Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/320 E. 2000/74 K. 11.02.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/320 E.  ,  2000/74 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/320
Karar No: 2000/74

Temyiz Edenler : 1- … Limited Şirketi
2- … Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı

İstemin Özeti: Elektrik malzemesi alım satımı ve pazarlaması yapan davacı şirketin 1995 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, kanunen kabul edilmeyen giderler bulunduğu ve bazı emtianın maliyet bedelinin altında değerlendiği saptanarak ikmalen, 10 satış faturasının incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle de resen tarhiyat önerilmesi üzerine, 1995 yılı için kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi, 1996 yılı için geçici vergi aslı aranmaksızın ağır kusur ve kaçakçılık cezası, Nisan 1996 dönemi için kaçakçılık ve ağır kusur cezalı gelir (stopaj) vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; işletmenin aktifinde kayıtlı olup faaliyet konusu ile ilgili malların pazarlanması ve dağıtımında kullanılan otomobil giderlerinin safi kazancın elde edilmesine yönelik giderler olduğu, bu kısma ilişkin matrah farkı ile ibraz edilmeyen 10 adet fatura için varsayımlardan hareketle hesaplanan matrah farkında isabet görülmediği, yıl sonu mevcudunu noksan değerlemek suretiyle kurum kazancını düşük beyan eden davacı şirket adına defter kayıtlarına göre saptanan matrah farkında hukuka aykırılık bulunmadığı, resen veya ikmalen yapılan tarhiyatlarda geçici vergi istenmesi mümkün olmadığından, geçici vergi nedeniyle ceza kesilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle kurumlar vergisi ile gelir (stopaj) vergi matrahını azaltarak söz konusu vergilerle hesaplanan fon payını ağır kusur cezalı olarak değiştirmiş, geçici vergi nedeniyle kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarını kaldırmıştır.
Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 24.3.1999 günlü, E:1998/2868, K:1999/1231 sayılı kararıyla; muhasebe ilkeleri gereğince dönem sonunda mevcut emtianın maliyet bedelleri hesaplanırken dönem başı mal mevcudunun da dikkate alınması gerektiği, inceleme raporu ekinde yer alan tutanakla da bir kısım emtianın dönembaşı mevcudunun tespit edildiği, bu tespite karşın inceleme elemanının dönem sonu stokunda yer alan malzemelerin maliyet bedellerini hesaplarken bir önceki dönemden intikal eden dönem başı mal mevcudunu gözönüne almadığı, davacı kurumun faturasız alış veya satışı olduğu yolunda bir tespit yapılmadığı, bu durumda maliyet bedellerinin düşük gösterildiği varsayımıyla mal giriş ve çıkışlarının kanuni defter ve belgeler dışında tespitine hukuki olanak bulunmadığından eksik incelemeye dayanılarak davacı kurum adına yapılan tarhiyatta isabet görülmediği, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların ise kararı kusurlandıracak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının yıl sonu mevcudunun noksan değerlenmesinden bulunan matrah farkı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme raporunda, davacı kurum yetkililerinin, dönem sonu stoklarını FİFO (İlk giren ilk çıkar) yöntemine göre hesapladıklarını beyan etmelerine karşın, stokların bu yöntemle değerlendirildiğine ilişkin bir bulguya rastlanmaması ve maliyet bedeli ile değerleme usulüne de uymaması nedeniyle 23 çeşit malın yıl içi maliyet bedelleri ortalaması esas alınarak değerlendirilmesi sonucunda stokların eksik değerlendiği ve dönem kazancının noksan beyan edildiğinin saptandığı, değerlemeye esas alınan 23 çeşit malın 8 çeşidinin dönem başı mevcudunun bulunmadığı, 8 çeşidinin dönem sonu mevcudunun dönem başı mevcudundan fazla olduğu, 7 çeşit malın ise dönem sonu mevcudunun dönem başı mevcudundan eksik olduğu, bu malların dönem içi alışlarının 4 çeşit malda fazla, 2 çeşit malda eşit, bir çeşit malda eksik yapıldığı, dönem içi alış bedellerinin tüm mallarda yıl sonu envanterinde gösterilen değerden fazla olduğu; dönem sonu mal mevcudu dönembaşı mevcudundan eksik olan malların da yıl içi alışlarının tamamının satılıp, dönembaşı mevcut malların sonraki yıla devredildiği de davacı tarafından tevsik edilemediğinden yıl sonu mal mevcudunun eksik değerlendirilmesi nedeniyle bulunan matrah farkında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı taraflarca temyiz edilmiştir. Yükümlü şirket; incelemede dönem başı mevcut emtia fiyatlarının değerlemeye alınmadığını, …- lira primin dönem sonu stokundaki değerlemede etkili olması gerektiğini, envanter listesinin maliyet bedelinin altında değerlendirildiği iddiasının yersiz olduğunu vergi dairesi başkanlığı ise, tespit edilen matrah farkları üzerinden ikmalen ve resen yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

Savunmanın Özeti: Yükümlü savunma vermemiştir. Vergi dairesi başkanlığınca karşı taraf temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Vergi mahkemesi ısrar kararının resen yapılan cezalı vergi tarhiyatı ile ikmalen salınan cezalı gelir (stopaj) vergisi ve geçici vergiye ilişkin hüküm fıkralarına karşı yapılan temyiz istemi Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilerek, karar düzeltme başvurusunda bulunulmadığından kesinleşmiş olması karşısında vergi idaresinin temyiz isteminin incelenmesi mümkün değildir.
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Yasanın 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle yükümlü temyiz isteminin reddi ile vergi idaresi temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Davacı kurumun 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu bulunan matrah farkları üzerinden ikmalen ve resen yapılan tarhiyata karşı açılan davayı, araç giderleri ve ibraz edilmiyen faturalar nedeniyle bulunan matrah farkları üzerinden yapılan cezalı tarhiyatın terkinine dönem sonu mal mevcutlarının değerlendirilmesi nedeniyle bulunan matrah farkı üzerinden salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi, fon payı ve gelir (stopaj) vergisinin tasdikine karar veren mahkeme kararının dönem sonu mevcutlarına ilişkin hüküm fıkrasının Danıştay 4. Dairesince bozulması üzerine, ilk kararında ısrar eden mahkeme kararının taraflarca bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde vergi asıllarına ilişkin olarak öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Kesilen ağır kusur cezası ile fon payına gelince,
Mahkemece tasdik edilen matrah farkının dönem sonu mal mevcutlarının değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkmış bulunması nedeniyle olaya kusur cezası uygulanması gerektiği gibi 3824 sayılı yasanın 18 ve 19. maddeleri uyarınca ikmalen ve resen yapılan tarhiyatlarda ayrıca fon payı hesaplanmasına olanak bulunmamaktadır.
Vergi dairesi Müdürlüğü temyizine gelince;
Vergi Mahkemesi kararının araç giderleri ile ibraz edilmiyen faturalar nedeniyle bulunan matrah farklarına ilişkin hüküm fıkralarına karşı yapılan temyiz istemi Danıştay 4. Dairesince reddedilerek belirtilen hüküm fıkralarının onanmasına karar verilmiş bulunduğundan karar düzeltme isteminde bulunulmıyarak kesinleşmiş bu kısımlar hakkında yapılan temyiz isteminin incelenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının ceza ve fon payına ilişkin hüküm fıkralarının bozulması, vergi aslına yönelik temyiz isteminin reddi, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin ise incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı kurumun 1995 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda bulunan matrah farkları üzerinden adına ikmalen ve resen salınan cezalı tarhiyatın değiştirilmesine ilişkin kararın; dönem sonu stoklarının noksan değerlendirildiğinden bahisle tarhiyatın ikmalen uygulanan kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının bozulması üzerine verilen ısrar kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Tarhiyatın kaldırılan kısmı yönünden vergi idaresi tarafından yapılan temyiz başvurusu Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilmiş ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın anılan hüküm fıkraları kesinleşmiş olduğundan aynı kararın diğer yan aleyhine olan hüküm fıkrasının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı idare yönünden kesinleşen söz konusu hüküm fıkralarının yeniden temyiz incelemesine tabi tutulmasına olanak vermeyeceğinden vergi dairesi başkanlığı isteminin incelenmesine imkan bulunmamaktadır.
Şirketin 1995 yılı kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede bir kısım emtianın maliyet bedellerinin altında değerlendiği saptanarak, şirket yetkilisinin “ilk giren ilk çıkar” FİFO yöntemiyle değerleme yapıldığı, değerleme gününde satış bedellerinde herhangi bir düşüklük bulunmadığı yolundaki ifadesi ile incelemede dönem sonu stokunda yer alan emtianın FİFO yöntemiyle değerlendirilmediği gibi herhangi bir değerleme usulüne de uygun bulunmadığı yönündeki eleştiriye yetkili tarafından açıklama getirilememesi üzerine ortalama birim değerler esas alınarak yapılan değerleme sonucunda …- lira matrah farkı saptanmıştır.
Emtianın ortalama birim değerleri taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı, inceleme elemanınca yapılan değerlemenin doğru olmadığını dönem başı mal mevcudunun ve firmanın bayisi olduğu emtianın satış miktarı ve bedelin erken ödenmesi nedeniyle sağladığı …- liralık prim dikkate alındığında matrah farkı kalmadığını iddia etmektedir.
İnceleme raporu ve ekli tutanaklardan dönem içinde satın alınan ve değerlemeye esas tutulan 23 çeşit emtianın tümünün alış bedellerinin envanterdeki değerleme tutarlarından yüksek olduğu, dönem başı mevcudu bulunmayan 8 çeşit emtiada ortalama birim değerine göre …- lira değerleme farkı çıktığı, dönem sonu mevcudu dönem başı mevcudundan fazla olan 8 çeşit emtiada ise yükümlünün envanterde gösterdiği değerlerin esas alındığı, 7 çeşit emtiada dönem başı mevcudunun dönem sonu mevcudundan fazla olduğu ve ortalama maliyet bedelleri esas alınarak …- lira değerleme farkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Envanter kayıtları, alış faturaları ve şirket yetkilisinin ifadesine dayanılarak inceleme elemanınca yapılan tespitler yıl sonu emtia stokunda yer alan 23 çeşit emtianın maliyet bedellerinin altında değerlendiğini gösterdiğinden ve maliyete etkisi bulunmayan ve yıl sonunda fazla satış gerçekleştirilmesi nedeniyle verilen primin de değerlemede dikkate alınması mümkün olmadığından ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle yükümlü temyiz isteminin reddine, vergi dairesi başkanlığı temyiz isteminin incelenmeksizin reddine 11.2.2000 gününde vergi dairesi başkanlığı istemi yönünden oybirliği, yükümlü istemi yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Yükümlünün temyiz isteminin kabul edilerek, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin 24.3.1999 günlü ve E:1998/2868, K:1999/1231 sayılı kararında belirtilen gerekçe uyarınca bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.