Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2000/232 E. 2000/446 K. 15.12.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2000/232 E.  ,  2000/446 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2000/232
Karar No: 2000/446

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi
Vekilleri: …

İstemin Özeti: 1995 yılı işlemleri incelenen yükümlü şirketin sipariş üzerine satın aldığı üç adet otomobili “rent a car” araçları adı altında aktifine kaydedip muvazaalı işlemlerle kullanılmış araç sınıfına sokarak ve %23 yerine %1 oranında katma değer vergisine tabi tutarak vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle adına aynı yılın Ağustos, Eylül, Ekim dönemleri için ağır kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
… Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; serbest rekabet ortamında firmaların ürün satışını kolaylaştırmak için çeşitli yöntemlere başvurmalarının doğal olduğu, hukukumuzda bazı istisnalar dışında bunu engelleyecek herhangi bir düzenleme bulunmadığı, uyuşmazlığa konu üç otomobilin, çevre temizlik, taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinin …- lira ödenerek aktifleştirilmesinden sonra çeşitli kişilere farklı tarihlerde kiralandığı, yükümlü şirketin muvazaalı bir kiralama işlemi için bu kadar gidere katlanmasının düşünülemeyeceği, araçların iki üç ay şirketin aktifinde kaldığı, kiraya verilen otomobillerin gelir ve giderlerinin yasal defterlere kaydedildiği, tahsil edilen katma değer vergilerinin ilgili dönemde beyan edildiği, satılan araçların sıfır kilometrede olmadığı, araçları satın alanlarla kiralayanların aynı kişiler olmadığı, olayla ilgili olarak bilgisine başvurulanlardan …’in otomobilin kiracısı değil, alıcısı olduğu, bu otomobilleri kiralayanlardan sadece birinin ifadesine başvurulduğu, vergi hukukunda varsayıma değil hukuken geçerli belgelere itibar edileceğinden, olayın gerçek niteliğini açık ve kesin olarak ortaya koyamayan vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi 20.1.2000 günlü ve E:1998/1627, K:2000/188 sayılı kararıyla; Borçlar Kanununun “Akitlerin tefsiri, muvazaa ” başlıklı 18 inci maddesinde “Bir aktin şekil ve şartlarını tayinde, iki tarafın gerek sehven, gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır” hükmüne yer verildiği, tarhiyatın dayanağı inceleme raporu ve eklerinden, kullanılmış araç olarak %1 katma değer vergisi uygulanmak suretiyle satılan araçların kiralama işlemlerinin
muvazaalı olduğu, bir başka deyişle söz konusu kira sözleşmelerinin, tarafların gerçek iradelerine uygun olmayıp aralarında hüküm ve sonuç doğurmadığı dolayısıyla bu araçların satışında düşük katma değer vergisi oranı uygulamak amacıyla düzenlendiği sonucuna varıldığından, mahkemece cezalı tarhiyatın kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile ısrar etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğü vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispat edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı şirketin satışlarını artırmak amacıyla, sipariş üzerine getirttiği araçları “rent a car” araçları hesabında aktifleşerek, çeşitli kira sözleşmeleri ile bunları kullanılmış araç sınıfına sokup kısa süre sonra satışını gerçekleştirerek %22 oranında katma değer vergisi ziyaına sebebiyet verdiği, dosya içeriğinden anlaşıldığından tarhiyatın terkini yolunda verilen, vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; yükümlü kurumun, peşin avans ödeyen müşterilerinin talepleri doğrultusunda ithal ettiği otomobilleri iki üç ay muhasebeleştirdikten sonra araç kilometresi üçyüz dörtyüz kilometreyi gösterdiği sırada aynı müşterilerine sattığı ayrıca araç kiralayanların ifadelerinde de teslimden önceki kısa süreli kira sözleşmelerinin kullanılmamış araçların kullanılmış otomobil gibi % 23 yerine % 1 oran üzerinden katma değer vergisi ödemesi amacıyla yapılmış muvazzalı sözleşmeler olduğu anlaşıldığından, vergi mahkemesinin ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlü şirketin sipariş üzerine aldığı üç adet otomobili “rent a car” araçları adı altında aktifine kaydedip muvazalı işlemlerle bu araçları kullanılmış araç sınıfına sokarak, satışı sırasında %23 yerine %1 oranında katma değer vergisi uygulanmak suretiyle vergi ziyaına neden olduğundan bahisle adına Ağustos, Eylül, Ekim 1995 dönemleri için salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği kurala bağlanmış, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulunca, kullanılmış binek otomobillerinin teslimin de uygulanacak katma değer vergisi oranı 27.6.1994 tarihinden geçerli olmak üzere %1 olarak tespit edilmiştir.
Olayda, davacı şirketin sipariş üzerine yurt dışından getirttiği üç adet otomobil, çevre temizlik vergisi, taşıt alım ve ek taşıt alım vergileri ödenerek “…” araçları adı altında şirket aktifine kaydedilmiş, kısa süre sonra da satışları gerçekleştirilmiştir. Davacı şirket yetkilisi her ne kadar bu işlemleri satışı artırmak amacıyla yaptıklarını ve buna yasal engel bulunmadığını beyan etmişse de şirketin kiraya vermek amacıyla aktifine kaydettiği araçların sipariş üzerine getirtildiği bu araçlardan ikisinin 52 gün ve birinin de 108 gün şirketin aktifinde kaldığı, satıldıklarında kilometre göstergelerinin 578, 426 ve 380 km’de oldukları tespitlidir. Araçlardan birinin alıcısı olan kişi inceleme elemanına verdiği ifadede, otomobilin kendi siparişi üzerine getirildiğini, fiyatı yüksek bulması üzerine şirket yetkililerince maliyeti düşürmek için aracı kısa süreli olarak başkasına kiraladıktan sonra satış yapılabileceğinin önerildiğini, bunun üzerine eşinin asistanı adına kira sözleşmesi düzenlediyse de bu kişinin aracı hiç kullanmadığını, otomobilin şirkette kaldığını beyan etmiştir. Araçları kiralayanlardan diğer kişi de ifadesinde, böyle bir kiralama olayının gerçekleşmediğini, davacı şirkette çalışan ve kendisinin de müşterisi olan bir şahıs tarafından kendisine verilen kira faturasını gider kaydettiğini, kiralama nedeniyle hiçbir ödeme yapmadığını beyan etmiştir.
Tüm bu tespitlerden kira sözleşmelerinin gerçeği yansıtmadığı, araçların belli bir süre şirket aktifinde tutularak, kullanılmış gibi gösterilmesine yönelik yanıltıcı işlemler yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Söz konusu üç otomobilin satış fiyatı üzerinden %23 oranında katma değer vergisi ödenmesi gerekirken, muvazaalı işlemlerle kullanılmış araç sınıfına sokularak %1 oranında katma değer vergisi uygulanmak suretiyle satıldığı anlaşıldığından, tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 15.12.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen ididialar, vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.