Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/382 E. 1999/332 K. 11.06.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/382 E.  ,  1999/332 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/382
Karar No: 1999/332

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … ve Ortakları

İstemin Özeti : 31.12.1989 tarihinde faaliyetine son veren adi ortaklık tarafından incelemeye ibraz edilmeyen faturalardan birinin komisyon karşılığında düzenlendiğinin saptanması üzerine, bu fatura ibraz edilmeyen faturalara teşmil edilmek suretiyle komisyon gelirinin beyan dışı bırakıldığı görüşüyle ortaklık adına Temmuz-Aralık 1991 dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 9.3.1998 günlü ve E:1997/410, K:1998/880 sayılı kararıyla; temyiz dilekçesinde, incelemeye ibraz edilmeyen ancak, kullanıldığına dair bir tespit bulunmayan faturalara isabet eden cezalı tarhiyata ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların, mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bu husustaki hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı, olayda, incelemeye ibraz edilmeyen 59 adet faturadan … seri numaralı faturanın 8.8.1991 tarihinde adi ortaklığın ortaklarından birinin yanında çalışan işçi tarafından bir şahsa verildiğinin bu şahsın ifadesinden anlaşıldığı, bu durumda, incelemeye ibraz edilmeyen faturalardan bir tanesinin 1991 yılının Ağustos döneminde kullanıldığı sabit olduğundan, bu fatura tutarı üzerinden hesaplanan matrahta ve bu matraha isabet eden verginin cezalı olarak salınmasında yasaya aykırılık görülmediğinden tarhiyatın tamamen kaldırılması yolundaki mahkeme kararının hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle kararı kısmen bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olayda adi ortaklığa ait fatura koçanının adi ortaklık sona erdikten sonra ortaklardan birisinin işçisi tarafından çalınıp bir şahsa verildiğinin anlaşıldığı, davacının 1989 yılı sonu itibarıyla işini terkettiğinden katma değer vergisi mükellefiyeti ve daha sonra işe başladığı yolunda yapılmış bir tespit de bulunmadığı, içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu belirtilen faturayı düzenleyen kişinin ortaklıkla ilgisinin bulunmadığı, komisyon karşılığı yanıltıcı belge düzenlenmek suretiyle bir gelir elde edilmiş ise, bu gelir nedeniyle tarhiyat yapılacak kişinin faturayı düzenleyen şahıs olması gerektiği ve adi ortaklık adına tarhiyat yapılamayacağı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi idaresince temyiz edilmiş ve tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: 31.12.1989 tarihinde faaliyetine son veren adi ortaklık tarafından karşıt inceleme sırasında ibraz edilmeyen faturalardan bir tanesinin komisyon karşılığı düzenlendiğinin saptanması üzerine,bu fatura ibraz edilmeyen faturalar için emsal alınmak ve komisyon geliri elde edildiği kabul edilmek suretiyle 1991 yılı Temmuz ila Aralık dönemleri için yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatını; dosyanın incelenmesinden yükümlü adi ortaklığın 31.12.1989 tarihinde faaliyetine son verdiği,ancak kullanılmayan faturaların iptal edilmek üzere idareye verilmediği, inceleme elemanınca karşıt inceleme sırasında sözü edilen faturalardan bir adedinin (8.8.1991 günlü, … seri nolu) ortaklardan …’in yanında çalışan … tarafından komisyon karşılığı düzenlendiğinin tespit edildiği,adi ortaklığın 31.12.1989 tarihinden sonra faaliyet gösterdiği veya komisyon karşılığı fatura düzenlendiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre ibraz edilmeyen 59 adet faturanın komisyon karşılığı düzenlendiği varsayımı ile yapılan tarhiyatın yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyatı iptal eden vergi mahkemesi kararının: incelemeye ibraz edilmeyen, ancak kullanıldığına dair bir tespit bulunmayan faturalara isabet eden cezalı tarhiyata ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle kararın sözü edilen faturalara ilişkin hüküm fıkrasının onanması; incelemeye ibraz edilmeyen faturalardan bir tanesinin kullanıldığının karşıt inceleme ve …’nun ifadesiyle saptanmış olması nedeniyle bu fatura tutarı üzerinden hesaplanan matrahta ve bu matraha isabet eden verginin kaçakçılık cezalı olarak salınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararın sözü edilen faturaya ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulması yolunda verilen Danıştay 11.Dairesinin 9.3.1998 günlü, E:1997/410, K:1998/880 sayılı kararı üzerine aynı mahkemece verilen ısrar kararının: davalı idarece 8.8.1991 günlü … seri nolu faturanın kullanıldığı hususu sabit olduğundan bu fatura tutarı üzerinden hesaplanan matrahta ve bu matraha isabet eden verginin kaçakçılık cezalı olarak salınmasında Yasaya aykırılık bulunmadığı öne sürülerek temyizen incelenmesi istenilmiştir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İncelemeye ibraz edilmeyen faturalardan birinin faaliyetine son verdikten sonra komisyon karşılığında düzenlendiği saptanan ortaklık adına elde edilen komisyon geliri üzerinden salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi idaresince temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesinde işe başladığını bildirmek zorunda olan yükümlülerden işi bırakanların, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları kurala bağlanmıştır. Aynı Yasanın mükerrer 257 nci maddesinde Maliye Bakanlığına yasal defter ve belgelerin tasdik, muhafaza ve ibraz mecburiyeti koyma yönünde tanınmış yetki uyarınca 8.1.1996 günlü ve 22517 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan 246 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “E” işaretli bölümünde ise işi bırakan mükelleflerin, işi bırakma bildiriminde bulunacakları süre içinde bağlı bulundukları vergi dairelerine ibraz ederek kullanılmamış belgelerin iptal edilmesini sağlamaları, kullanılmamış belgelerin, kullanılmayacak şekilde iptal edilmesini, iptale ilişkin olarak düzenlenen tutanağın bir nüshasının muhafaza edilmek üzere mükellefe verilmesini, diğer nüshasının ise mükellefin tarh dosyasında saklanmasını öngörmüştür.
Davacının, söz konusu düzenlemenin gereğini yerine getirmediği ve sadece işi bırakma bildiriminde bulunduğu, kullanılmayan fatura ciltlerinden bir faturanın 8.8.1991 gününde bir başka vergi mükellefine kesilerek verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı kurum yetkilisi tarafından faturanın, işin bırakılmasından sonra ortaklarından birinin işçisi tarafından düzenlendiği, kendilerinin bilgisi dışında gelişen bu olay nedeniyle tarhiyat yapılamayacağı ileri sürülmüşse de, işin bırakılmasından sonra kullanılmayan belgelerin ilgili vergi idaresine teslim edilerek iptal edilmemiş olması karşısında, söz konusu faturanın komisyon karşılığında düzenlendiği sonucuna varılarak yapılan tarhiyatın yazılı gerekçeyle kaldırılmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin v günlü ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 11.6.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.