Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/406 E. 2000/132 K. 07.04.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/406 E.  ,  2000/132 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/406
Karar No: 2000/132

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : … ve Ortakları
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: 31.12.1989 tarihinde faaliyetine son veren adi ortaklık tarafından incelemeye ibraz edilmeyen faturalarından birinin komisyon karşılığında düzenlendiğinin saptanması üzerine bu fatura, ibraz edilmeyen faturalar için emsal alınmak ve komisyon geliri elde edildiği kabul edilmek suretiyle kurum adına Temmuz-Aralık 1991 dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 9.3.1998 günlü ve E:1997/410, K:1998/880 sayılı kararıyla; incelemeye ibraz edilmeyen 59 adet faturadan … seri nolu faturanın 8.8.1991 tarihinde adi ortaklığın ortaklarından birinin yanında çalışan işçi tarafından bir şahsa verildiğinin bu şahsın ifadesinden anlaşıldığı, bu durumda, incelemeye ibraz edilmeyen faturalardan birinin 1991 yılının Ağustos döneminde kullanıldığı sabit olduğundan, bu fatura tutarı üzerinden hesaplanan matrahta ve bu matraha isabet eden verginin cezalı olarak salınmasında yasaya aykırılık görülmediğinden tarhiyatın kaldırılması yolundaki mahkeme kararının hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle kararı kısmen bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olayda adi ortaklığa ait fatura koçanının adi ortaklık sona erdikten sonra ortaklardan birisinin işçisi tarafından çalınıp bir şahsa verildiğinin anlaşıldığı, içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen faturayı düzenleyen kişinin ortaklıkla ilgisinin bulunmadığı, komisyon karşılığı yanıltıcı belge düzenlenmek suretiyle bir gelir elde edilmiş ise, bu gelir nedeniyle tarhiyat yapılacak kişinin faturayı düzenleyen şahıs olması gerektiği ve adi ortaklık adına tarhiyat yapılamayacağı gerekçesiyle direnmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 11.6.1999 günlü ve E:1998/382, K:1999/332 sayılı kararıyla; 213 sayılı Yasanın 160 ıncı maddesinde işe başladığını bildirmek zorunda olan yükümlülerden işi bırakanların, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur olduklarının kurala bağlandığı, aynı Yasanın mükerrer 257 nci maddesinde Maliye Bakanlığına yasal defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz mecburiyeti koyma yönünde tanınmış yetki uyarınca 8.1.1996 günlü ve 22517 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan 246 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “E” işaretli bölümünde ise işi bırakan mükelleflerin,
işi bırakma bildiriminde bulunacakları süre içinde bağlı bulundukları vergi dairelerine ibraz ederek kullanılmamış belgelerin iptal edilmesini sağlamaları, kullanılmamış belgelerin, kullanılmayacak şekilde iptal edilmesini, iptale ilişkin olarak düzenlenen tutanağın bir nüshasının muhafaza edilmek üzere mükellefe verilmesini, diğer nüshasının ise mükellefin tarh dosyasında saklanmasını öngördüğü, davacının söz konusu düzenlemenin gereğini yerine getirmediği ve sadece işi bırakma bildiriminde bulunduğu, kullanılmayan fatura ciltlerinden bir faturanın 8.8.1991 gününde bir başka vergi mükellefine kesilerek verildiğinin anlaşıldığı, işin bırakılmasından sonra kullanılmayan belgelerin vergi idaresine teslim edilerek iptal edilmemiş olması karşısında söz konusu faturanın komisyon karşılığında düzenlendiği sonucuna varıldığından tarhiyatın kaldırılmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Yükümlü, söz konusu faturanın kendileri tarafından düzenlenmediğini, faturanın çalınmış olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini istemiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Karar düzeltme istemi 2577 sayılı Yasanın 54 üncü maddesine uygun bulunduğundan kabulü ile Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun K:1999/332 sayılı kararının kaldırıldıktan sonra temyize konu ısrar kararının;
Faaliyeti 31.12.1989 tarihinde son bulan adi ortaklığın kullanılmayan faturalarının ortaklardan birinin işyerinde bulunduğunun ve bu ortağın işçisi tarafından faturalardan birinin 1991 yılı içinde komisyon karşılığı düzenlendiğinin inceleme elemanınca ortakların ve faturayı düzenleyen işçinin ifadeleriyle saptandığının inceleme raporundan anlaşılmış olması karşısında 1991 yılında mükellefiyeti ve faaliyeti, herhangi bir mal ve hizmet teslimi bulunmayan ortaklık adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmaması nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi istemi 2577 sayılı Yasanın 54. maddesine uygun bulunduğundan kabulü ile, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.6.1999 günlü, E:1998/382, K:1999/332 sayılı kararının kaldırılması suretiyle işin esasının yeniden incelenmesi ve esas karar metnindeki düşünce uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinin 1-c fıkrası uyarınca istemin kabulünü gerektirecek nitelikte bulunduğundan yükümlünün karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.6.1999 tarih ve E:1998/382, K:1999/332 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi incelendi:
Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) bendinde vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134 üncü maddesinde de vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyada bulunan inceleme raporu ve eki tutanaklardan adi ortaklığın ifadelerine başvurulan üç ortağının da; ortaklık sona erdikten sonra fatura koçanı ve sevk irsaliyelerinin ortaklardan …’in işyerinde bulunduğunu, bir vergi mükellefine düzenlendiği saptanan fatura ve sevk irsaliyesinin, adı geçen ortağın işçisi … tarafından koli içinden alınarak kullanıldığını beyan ettikleri, ifadesine başvurulan işçinin inceleme elemanına verdiği ifadenin de aynı doğrultuda olduğu anlaşılmaktadır.
Faaliyetine son veren adi ortaklık 246 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan düzenleme uyarınca kullanılmayan belgeleri vergi dairesine ibraz ederek iptalini sağlamamışsa da; iptal edilmeyen faturalardan birinin ortaklıkla ilgisi bulunmayan bir kişi tarafından ortakların bilgisi dışında kullanıldığı ve komisyon gelirinin sözü geçen kişi tarafından alındığı açıktır.
Uyuşmazlık döneminde vergi mükellefiyeti bulunmayan ortaklığın katma değer vergisine tabi herhangi bir mal ve hizmet tesliminin varlığı tespit edilmediğinden, 8.8.1991 tarihinde düzenlenen faturanın komisyon karşılığı düzenlendiği sonucuna varılarak yapılan tarhiyatın kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle vergi dairesi müdürlüğü tarafından yapılan temyiz başvurusunun reddine, 7.4.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Yasanın 54 üncü maddesi uyarınca kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.