Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/283 E. 2000/39 K. 28.01.2000 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/283 E.  ,  2000/39 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/283
Karar No: 2000/39

Temyiz Eden: …
Karşı Taraf: …Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Komandite ortağı bulunduğu adi komandit şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca davacı adına resen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisine karşı dava açılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının ortağı olduğu şirketin 1991 yılında yasal defterlerine intikal ettirdiği yüksek tutarlı gider belgelerinin gerçeği yansıtmadığı karşıt inceleme ile tespit edilerek cezalı tarhiyat yapıldığı, … vergi dairelerinin mükellefleri … ve … hakkında yapılan karşıt incelemelerde düzenledikleri faturaların, bu kişilerin bastırdıkları fatura ciltlerinden olmadığı, …’ın bütün adreslerine tebligat çıkarılmasına rağmen kendisine ulaşılamadığı, …’e tebligat yapıldığı ancak, defter ve belgelerini ibraz etmediği, bu tespitlere göre faturaların, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı kabul edildiği, ara kararıyla, fatura suretleri ile bu faturalarla alındığı iddia edilen emtiaya ilişkin işletme kayıtlarında, sevk irsaliyeleri, nakliye faturaları ve banka havalesi, çek gibi muteber bir ödeme kaydı olup olmadığının sorulduğu ancak, iki sel felaketinde bu kayıtların yok olduğundan bahisle ibraz edilemediği, vergi inceleme raporundaki tespitler karşısında bu belgelerin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 10.2.1999 günlü ve E:1997/5246, K:1999/406 sayılı kararıyla; söz konusu faturaların muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge niteliğinde olduğunun tespit edildiği ancak, faturalarda yazılı çelik konstrüksiyon ve kaynak işlerinin adi komanditşirket tarafından yaptırılmadığı yolunda yapılmış bir tespit de bulunmadığı, bu işin yaptırıldığına ilişkin defter ve belgelerin mücbir sebep nedeniyle ibraz edilememiş olması işin yaptırılmadığı anlamına gelmeyeceğinden varsayım ve eksik incelemeye dayalı tarhiyata karşı açılan davanın reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyatın yasal dayanağı olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Davacının ortağı olduğu adi komandit şirketin 1991 yılı işlemlerinin incelenmesi üzerine gider kaydettiği mal alış faturalarının gerçeği yansıtmaması nedeniyle bu miktar üzerinden davacı adına payı oranında cezalı tarhiyat yapılmıştır.
Resen takdir nedeninin bulunduğu hallerde gelir vergisinde gerçek gelirin vergilendirilmesi prensibinden hareketle matrahın belirlenmesi gerekmektedir.
Şirketin faaliyet konusu makina parçaları, tank, çelik kazan gibi üretimdir. Bu üretim yapılırken kullanılması gereken malzemenin, gerçek giderinin tespiti gerekirken, faturaların düzenleyicileri hakkında yapılan tespitlerden hareketle fatura tutarlarının gider kabul edilmemesi yoluyla bulunan tarhiyatı onayan vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Davacının ortağı bulunduğu adi komandit şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonunda, bir kısım gider faturalarının gerçek mal ve hizmet alımını içermediğinin tespit edildiğinden bahisle söz konusu faturalarda yazılı tutar matraha alınmak suretiyle düzenlenen inceleme raporuna göre davacının hissesi oranında hesaplanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyata yönelik davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının Danıştay Üçüncü Dairesince bozulması üzerine Mahkemece ilk kararda ısrar edilmiş olup, bu karar temyizin konusunu oluşturmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre, gerçek gelirin vergilendirilmesi esastır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134 üncü maddesinde vergi incelenmesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak şeklinde tanımlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, adi komandit şirketin 1991 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen ve uyuşmazlığa konu tarhiyata dayanak alınan inceleme raporunda, şirket kayıtlarında yeralan üç adet faturanın muhteviyatı itibariyle gerçeği ifade etmediğinin tespit edildiğinden söz edilerek faturalarda yazılı tutarların matraha alındığı, buna karşın bu faturalarda belirtilen işlerin yaptırılmadığı konusunda herhangi bir tespite yer verilmediği anlaşılmaktadır. Şirketin aynı yıl işlemlerinin daha önce incelenmesi sırasında da söz konusu faturalarda yazılı işin yapılmadığı yada yapılmasına gerek olmadığı hususu irdelenmemiştir.
Israr kararında, “uyuşmazlığın, davacı şirketin fatura kapsamındaki işi yapıp yapmadığı değil, söz konusu faturanın gerçek bir mal ve hizmet hareketini yansıtmadığının tespiti olduğu ve bu konudaki tespite göre uyuşmazlığa konu faturaya itibar etmeye ve başkaca bir araştırma ve tespite yönelmeye mahal olmadığı” yolundaki gerekçeye yer verilmiş ise de, vergiye tabi olsun veya olmasın elde edilen gelirin bir maliyetinin bulunacağı tabiidir. Diğer bir ifadeyle gidersiz gelir elde edilmesi söz konusu değildir. Ancak bunun iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olması gerektiğinde de kuşku yoktur. O halde vergilendirilecek gerçek gelirin doğruluğunun tespiti amacıyla yapılan vergi incelemesinde, sadece gelir ve gider belgelerinin kanuna uygun olup olmadığının irdelenmesi yeterli olmayıp, bu belgelerde yazılı gelirin elde edilmesi için gerekli gider tutarının ekonomik ve ticari kurallar gözönüne alınarak belirlenmesi gerekmekte olduğu halde vergi incelemesinde bu yapılmamıştır.
Bu duruma göre ortada Vergi Usul Kanunun 134 üncü maddesindeki amaca uygun bir incelemenin ve dolayısıyla kanuna uygun olarak tespit edilmiş bir matrah farkının varlığından söz etmek mümkün olmadığı halde aksi yöndeki gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Komandite ortağı bulunduğu adi komandit şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda, gerçeği yansıtmayan faturaları gider yazarak dönem kazancını azalttığı saptanan davacı adına salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi ile hesaplanan fon payına karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
Makina imalatı ve ticareti yapan ve bilanço esasına göre defter tutan adi komandit şirketin imalat defteri onaylatıp, tutmadığı saptanmıştır. Vergi Usul Kanununun 197 nci maddesine göre imalat defteri tutması ve 220 nci maddesi uyarınca bu defteri onaylatması gereken kurumun dönem kazancının resen belirlenmesi, 213 sayılı Yasanın 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (3) işaretli bendi gereğidir.
Yükümlünün gider kayıtları arasına aldığı bazı işçilik faturalarının; gerçeği yansıtmadığı, yapılan karşıt inceleme sırasında bu faturaların düzenleyicilerinin bastırdıkları fatura ciltlerine ait olmadığı saptanarak, dönem giderlerinden çıkarılmış ve matrah farkı bu noktadan bulunmuştur.
Gerçeği yansıtmayan gider belgesi kullanılması Vergi Usul Kanununun aynı maddesinin (4) işaretli bendi uyarınca resen tarh nedenidir. Belirtilen nedenlerle kurumun dönem kazancının resen belirlenmesinde hukuka aykırılık yoktur. Ancak, resen tarh nedeninin varlığı, tek başına vergilendirmenin yasaya uygunluğunu kabule yeterli değildir.
Gelir vergisi ve kurumlar vergisi; yükümlülerin bir vergilendirme dönemindeki gerçek kazançlarının vergilendirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Vergi Usul Kanununun 134 üncü maddesinde de, vergi incelemesinden amacın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması ve saptanması olduğu kabul edilmiştir.
Makina imalatı ve ticareti yapan kurumun vergisi ihtilaflı dönemde yaptığı ve hasılatını dönem kazancına dahil ettiği imalatının, gerçeği yansıtmayan gider belgeleri kabul edilen faturalarda yer alan işçilik giderleri yapılmaksızın gerçekleştirildiği yönünde herhangi bir tespit yapılmadığı halde faturalarda yazılı çelik konstrüksiyon ve kaynak işlerinin yapılmadığı varsayımından hareketle eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora dayanılarak uygulanan tarhiyata karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 28.1.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden bozma kararına katılmıyoruz.