Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/385 E. 1999/339 K. 11.06.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/385 E.  ,  1999/339 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/385
Karar No: 1999/339

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Emtia alımlarını gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelendirerek haksız katma değer vergisi indirimi yaptığı saptanan yükümlü adına Ocak-Aralık 1994 dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmış, özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi davayı, kaçakçılık cezalı katma değer vergisi yönünden reddetmiş, özel usulsüzlük cezasını kaldırmıştır.
Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 24.3.1998 günlü, E:1997/3196, K:1998/1163 sayılı kararıyla; yükümlünün temyiz istemini reddetmiş, vergi dairesi müdürlüğü temyiz istemini ise; 213 sayılı Yasanın 353 üncü maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesinin yasayla yasaklanan fiillerin saptanmasına bağlandığı, belge verilmediği saptandığında belgeyi alanın belirlenememesinin belge vermeyen adına ceza kesilmesini engellemediği, yükümlü kurumun kaynağı belli olmayan yerlerden temin ettiği emtiayı gerçekte tüccar olmayan şahıslardan sağladığı faturalarla belgelendirmek suretiyle haksız katma değer vergisi indirimine neden olduğu saptandığından, aynı fiil için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolundaki hükümde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararının özel usulsüzlük cezasını kaldıran hüküm fıkrasını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi… günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla ilk kararının, özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yönündeki hükmünde ve satılan emtianın veya yapılan hizmetin gerçek olmadığının alıcı ve satıcı nezdinde birlikte saptanmadığı gerekçesiyle direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, inceleme raporuyla tespit edilen hususlar karşısında kesilen cezanın yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Yükümlü ise aynı tespitler nedeniyle, adına salınan kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki kararın Danıştay Dördüncü Dairesinin 1998/1690 sayılı kararıyla bozulduğunu, gerçeğe aykırı fatura düzenlemek suçundan dolayı açılan davada beraat ettiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini istemiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Kurulumuzca incelemeye konu olan vergi mahkemesi ısrar kararı özel usulsüzlük cezasına yönelik olup, davanın kaçakçılık cezalı katma değer vergisi yönünden kesinleşmiş olması karşısında yükümlünün tarhiyatın kesinleşen kısmına yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin Kurulumuzca incelenmesi mümkün değildir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ise ısrar kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Danıştay Onbirinci Daire kararında belirtilen düşünce uyarınca vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Canlı hayvan ve et ticareti yapan yükümlü şirketin mal alımlarının bir kısmının gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirildiği ve gerçekte müstahsilden yapılan alımlar için müstahsil makbuzu düzenlenmediğinden bahisle adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolundaki ısrar kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının bentlerinde sayılan nedenlerle Danıştay ile Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemelerinden verilen kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği belirtilmiş, ikinci fıkrasında da yargılamanın yenilenmesi isteklerinin esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanacağı kurala bağlanmıştır.
Fevkalade bir kanun yolu olan ve ancak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar için açık olan yargılamanın yenilenmesi yolu, yargı yerlerince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen kararlar için geçerlidir. 53 üncü maddenin 1 inci bendinde sözü edilen Danıştay kararları ise Danıştay’ın 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlardır.
Davacı tarafından yargılamanın yenilenmesine konu yapılan Danıştay Onbirinci Dairesinin kararı, vergi mahkemesinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği ve uyuşmazlığın çözümüne ilişkin kararın hukuka uygunluğu yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucu verilmiş bir karar olup, sözü edilen kararın esas karar olarak nitelendirilmesi ve yargılamanın yenilenmesi yoluyla Kurulumuzca incelenerek kaldırılması mümkün değildir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 1.1.1994-6.7.1994 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında aynı yasanın 232, 234, 235 ve 236 ncı maddeleri gereğince verilmesi ve alınması gereken fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan herbirine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için …- liradan aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde üçü oranında özel usulsüzlük cezası kesileceği ve aynı yasanın son paragrafında da bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak saptanan özel usulsüzlükler için kesilecek ceza toplamının …- lirayı geçemeyeceği kurala bağlanmıştır.
4008 sayılı Yasanın 17 nci maddesiyle değişen ve 6.7.1994 tarihinde yürürlüğe giren (1) işaretli fıkrada ise, düzenlenmesi gereken her bir belge için bir milyon liradan aşağı olmamak üzere bu belgelerde yazılması gereken meblağın yüzde yirmibeşi nisbetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Yükümlü adına bu kural uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için cezayı gerektiren eylemin ve eylemle fail arasındaki bağlantının açıklıkla saptanması ve usulsüzlük eyleminin bütün unsurlarıyla ortaya konulması gerekir.
Olayda ise gerçeği yansıtmadığı kabul edilen faturalara dayanılarak alış kaydedilen emtianın müstahsilden alındığı ve müstahsil makbuzu düzenlenmediği görüşüyle ceza kesilmiştir.
Müstahsilden alışı olduğuna dair somut bir tespit yapılmadan davacı adına kesilen cezanın kaldırılması yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle vergi idaresinin temyiz isteminin reddine, yükümlünün yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmeksizin reddine, 11.6.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının Danıştay Onbirinci Dairesince verilen bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan kararın bu kısmına katılmıyoruz.