Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 2000/196 E. 2000/409 K. 01.12.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         2000/196 E.  ,  2000/409 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2000/196
Karar No: 2000/409

Temyiz Edenler : 1- Başbakanlık
2- Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: 25.8.1999 günlü ve 23797 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 inci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 3.5.2000 günlü ve E:1999/5648, K:2000/1914 sayılı kararıyla; Anayasanın 73 üncü ve Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 45 inci maddesinin birlikte incelenmesinden Bakanlar Kurulunun vergi koyma, değiştirme veya kaldırma yetkisinin olmadığı, sadece Anayasa ve Kanunlarla tanınmış bulunan yetki çerçevesinde oranları belirleme yetkisinin bulunduğu, idare, kanun hükmünün uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek sorun ve uyuşmazlıkları önlemek amacıyla bir düzenleme yapma yetkisine sahip ise de, bu yetkisini vergi kanunlarında belirlenen sınırları aşmadan kullanmak zorunda olduğu, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin 6 ıncı fıkrasının (b) bendinin (ii) alt bendindeki “Kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlardan” tevkifat yapılacağı yolundaki hükme rağmen Bakanlar Kurulu Kararı ile yatırım indiriminden faydalanan kurumlar vergisine tabi kurumların, yatırım indiriminden faydalandıkları tutarın tevkifata tabi tutulmasını sağlayacak bir biçimde düzenleme yapıldığı ve Kararnamenin 2 nci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde (yatırım indirimi dahil) ibaresi eklendiği ancak, Bakanlar Kurulunun, kanunla vergi kapsamına alınmayan bir konu hakkında parantez içi bir hükümle tevkifat oranı belirlemesine hukuken olanak bulunmadığı, yatırım indirimi müessesesinin özel bir uygulama olduğu, bu uygulamanın kanunun diğer bölümlerinde yer alan istisna hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, 193 sayılı Kanunun 4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükümlerine göre yatırım indiriminin tevkifata tabi olması ve bu uygulamanın uzun yıllar devam etmesinin değişik 94 üncü maddenin 6 ncı fıkrasının (b) bendinin (ii) alt bendindeki hükmün kanun vazıınca değiştirilmesi karşısında hukuken hiçbir sonuç
doğuramayacağı, kanunun lafzı açıkken gerekçesi gözönüne alınarak yatırım indiriminin istisna uygulaması olduğu sonucuna da varılamayacağı, yeni düzenlemede 202 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği günden beri vergi kanunlarında yer alan “indirim” ifadesinin madde metninden çıkarılarak bu konudaki tevkifatın sadece Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 1 numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlara inhisar ettirildiği, istisnaları düzenleyen bu maddede ise yatırım indiriminin yer almadığı, nitekim sözü edilen 94 üncü maddenin altıncı fıkrasının (b) bendinin (iii) alt bendinde bu hukuki durumu açıkça izah eder şekilde indirim ve istisnalardan tevkifat yapılacağının belirtildiği ve indirim ve istisna kavramlarının farklı müesseseleri düzenlediği gözönüne alınarak indirim sözcüğünün madde metninden çıkarılmadığı, vergiden istisna edilmiş bir kazanç ve irat olmadığı anlaşılan yatırım indiriminden faydalanılan tutarın bu konuda sadece tevkifat oranlarını belirleme yetkisi bulunan Bakanlar Kurulunca, tevkifata tabi tutulması yolunda yapılan düzenlemede yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresini iptal etmiştir.
Karar Başbakanlık ve Maliye Bakanlığınca temyiz edilmiş ve açıklayıcı mahiyetteki düzenlemenin Yasaya aykırı olmadığı, yatırım indiriminin bir istisna olduğu, yatırım indirimi nedeniyle kurumlar vergisiyle vergilendirilmeyen kazanç tutarının tevkifata tabi tutulması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Bakanlar Kurulunun sadece tevkifat oranlarını belirleme yetkisine sahip olmasına karşın yetkisini aşarak Yasayla tevkifata tabi tutulmayan yatırım indiriminin tevkifata tabi tutulması yolunda düzenleme yapmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: 4369 sayılı Yasayla değişik 193 sayılı Yasanın 94 üncü maddesinin 6 ncı bendinin b-ii alt bendinde yatırım indirimi ibaresi yer almamakla birlikte bentte geçen müstesna kelimesi yatırım indirimini de kapsamaktadır.
Zira madde yatırım indirimi olarak ayrılan kazanç bölümünün kurumlar vergisi ile vergilendirilip vergilendirilmediğini aramaktadır. Vergilendirilmeyen bölümün tevkifata tabi tutulması gereklidir. Nitekim Yasanın gerekçesi de bu yöndedir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: 25.8.1999 günlü ve 23797 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresini iptal eden Danıştay Dördüncü Daire kararının bozulması istenilmektedir.
29.7.1998 tarihinde yayımlanan 4369 sayılı Kanunla vergi kanunlarında önemli değişiklikler yapılmış, bu değişikliklerden birisi de, kurumların Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine göre yaptıkları tevkifatla ilgilidir.
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 ıncı fıkrasının 4369 sayılı Kanunun 48 inci maddesiyle değişen (b) bendinde kurum kazancı üzerinden yapılacak vergi tevkifatı üçlü bir ayırım içinde düzenlenmiştir. Buna göre anılan maddenin (b) bendinin (i) alt bendinde, kurumlar vergisine tabi tutulmuş kazançların dağıtılmadıkça vergi tevkifatına tabi olmayacağı, karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmıyacağı açıklanmış, (ii) alt bendinde ise, dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların kurumlar vergisi
kanunun 8 inci maddesinin 1 numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarının da vergi tevkifatına tabi olduğu hükme bağlanmış (iii) alt bendinde de dar mükellef kurumlarla ilgili düzenleme yapılmıştır.
Uyuşmazlık, 94 üncü maddenin 6 ncı maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde yer alan kurumlar vergisine tabi kurumların iştirak kazançları dışında Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesine göre kurumlar vergisinden müstesna kazançları içinde yatırım indirimi yer almadığı halde, 20.8.1999 günlü ve 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların 8 inci maddesinin 1 numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlardan (yatırım indirimi) dahil % 15 stopaja tabi olduğu şeklinde yapılan düzenlemenin kanuna uygun olup olmadığının tesbitine ilişkin bulunmaktadır.
Vergi kanunlarında çeşitli nedenlerle mükelleflere vergisel avantajlar sağlanmaktadır. Bunlar muafiyet, istisna ve indirimlerdir.
Muafiyet kişi veya kurumlara tanınmakta, istisna ise verginin konusuna giren kazançlarla ilgili olup, her ikisinde de vergiyi doğuran olayı gerçekleştiren kişi ya da verginin konusuna giren gelir unsuru vergilendirilmemektedir. İndirim ise, mükelleflerin kanunlarda belirtilen şartlar altında yaptıkları harcamaların belli bir kısmını ya da tamamını ya da kanunda belirlenen tutarları matrahtan indirmelerini sağlayan vergisel bir avantaj olup,kurumlar vergisi ve gelir vergisinde “indirim”, kazancın niteliği dışındaki nedenlerle kazanç ve iradın vergilendirilmeyen bölümünü ifade eder. Uygulamada bu üç kavram zaman zaman biribirine karıştırılsa da sonuçta her üçünde de vergi dışı bırakılma söz konusudur.
İstisnada verginin konusuna giren bir gelir unsuru vergi dışı bırakılmış, indirimde ise verginin konusuna giren bir gelir unsuru zaten mevcut değildir.
Yatırım indirimide, vergi mevzuatımızda ötedenberi ticari ve zirai kazançların vergilendirilmesinde yatırım teşvik belgesi almış kişi ve kurumlar açısından bu belge kapsamında yaptıkları harcamaların belli bir oranda matrahtan indirilmesi suretiyle uygulanan bir istisna türü olarak kabul edilmiş, Kurumlar Vergisi Kanununda yatırım indirimi istisnası ile ilgili düzenleme 4369 sayılı Kanun ile 1.1.1999 tarihinden itibaren Gelir Vergisi Kanununa taşınmış, anılan Kanunun gerekçesinde de yatırım indiriminden istisna olarak sözedilmiştir.
Bu açıklamalara göre, yatırım indiriminin vergi mevzuatımızda vergi istisnaları arasında yer almış olması karşısında 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinin (ii) alt bendinde yatırım indirimi ibaresi ismen yer almasa bile yatırım indirimi nedeniyle kurumlar vergisi ile vergilendirilmeyen kazanç ve irat tutarının “kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve irat” kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Eki kararında (yatırım indirimi dahil) denilerek ismen belirtilmesi, Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin aşılması olmayıp, zaten mevcut olan bir durumun daha da açıklığa kavuşturulması olduğundan Danıştay Dördüncü Dairesince, ne Gelir Vergisi ne de Kurumlar Vergisi Kanunlarında yatırım indirimi nedeniyle tevkifat yapılacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmaması karşısında vergiden istisna edilmiş bir kazanç ve irat olmadığı anlaşılan yatırım indiriminden faydalanılan tutarın, bu konuda sadece tevkifat oranlarını belirleme yetkisi bulunan Bakanlar Kurulunca tevkifata tabi tutulması yolunda yapılan düzenlemede yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle “yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptalinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Dördüncü Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca duruşma için belirlenen günde temyiz eden Başbakanlık Hukuk Müşaviri … ile Maliye Bakanlığı Hazine Avukatı … ve davalıyı temsilen gelen … dinlenip, Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Maliye Bakanlığının ehliyet defi yerinde görülmeyerek işin esası incelendi.
25.8.1999 günlü ve 23797 Mükerrer Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 nci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresinin iptaline dair Danıştay Dördüncü Dairesi kararı Başbakanlık ve Maliye Bakanlığınca temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu kararının eki kararın 2 nci maddesinin (b) bendi (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresinin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasının (b) bendi (ii) alt bendine aykırı olup olmadığının tespitine ilişkin bulunmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasının 4369 sayılı Kanunla değişik ve 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren (b) bendinin (ii) alt bendinde; dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların, Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin 1 numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından tevkifat yapılacağı, maddenin son fıkrasında da Bakanlar Kurulunun bu maddede yer alan tevkifat nispetini her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkili olduğu kurala
bağlanmıştır.
Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki kararın 2 nci maddesinin (b) bendinin (ii) işaretli alt bendine parantez içi hükümle “yatırım indirimi dahil” ibaresi eklenmiş ve tevkifat oranı %15 olarak belirlenmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun Muaflık ve İstisnalar ile ilgili ikinci kısmının sonuna sekizinci bölüm olarak 202 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle eklenen yatırım indiriminin mahiyetini açıklayan ek 1 inci maddede; ticari veya zirai kazançlar üzerinden vergiye tabi mükelleflerin yatırım indiriminden faydalanması kabul edilmiş bulunan yatırımları kapsamında yaptıkları ve müteakip vergilendirme döneminde yapmayı öngördükleri yatırım harcamalarının bu bölümde belirlenen şartlar dahilinde ilgili kazançtan indirileceği öngörülmüştür.
Yatırım indirimi, 1.1.1994 tarihine kadar Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar ” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasında yer almakta iken, 3946 sayılı Yasayla yürürlükten kaldırılmış ancak, yatırım indirimi tutarı, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasının (b) alt bendinin atıfta bulunduğu 75 inci maddenin 3946 sayılı Kanunla değişik 4 üncü bendinde yer alan “indirim ve istisna” ifadelerine dayanılarak 1998 yılına kadar vergi tevkifatına tabi tutulmuştur. 75 inci maddenin 2 nci fıkrasının 4 üncü bendi de, 4369 sayılı Yasayla değiştirilerek, dar mükellef kurumların indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından hesaplanan kurumlar vergisi ve fon payı düşüldükten sonra kalan kısmının menkul sermaye iradı olduğu açıklanmış ve söz konusu bent hükmünün tam mükellef kurumlar açısından uygulanabilirliği ortadan kaldırılmıştır.
Yatırım indirimi, belli bir kazanç tutarının vergi dışı kalmasını gerektirdiğinden yani kurumlar vergisi ile vergilendirilmemesi sonucunu doğuran bir vergisel avantaj niteliği taşıdığından istisnadan özü itibarıyla farkı bulunmamaktadır. Esasen yıllarca bir vergi istisna rejimi olarak uygulanmış ve yargının çeşitli kararlarında “istisna” olduğu vurgulanarak bu niteliği süreklilik kazanmıştır.
94 üncü maddenin 6 ncı fıkrasının (b) bendinde değişiklik yapan 4369 sayılı Yasanın gerekçesinde de; yeniden düzenlenen (b) bendinde kurumlar tarafından temettü vergilemesi ile ilgili olarak yapılacak stopajın üç alt başlık altında düzenlendiği, buna göre tam ve dar mükellef kurumların indirim ve istisna kazançları üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın gelir vergisi stopajı yapacakları, örneğin yatırım indiriminden yararlanan bir kurumun, yararlandığı yatırım indirimi tutarı üzerinden belirlenen oranda stopaj yapacağı, bu stopaj için kazancın dağıtımının beklenmeyeceği açıklanmıştır.
94 üncü maddenin 6 ncı fıkrasının (b) bendinin (ii) ve (iii) alt bendleri farklı sistemleri düzenleyen kurallar koymuştur. (iii) alt bendi dar mükelleflerle ilgili olup, (ii) alt bendine göre kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlardan vergi kesintisi yapılacağı için, (iii) alt bendinde vergi mükerrerliğini önlemek ve indirim ve istisnaları tekrar kesinti dışı tutabilmek amacıyla indirim sözcüğünün kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, 94 üncü maddenin 6 ncı fıkrasının sözü edilen (ii) alt bendinde yatırım indirimi ibaresi yer almasa dahi, kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlardan vergi kesintisi yapılmasını öngördüğünden ve kazancın yatırım indirimini içeren tutarı kurumlar vergisiyle vergilendirilmediğinden stopaja tabi tutulmasında Yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda Bakanlar Kurulu Kararının açıklayıcı mahiyetten öte bir özelliği bulunmamaktadır.
Kaldı ki, bu açıklamanın getirilmemiş olması halinde dahi yatırım indirimine isabet eden kazanç tutarının vergi tevkifatına tabi olacağı açıktır.
99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu kararının eki kararın 2 nci maddesinin (b) bendi (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan (yatırım indirimi dahil) ibaresinin iptali yolundaki kararda hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Danıştay Dördüncü Dairesinin 3.5.2000 günlü ve E:1999/5648, K:2000/1914 sayılı kararının bozulmasına yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, Maliye Bakanlığını temsilen duruşmaya katılan Hazine vekili için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, tayin ve takdir olunan …-lira avukatlık ücretinin yükümlüden alınarak diğer tarafa verilmesine 1.12.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X- K A R Ş I O Y
Bakanlar Kurulunun 99/13230 sayılı Kararına Ek Kararın 2 nci maddesinin (b) bendinin (ii) alt bendinde parantez içinde yer alan “yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptali yolundaki Daire kararı temyiz edilmiştir.
Dava konusu düzenleme, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6/b) bendinin (ii) işaretli alt bendine dayandırılmıştır. Maddenin ilk fıkrasının (6/b) işaretli bendi, 4369 sayılı Yasanın 48 inci maddesiyle 1.1.1999 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konulmuştur. Bu bendin (i) alt bendi, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı, (iii) alt bendi ise aynı fıkranın (4) mumaralı bendinde belirtilen menkul sermaye iratlarından yapılacak vergi tevkifatını düzenlemektedir. Bilindiği gibi (i) alt bendi, Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ilk fıkrasının (1) işaretli bendiyle kurumlar vergisinden müstesna tutulan iştirak kazançlarının menkul sermaye iradı sayılan kısmından yapılacak tevkifatı göstermektedir. (iii) alt bendi ise dar mükelleflerin iştirak kazançları dışındaki kazançlarının menkul sermaye iradı sayılan kısmından yapılacak tevkifatla ilgilidir.
Davaya konu yapılan düzenlemenin dayandığı (ii) alt bendi ise dağıtılsın, dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların, Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin (1) numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarını vergi tevkifatına tabi tutmuştur.
Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tabi kurumlar dahil madde devamında yazılı kurum kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna olduğu kurala bağlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6/b) bendinin (ii) işaretli bendine göre vergi tevkifatına tabi tutulan kurumlar vergisinden müstesna kazançların, Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde yer alan kazançlar olduğunda kuşku yoktur. (ii) alt bendi, bu maddenin (1) numaralı bent dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazançların tevkifata tabi olduğunu kurala bağladığından, tevkifata tabi kazançların; Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (2),(4) ve (5) numaralı bentlerinde kurumlar vergisinden müstesna kazançlardan ibaret kaldığı açıktır. Anılan maddenin bu üç bendinden hiçbiri yatırım indirimleriyle ilgili değildir. Kararda da belirtildiği gibi bu maddenin 3946 sayılı Yasa ile değişmeden önceki (9) numaralı bendinde kurumlar vergisinden müstesna tutulan yatırım indiriminden yararlanan kazançlar, 4108 sayılı Yasa ile Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinin parantez içi kuralında yapılan değişiklikle menkul sermaye iradı olmaktan da çıkarılmıştır. Dolayısıyla, yatırım indirimi tutarının kurumlar vergisinden müstesna olduğunu öngören herhangi bir düzenleme kalmamıştır.
Kurumlar vergisinden müstesna tutulmamış bir kazancın, bir idari işlemle Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin ilk fıkrasının (6/b) bendinin (ii) alt bendine göre tevkifata tabi tutulmasına da, Anayasanın 73 üncü maddesinde öngörülen “Yasallık İlkesi” ne aykırılığı sebebiyle olanak bulunmamaktadır.
Esasen, vergilendirilmesi gereken bir gelir veya kazancın yukarıda sözü edilen Anayasal düzenleme gereği, ancak Yasanın açık bir kuralıyla vergi konusu dışına çıkarılmasını ifade eden istisna uygulamasının, geçmişte yürürlükte bulunan bir uygulamanın yorumlanması suretiyle geçerli kılınmasına da, Yasa Koyucu’nun yerine geçerek kural koymak anlamına geleceğinden olanak bulunmamaktadır. Nitekim, 30.11.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan 4605 sayılı Yasanın 4 üncü maddesi ile dava konusu düzenlemenin dayandırıldığı (ii) alt bendindeki kural, değiştirilerek yeniden
düzenlenmiş ve yeni düzenleme 30.11.2000 tarihinde yürürlüğe konulmuş olduğundan, dava konusu düzenlemede yer alan “yatırım indirimi dahil” ibaresinin iptali yolundaki Danıştay Dördüncü Daire kararına karşı yapılan temyiz isteminin reddi gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.