Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/21 E. 1999/392 K. 24.09.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/21 E.  ,  1999/392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/21
Karar No: 1999/392

Temyiz Eden: …
Karşı Taraf: Maliye Bakanlığı

İstemin Özeti: Dava; 15.9.1998 gün ve 23464 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4369 sayılı Kanuna ilişkin 1 seri nolu Genel Tebliğin “Diğer Kanunların Uygulanması” başlıklı 7 nci bölümündeki düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 8.10.1998 günlü ve E:1998/4054, K:1998/3514 sayılı kararıyla; iptal davalarının idare tarafından tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerden dolayı şahsi, meşru ve aktüel menfaati ihlal edilenler tarafından açılabilen davalar olduğu, bu davaların açılabilmesi için dava ehliyeti yanında “menfaatin ihlal edilmesi”nin de arandığı, bu şartın her isteyenin idari bir işleme karşı dava açmasını önlemek için öngörüldüğü, menfaat ilgisinin sınırının her olayda yargı yerlerince içtihatlarla belirlendiği, objektif bir idari işlemin dava konusu yapılabilmesi için davacının bu işlemden hemen sonuç doğurabilecek ve zarar görecek şekilde etkilenmesinin şart olduğu, her ne kadar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde iptal davasının subjektif ehliyet koşulu “menfaat ihlali” olarak yer almışken; bu koşul 4001 sayılı Yasayla; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere “kişisel hak ihlali” olarak değiştirilmiş ancak, bu düzenleme … günlü ve E:v, K: … sayılı … Mahkemesi kararıyla iptal edilmişse de, bu iptal kararının “kişisel hak ihlali” şeklindeki tanıma yönelik olduğu, iptal davalarının açılabilirlik şartlarından olan “menfaat ihlali” şartını ortadan kaldırmadığı, davacının, 4369 sayılı Kanuna ilişkin 1 seri nolu Genel Tebliğin “Diğer Kanunların Uygulanması” başlıklı 7 nci bölümünün hukuka aykırı olduğunu belirterek açtığı iptal davasında, bu düzenleme nedeniyle yurttaş olarak Devlete olan güveninin sarsıldığı ve hukukun üstünlüğüne olan inancının zedelendiği, bu nedenle işlemle meşru, güncel ve ciddi bir ilişkisinin bulunduğu iddia edilmekteyse de, yurttaş olma niteliği dışında kesin ve yürütülmesi gerekli bu idari işlemin uygulanması sonucu davacının hukukunun etkilendiği ve zarara uğradığı şeklinde belirlenebilen meşru, şahsi ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve söz konusu düzenlemenin bazı kişilere ayrıcalık tanıdığı, doğrudan ilgisi, menfaati olan ve kendilerine ayrıcalık tanınan kişilerin kendi yararlarına olan düzenlemenin iptalini istemelerinin mümkün olmadığı, işlemin iptalinin ancak, hukuka ve Devlete saygısı olan, aleyhlerinde eşitsizlik yaratılan yurttaşların yararına olabileceği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dördüncü Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Danıştay Dördüncü Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı Danıştay Dördüncü Dairesinin 8.10.1998 günlü ve E:1998/4054, K:1998/3514 sayılı Kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 24.9.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.