Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/49 E. 1999/122 K. 26.02.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/49 E.  ,  1999/122 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/49
Karar No: 1999/122

Temyiz Eden: … Limited Şirketi
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Alıcı nezdinde düzenlenen yoklama tutanağı ile satışını yaptığı 300 torba şeker için sevk irsaliyesi ve fatura düzenlemediği saptanan davacı adına 1995 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Cezaya karşı açılan dava, … Vergi Mahkemesince reddedilmiştir.
Yükümlü şirketin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 23.10.1997 günlü, E:1996/2648, K:1997/3712 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin veya alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin bulunması gerektiği, alıcı nezdinde düzenlenen 11.8.1995 tarihli tutanakla, satışı yapılan emtia için 11.8.1995 tarihli sevk irsaliyesi ile aynı tarihli faturanın düzenlendiği tespit edildiğinden maddede belirtilen fatura verilmemesi halinin söz konusu olmadığı, kaldı ki faturanın, malın teslim tarihinden itibaren 10 gün içinde düzenlenebileceği, bu durumda yasanın aradığı unsurların olayda bir arada gerçekleşmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; 11.8.1995 tarihinde yapılan yoklamada düzenlenen tutanağın ve 11.8.1995 gün ve … sayılı sevk irsaliyesi fotokopisinin incelenmesinden, sevk irsaliyesinin teslim eden sütunu imzalı olduğu halde, teslim alan sütununun sevk irsaliyesini teslim aldığı öne sürülen taşıt sürücüsü tarafından imzalanmadığı, sevk irsaliyesiyle, satış faturasının denetim elemanlarının davacı kurum yetkilileriyle yaptıkları telefon görüşmesi sonucunda tanzim edildiği, taşıt sürücüsünün kendisinde mevcut belgeleri ibraz etmemesinde maddi ve manevi herhangi bir menfaati bulunmadığı, taşıt sürücüsüyle davacı arasında husumet bulunduğu ve gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu yolunda yasal bir belgenin de ibraz edilmediği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve satış faturasının on gün içinde düzenlenmesinin mümkün olduğu, nitekim defter ve belgelerinden söz konusu faturanın yasal sürede düzenlenmiş olduğunun tespit edilebileceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Alıcıya teslim edilen emtialar için sevk irsaliyesi ve fatura düzenlenmediği alıcı nezdindeki yoklama tutanağı ile tespitli olan yükümlü adına kesilen özel usulsüzlük cezasını onayan vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Yoklama tutanağında alıcıya gönderilmediği belirlenen sevk irsaliyesi ve faturanın tarih ve sayıları telefon görüşmesiyle yükümlü şirket yetkilisinden öğrenilerek tutanağa yazılmıştır. Tutanak ve sevk irsaliyesinin yoklamanın yapıldığı tarihte düzenlendiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Yasanın 231 inci maddesinin beşinci bendine göre on gün içinde düzenlenmesi mümkün olan faturanın, sevk ve yoklamanın yapıldığı tarihte düzenlenmiş olması karşısında, yükümlü ve yetkili adamı nezdinde düzenlenmeyen tutanağa dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmediğinden ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Davacı şirketin mal sattığı alıcı nezdinde düzenlenen tutanağa dayalı olarak, malın sevki sırasında sevk irsaliyesi düzenlenip malla birlikte gönderilmediği gerekçesiyle satıcı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır.
Vergi Mahkemesinin; sevk irsaliyesi ve faturanın yoklama memurlarınca düzenlenen tutanaktan sonra kesildiğinin anlaşıldığı, bu nedenlede özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle verdiği ret kararı, temyiz istemi üzerine Danıştay Dördüncü Dairesince bozulmuştur.
Danıştayın bozma kararına uymayarak, kararında ısrar eden Vergi Mahkemesinin kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1 nci maddesinde verilmesi ve alınması icabeden belgeleri vermeyen ve almayanlardan herbirine özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiş, 231 inci maddenin 5 nci bendinde de malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamı on gün içinde fatura düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Vergi yasalarıyla getirilen bu düzenlemelerde amaç vergi kaçak ve kayıplarını önlemek olup eğer bu amaç çeşitli nedenlerle gerçekleşmiş ise biçimsel bazı nedenlerle bu gerçeği gözardı etmek hem yasa hükmünün konuluş amacına hemde hakkaniyet ilkelerine uygun düşmez.
Dava konusu olaydada mal sevkiyatını yapan davacı (satıcı) şirket yasa gereği kesmek zorunda olduğu sevk irsaliyesini düzenlediği halde göndermeyi unuttuğunu ifade etmiş tutanak alıcı nezdinde tutulduğundan satıcının iddiasının gerçek olmadığı hususuda kanıtlanamamıştır. Kaldı ki anılan 231 inci madde hükmü uyarınca 10 günlük yasal fatura düzenleme süresi bulunan davacı şirketin, malın teslim edildiği ve tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle hem sevk irsaliyesi hemde fatura kesmiş olduğuda tartışmasızdır.
Bu durumda mal hareketi Yasanın aradığı resmi belgeye bağlanmış, vergi kaybına yol açılmamış olduğundan, doğruluğu da kanıtlanamayan “belgenin zamanında düzenlenmemiş olduğu” iddiasına dayalı özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesinin 23.1.1998 gün ve E:98/99; K:1998/67 sayılı ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlü şirketin satışını yaptığı emtia için sevk irsaliyesi ve fatura düzenlemediğinin alıcı şirket nezdinde yoklama tutanağı ile saptanması üzerine kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci bendinde, verilmesi ve alınması icabeden faturanın verilmemesi ve alınmaması halinde, bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, ikinci bendinde ise sevk irsaliyesi düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının tespiti halinde her bir belge için özel usulsüzlük cezası kesileceği kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Yasanın fatura nizamını belirleyen 231 inci maddesinin 5 inci bendinde de faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenlenmesi öngörülmüştür.
Özel usulsüzlük cezasına dayanak alınan tespite ilişkin 11.8.1995 tarihli yoklama tutanağından, yükümlü şirketçe satılarak sevk edilen emtia için fatura ve sevk irsaliyesi gönderilmediğinin alıcı nezdinde saptanarak yükümlü şirket yetkilisiyle yapılan telefon görüşmesi sırasında 11.8.1995 tarih … sayılı sevk irsaliyesi ile 11.8.1995 tarih ve … sayılı faturanın düzenlenmiş olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Faturanın malın teslim tarihinde düzenlenmiş olması gerçeği karşısında özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.