Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/41 E. 1999/417 K. 08.10.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/41 E.  ,  1999/417 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/41
Karar No: 1999/417

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Otobüs, otobüs şasisi ve kamyon ithalatı ve ticareti yapan şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen rapordaki tespitlere dayanılarak adına resen kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi salınmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiştir.
Yükümlü şirketin temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 10.6.1997 günlü, E:1996/1686, K:1997/1877 sayılı kararıyla; şirket yetkilisinin inceleme tutanağının 7 nci maddesinde yer alan beyanından hareketle dönem defter ve belgelerinin ihticaca salih olmadığı kabul edilerek matrah tesisi yoluna gidildiği, bu beyanın tek tek hangi aracın hangi fiyatla satıldığını ortaya koyan nitelik taşımadığı gibi faturalarda yazılı satış tutarlarının doğruluğu konusunda alıcılar nezdinde hiçbir araştırma da yapılmadığı, bu faturaların gerçeği yansıtmadığına dair bir tespit bulunmadığı halde resen takdir nedeninin varlığının kabulünün 213 sayılı Yasanın 30 uncu maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; öteden beri aynı faaliyeti sürdüren şirketin, ithal ettiği araçları maliyet bedelinin altında satmakla vergi kaybına neden olduğu, yasal defter ve belgelerinin vergi matrahının doğru ve sağlıklı olarak tespitine uygun olmadığından vergi matrahının resen takdiri yoluna gidilmesinde isabetsizlik görülmediği, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yasal dayanağı ve inandırıcılığı bulunmadığı, matrah farkının yükümlü şirket yetkilisinin beyan ve ifadeleriyle, defter ve belgelerine dayanılarak saptanması karşısında, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığının ve resen takdir nedeni bulunmadığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararını temyiz eden yükümlü şirket, … marka otobüs ve kamyonların Türkiye mümessili olarak ithal edilen araçların Türkiye’de tanıtılması için 1991 yılında maliyetin altında bedelle satışları bulunduğunu ancak, 1991 yılında 3 milyar lira karın dikkate alınmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar direnme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Yükümlü şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu adına resen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararını, şirket yetkilisinin beyanının genel durumu ifade ettiği faturalarda yazılı satış tutarlarının doğruluğu konusunda alıcılar nezdinde hiçbir araştırma yapılmadan ve bu faturaları gerçeği yansıtmadığına dair tesbit bulunmadığı halde resen takdir nedeninin varlığının kabul edilemiyeceği gerekçesiyle bozulmasından sonra, aynı Mahkemece verilen ısrar kararının bozulması istenilmektedir.
Temyize konu ısrar kararı, yurt dışından ithal edilen araçların maliyet bedelinin altında satıldığı ve satış faturalarının maliyet bedelinin altında düzenlendiği hususunun şirketin yönetim kurulu başkanının ifadesiyle saptandığı gerekçesine dayalıdır.
Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134 üncü maddesinde de, vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tesbit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda ise inceleme elemanınca, sadece yükümlü şirket yetkilisinin ifadesine dayanılarak matrah farkı bulunmuş, başka bir inceleme araştırma yapılmamıştır. İfade maddi delil niteliğinde ise de tek başına matrah tesisine yeterli olmayıp, başka kanıtlarla da desteklenmesi gerekir.
Nitekim Danıştay Dördüncü Daire kararında belirtildiği gibi, faturalarda yazılı satış tutarlarının doğru olup olmadığı konusunda alıcılar nezdinde hiçbir araştrma yapılmadığı gibi bu faturaların gerçeği yansıtmadığına dair bir tesbitin de yapılmadığı anlaşıldığından, eksik incelemeye dayalı cezalı tarhiyatın onanması yolunda Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlü kurumun 1991 yılı işlemlerinin otobüs, otobüs şasisi ve kamyon satışları yönünden şirket yönetim kurulu başkanı nezdinde incelenmesi sonucunda kayıt dışı hasılatı bulunduğu saptanarak adına salınan kaçakçılık cezalı kurumlar vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde resen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir edilen veya inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarholunması şeklinde tanımlanmış, maddenin 2 nci fıkrasının 4 üncü bendinde defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali resen takdir nedeni kabul edilmiştir.
İthal edilen kamyon, otobüs ve otobüs şasilerinin % 10-20 karla satıldığını, ancak inceleme raporuna ekli listede yer alan kamyon ve otobüsler için satış fiyatlarının altında fatura tanzim edildiğini beyan eden şirket yetkilisinin söz konusu ifadesi ve % 10 kar oranı esas alınarak yapılan hesaplama sonucu kurumun bir kısım hasılatının kayıt ve beyan dışı kaldığı anlaşıldığından, olayda resen takdir nedeni bulunmaktadır.
Davacının, matrahın miktarı ile ilgili iddiaları ise matrah farkının, şirket yönetim kurulu başkanının ifadesi ve kurumun defter ve belgelerine dayanılarak saptanmış olması karşısında, davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 8.10.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin K:1997/1877 sayılı bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.