Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/447 E. 2000/159 K. 21.04.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/447 E.  ,  2000/159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/447
Karar No: 2000/159

Temyiz Eden: Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Eksik ödenen Aralık 1996 dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisinin tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir.
Yükümlü kurumun temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 25.3.1999 günlü ve E:1998/1203, K:1999/1255 sayılı kararıyla; ödeme emrinin davacı kuruma 11.7.1997 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yedi günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 19.8.1997 tarihinde açıldığı kabul edilerek, davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de, söz konusu ödeme emrine ait tebliğ alındısının incelemesinden, mahkemece tebliğ tarihi olarak kabul edilen 11.7.1997 tarihinin, posta merkezlerince basılan kaşedeki 11.8.1997 ve 17.8.1997 tarihlerinden çok önceki bir tarih olduğundan, tebliğ evrakının postaya verilmeden çok önceki bir tarihte tebliğ edildiğinin fiilen ve hukuken kabul edilemeyeceği, davalı idarece verilen savunmada bu konuda hiç bir iddiaya da yer verilmediği, sadece esas ile ilgili savunma yapıldığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların araştırılması gerekirken süre aşımı nedeniyle davanın reddinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; aslı getirtilen tebliğ alındısından, evrakın 7.8.1997 tarihinde posta merkezine verildiği, tebliğin 11.8.1997 tarihinde yapıldığı ve aynı tarihte de, posta işletmesine teslim edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve dava açma süresinin geçmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği ileri sürülmüştür.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dava konusu ödeme emrinin 11.8.1997 tarihinde tebliğ edildiği dosyadaki belgelerden anlaşılmış olup, 6183 sayılı Yasa gereği bu işleme karşı yedi günlük sürede açılması gereken dava bu süreden sonra açılmakla birlikte, dava açma süresinin son günün çalışmaya ara verme zamanına rastladığı dikkate alındığında, süre aşımı bulunmadığından esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: 1996 yılına ilişkin vergi borcunun tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması üzerine verilen ısrar kararı, davacı tarafından temyiz edilmektedir.
Dava konusu ödeme emrinin davacıya tebliğine ilişkin dosyada mevcut tebliğ alındısı aslının incelenmesinden, 24.6.1997 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin evrak memuru …’nin imzası alınmak üzere 11.7.1997 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, dava konusu ödeme emrinin ise 19.8.1997 tarihinde vergi mahkemesi kaydına giren dava dilekçesi ile dava konusu edildiği anlaşılmakla, ödeme emrine ilişkin yedi günlük dava açma süresinden sonra açıldığı anlaşılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Aralık 1996 dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisi borcunun tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
Kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı yedi gün içinde dava açılacağı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesi gereğidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde dava açma süresinin vergi mahkemelerinde otuz gün olduğuna ilişkin kural ile özel kanunlarda öngörülen süreler saklı tutulmuş, 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında da bu kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa, bu sürelerin ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Çalışmaya ara verme süresinde biten sürelerin uzayacağına ilişkin bu düzenleme, özel bir düzenlemedir.
Bu nedenle bitimi çalışmaya ara verme zamanına rastlayan sürenin, özel kanunlarda öngörülen dava açma süresi olması halinde de uzayacağı açıktır.
Çalışmaya ara verme zamanına rastlayan 11.8.1997 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı yedi gün içinde olmamakla birlikte uzamış süre içinde, 19.8.1997 tarihinde dava açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı noktasından reddine ilişkin ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 21.4.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin K:1999/1255 sayılı bozma kararı doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
Dosyanın incelenmesinden; davaya konu edilen ödeme emrinin 11.8.1997 tarihinde tebellüğ edilmiş olunmasına karşı; davanın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinde öngörülen “yedi” günlük idari dava açma süresinin geçirilmesinden sonra, 19.8.1997 tarihinde açıldığı anlaşıldığından; bu konuda direnme kararında yapılan saptamalarda herhangi bir isabetsizlik mevcut değildir.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun sürelerle ilgili genel esasları düzenleyen 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan, “Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.” düzenlemesinde büyük harfle yazılan “Kanun”dan kasıt, İdari Yargılama Usulü Kanunu; bu Kanunda sözü edilen sürelerden kasıt da, İdari Yargılama Usulü Kanununda gün olarak belirlenmiş bulunan “genel nitelikli” sürelerdir.
Ödeme emrine karşı idari dava açma süresi olan “yedi gün”lük süre ise, anılan Kanunda değil, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde öngörülmüştür; yani, “özel süre”dir. Bu özel sürenin hesaplanması konusunda, sözü edilen 58 inci maddede herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte; 6183 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde, hilafına hüküm bulunmadıkça, bu Kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında Vergi Usul Kanununun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlandığından; bu hesaplamanın, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Sürelerin Hesaplanması” başlıklı 18 inci maddesine göre yapılması gerekmektedir. Bu maddede ise, vergi kanunlarında yazılı sürelerin hesaplanma biçimi ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş bulunmasına karşın, son günü çalışmaya ara verme zamanına rastlayan sürenin uzayacağına dair bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İdari Yargılama Usulü Kanununa yapılmış bir gönderme de yoktur.
Bu yasal düzenlemeler karşısında; ödeme emrine karşı idari dava açma süresi olan yedi günlük sürenin, son gününün çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde, uzaması olanaklı değildir. Esasen; aksine uygulama, Kanun koyucu’nun İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlenen genel dava açma süreleri dışında, daha kısa “özel” dava açma süresi öngörmekteki amacına da aykırıdır.
Bu nedenlerle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve hususlar, temyize konu direnme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından; istemin reddi gerekeceği oyu ile aksine verilen karara karşıyız.