan davada verilen karar, sadece ihtiyati haczi etkiler. Bu kararın, sebebi ve miktarı dışında, yapılan ihtiyati tahakkuku değiştirmesi söz konusu değildir.
Bu nedenle, ihtiyati tahakkuka karşı açılan davanın, ihtiyati tahakkukun davacının hukukunu etkileyen kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olması nedeniyle, esasın incelenmesi gerekeceğinden 2577 sayılı Yasanın 15’inci maddesinin 1/b bendi uyarınca reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.