Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/419 E. 1999/338 K. 11.06.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/419 E.  ,  1999/338 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/419
Karar No: 1999/338

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Kasaplık et toptan ticareti yapan yükümlünün 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda alımların gerçekte müstahsilden yapıldığı halde müstahsil makbuzu düzenlenmemesi nedeniyle adına özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi kararını temyizen inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 18.6.1998 günlü, E:1998/874, K:1998/2313 sayılı kararıyla; yükümlü tarafından içeriği itibarıyla yanıltıcı fatura düzenlendiğine dair inceleme raporuyla ulaşılan sonuç üzerine yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatının Dairelerinin K:1998/2312 sayılı kararıyla bozulduğu, gerçekte müstahsilden yapılan alımlar için müstahsil makbuzu düzenlenmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasının mahkemece kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; 213 sayılı Yasanın 353 üncü maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin alınmadığının ve verilmediğinin belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespit bulunması gerektiği, böyle somut bir belge ya da tespit bulunmaksızın özel usulsüzlük cezası kesilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Karar, vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, inceleme raporundaki tespitlere dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Uyuşmazlık; Vergi Dairesi Müdürlüğünün, yükümlü adına inceleme raporuna istinaden salınan özel usulsüzlük cezasını terkin eden Vergi Mahkemesi kararının Danıştay 11 inci Dairesinin 18.6.1998 gün ve E:1998/874, K:1998/2313 sayılı kararıyla bozulması üzerine verilen … Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulması isteğinden ibarettir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinde, aynı Kanununun 232,234,235 ve 236 ncı maddeleri gereğince verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu ve müstahsil makbuzunu vermeyen ve almayanlardan herbirinin adına her belge için ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Denetim elemanı tarafından yükümlüye ait ihtilaflı yıl defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda gider evraklarının muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belge niteliğinde bulunduğu saptandığından bu dönemde ki vergi indirimleri reddedilmek suretiyle cezalı tarhiyat önerildiği, vergi dairesince yapılan tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi kararının Danıştay 11 inci Dairesince bozulduğu anlaşılmıştır.
Mükellefin; Giderlerini, muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltcı belgelere dayandırmış bulunması nedeniyle ilgili dönemde indirim hakkından yararlandırılmayarak cezalı tarhiyat yapılmasında vergi yasalarına aykırılık yoktur.
Ancak; Özel usulsüzlük cezasının uygulanması için anılan Yasada öngörüldüğü gibi söz konusu belgelerin verilmediği, alınmadığı şeklinde herhangi bir tesbit yapılmaksızın, denetim elemanı tarafından defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda saptanan fark matrah üzerinden özel usulsüzlük cezası salınmasında vergi mevzuatına uyarlık görülmediğinden vergi mahkemesi kararında yasal isabetsizlik bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenle, yerinde görülmeyen vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin reddi ile temyize konu vergi mahkemesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kasaplık et ticareti yapan davacının 1994 yılında gerçekte üreticiden yaptığı alımları içeriği itibarıyla sahte faturalarla belgelendirmesi ve müstahsil makbuzu düzenlememesi nedeniyle adına kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 1.1.1994-6.7.1994 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında aynı Yasanın 232, 234, 235 ve 236 ncı maddeleri gereğince verilmesi ve alınması gereken fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan herbirine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için …- liradan aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde üçü oranında özel usulsüzlük cezası kesilmesi ve son paragrafında da bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak saptanan özel usulsüzlükler için kesilecek ceza toplamının …- lirayı geçememesi kurala bağlanmıştır.
4008 sayılı Yasanın 17 nci maddesiyle değişen ve 6.7.1994 tarihinde yürürlüğe giren 1 inci fıkrada ise, düzenlenmesi gereken her bir belge için bir milyon liradan aşağı olmamak üzere bu belgelerde yazılması gereken meblağın yüzde yirmibeşi nisbetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Yükümlü adına bu kural uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için ceza gerektiren eylemin ve eylemle fail arasındaki bağlantının açıklıkla saptanması ve usulsüzlük eyleminin bütün unsurlarıyla ortaya konulması gerekir.
Olayda ise gerçeği yansıtmadığı kabul edilen faturalara dayanılarak alış kaydedilen emtianın müstahsilden alındığı ve müstahsil makbuzu düzenlenmediği görüşüyle ceza kesilmiş olup, yükümlünün müstahsilden alışı olduğuna dair somut bir tespit yapılmadan kesildiği anlaşılan özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, 11.6.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının; Danıştay Onbirinci Dairesinin 18.6.1996 günlü, E:1998/874, K:1998/2313 sayılı bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz