Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/2 E. 1999/482 K. 12.11.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1999/2 E.  ,  1999/482 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/2
Karar No: 1999/482

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Çeşitli tarihlerde yapılan denetimlerde belge düzenine uymadığı üç kez saptanan davacıya ait işyerinin, işlemin tebliğ tarihinden başlayarak üç gün kapatılacağı duyurulmuştur. Vergi mahkemesinde dava açan yükümlü, işyeri kapatma cezasının kaldırılmasını istemiştir. Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 21.6.1996 günlü sevk irsaliyesinde emtia miktarının belirtilmediği ve 30.6.1996 günlü sevk irsaliyesinde emtianın miktar olarak eksik gösterildiğinin saptandığı, sevk irsaliyesine emtianın eksik yazılması veya hiç yazılmaması şekil şartının ihlali olarak yorumlanamayacağı gibi irsaliyenin tümden yok sayılması için de geçerli bir sebep teşkil etmeyeceği, bu nedenle, sevk irsaliyesine emtia miktarının eksik yazılması özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren ve işyeri kapatma işlemine dayanak alınabilecek bir fiil olmadığı, işyeri kapatma cezası için gerekli tüm unsurların oluşmadığı gerekçesiyle cezayı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 2.6.1998 günlü ve E:1997/1290, K:1998/2041 sayılı kararıyla; belge düzenine uyulmadığının çeşitli tarihlerde düzenlenen tutanaklarla tespit edildiği, bu tespitler üzerine kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilmeyerek kesinleşmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, işleme dayanak alınan tespitlerin dava konusu edilmeyerek kesinleşmiş olması nedeniyle bu davada incelenme olanağı bulunmadığından mahkemece söz konusu tespitler incelenerek işlemin iptali yolunda karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, işyeri kapatma cezasının kaldırılması yolundaki kararın yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Üç kez belge düzenine uymadığı gerekçesiyle yükümlü adına işyeri kapatma cezası uygulanmasına ilişkin işlemin, işlem tesisine dayanak olan 21.6.1996 ve 20.6.1996 tarihli yoklama tutanaklarında sevk irsaliyelerinde sevk edilen malın eksik yazıldığı belirtilmiş ise de, bu durumun şekil şartının ihlali sayılmayacağı, buna göre bu tutanaklarla belge bulundurmama, düzenlememe eyleminin tespit edilmediği, dolayısıyla işyerinin kapatılması için gerekli üç şartın bir arada bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararı özel usulsüzlük cezalarının itirazsız kesinleştiği iddiasıyla temyiz edilmektedir.
Özel usulsüzlük cezası ile işyeri kapatma cezası ayrı ayrı idari işlemler oldukları gibi V.U.K.nun 354. maddesinde, işyeri kapatma cezasının uygulanması için özel usulsüzlük cezalarının kesinleşmesi şartına yer verilmediğinden ve bu maddede bir yılda üç kez belge düzenine uymama durumunun tespiti halinde işyeri kapatma cezasının uygulanabileceği belirtildiğinden işyeri kapatma cezasına karşı açılan davada, belge düzenine uyulmadığı hakkındaki tespitlerin doğruluğunun ve hukukiliğinin tartışılabilirliği açıktır. Diğer bir deyimle, bu davada özel usulsüzlük cezasının kesinleşip kesinleşmediği değil, yükümlüce imzalı yoklama tutanağıyla yapılan tespitin, dolayısıyla, işyeri kapatma cezasına neden olan fillerin incelenmesi mümkün ve zorunlu olup, dosyanın incelenmesinden, anılan tutanaklarda sevk edilen malın miktarının eksik yazıldığı ve bu husus belgelerin hiç düzenlenmediği sonucunu doğurmadığından üç kez belge düzenine uyulmaması şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Bu durumda, işyeri kapatma cezası uygulanmasına ilişkin işlemi iptal eden Vergi Mahkemesi kararında yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi gerekeceği düşlünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
1995 yılında üç kez belge düzenine uymadığı yolunda düzenlenen tutanaklara dayanılarak davacının işyerinin kapatılmasına ilişkin işlemi hukuka aykırı görerek işyeri kapatma cezasını kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununa 3239 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle eklenen Mükerrer 354 üncü maddenin 1 inci fıkrasında; yetkililerce, 353 üncü maddenin birinci ve ikinci bentlerinde yazılı belgelerin kullanılmadığının veya bulundurulmadığının bir takvim yılı içinde üç kez tespiti halinde mükelleflerin işyerlerinin, Maliye Bakanlığı kararı ile bir haftaya kadar kapatılabileceği kabul edilmiş, üçüncü fıkrasında ise işyeri kapatma cezasının uygulanabilmesi için birinci fıkrada belirtilen belgelerin kullanılmadığının veya bulundurulmadığının ikinci kez tesbiti üzerine yükümlünün bir yazı ile uyarılması ve tekerrürü halinde işyeri kapatma cezası uygulanacağının duyurulmuş olması önkoşuluna yer verilmiştir.
Belirtilen kural karşısında; yargı yerlerince aynı tespitlere göre kesilen özel usulsüzlük cezasının tespitin yetersizliği nedeniyle kaldırılmış olması hali dışında, belge kullanmama veya bulundurmama eyleminin üç kez tespit edilmesinin işyeri kapatma cezası uygulanmasına yeterli olduğu, bu tutanaklara dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilip edilmemesinin, işyeri kapatma cezasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla aynı eylemler nedeniyle yükümlüler adına özel usulsüzlük cezaları kesilmiş olup da bu cezaların dava konusu edilmediği veya açılan davaların reddedildiği durumlarda, işyeri kapatma cezasına karşı açılan davaların, eylemlerin saptandığı tutanakların bu cezaya dayanak yapılabilecek nitelik taşıyıp taşımadıklarının incelenmesinden sonra sonuçlandırılması gerekmektedir.
İşyeri kapatma cezasına dayanak yapılan tespitlerden 30.6.1996 günlü tutanakla, sevk edilen emtianın irsaliyeye miktar itibarıyla noksan yazıldığı saptanmıştır.
Sevke konu emtianın irsaliyeye miktar itibarıyla noksan yazılması, irsaliyenin düzenlenmemiş sayılmasını gerektirmeyeceği ve bu eylem işyeri kapatma cezasına dayanak alınamayacağından işyeri kapatma cezasının kaldırılması yolundaki ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 12.11.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin K:1998/2041 sayılı kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında, bu Kanunla veya Maliye Bakanlığının yetkili kılındığı konularda yaptığı düzenlemelerle kullanma zorunluluğu getirilen belgelerde zorunlu bilgilerin bulunmamasının belgenin hiç düzenlenmemiş sayılmasını gerektireceği; aynı Kanunun 230 uncu maddesinde de faturada düzenleme tarihinin, düzenleyenin adının ve varsa ticaret ünvanı ile iş adresinin, bağlı bulunduğu vergi dairesinin ve hesap numarasının, malın nevi ve miktarının bulunmasının zorunlu olduğu; irsaliyelerde de bu bilgilerin bulunması gerektiği açıklanmıştır.
Bu düzenlemelere göre; malın nevi ve miktarı hakkında bilgi içermeyen sevk irsaliyesinin hiç düzenlenmemiş sayılmasında yasal zorunluluk vardır.
Nitekim; Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin 4108 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle değişik ikinci bendinde de, Kanun koyucu, bu yasal zorunluluktan hareketle, gerçeğe aykırı olarak sevk irsaliyesi düzenlenmesini özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren eylem olarak kabul etmiştir.
Olayda; yoklama sırasında alıcısına sevk edilen emtianın bir kısmının sevk irsaliyesinde yazılı olmadığı tespit edilmiştir. Bu şekilde düzenlenen sevk irsaliyesinin gerçeği ifade etmediğinde kuşku yoktur. Ayrıca; sevk irsaliyesinde yazılı olmayan emtia miktarı için sevk irsaliyesi düzenleme yükümlülüğüne uyulmadığı da açıktır. Yani, bu emtia, sevk irsaliyesi düzenlenmeden sevk edilen emtia niteliğindedir. Dolayısıyla, olayda, sevk irsaliyesi düzenlememe eylemi, söz konusu tespit sebebiyle de gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Bu düzenlemeler karşısında; emtia miktarı noksan yazılan sevk irsaliyesinin düzenlenmemiş sayılması gerektiğinden ısrar kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.