Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/378 E. 1999/277 K. 14.05.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/378 E.  ,  1999/277 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/378
Karar No: 1999/277

Temyiz Eden: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Götürü usulde vergi mükellefi olarak öğrenci taşımacılığı yapmaktayken götürülük şartlarını hasılat tutarı yönünden 1988 yılında kaybettiği saptanarak, gerçek usulde vergi mükellefiyeti tesis edilen yükümlü adına, 1989 yılı için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Gerçek usulde vergi mükellefiyeti tesisine ilişkin işlemin iptali ve cezalı tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının gerçek usulde mükellefiyet tesisi işlemine yönelik kısmını reddetmiş ancak, cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Bu karara karşı tarafların yaptığı temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 14.10.1997 günlü ve E:1996/5023, K:1997/3492 sayılı kararıyla; Yıllık hasılat ölçütü yönünden götürülük koşullarının ihlal edilip edilmediği incelenirken, iş kolunun özelliği nedeniyle, yükümlünün öğrenci taşımacılığında kullandığı aracıyla öğrencilerin tatil dönemlerinde de taşındığı yönünde bir tespit yapılmadığı, aracın yıl boyunca bakım ve onarım yapılmadan çalışmasının mümkün olup olmadığı araştırılmadan ve yıl içinde çalışılan günler kesin olarak saptanmadan yapılacak hesaplamanın gerçeği yansıtmayacağı, kaldı ki, yılın üç ayında çalışılmadığı yönündeki yükümlü ifadesinin, yıllık hasılatın hesaplanmasında gözönüne alındığı belirtilmesine karşın, bu saptamanın dikkate alınmadığı, dolayısıyla gerçek usulde mükellefiyet tesisinde ve resen takdir olunan matrah üzerinden tarhiyat yapılmasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle, yükümlü temyiz istemini kabul ederek kararı bozmuş, vergi idaresi temyiz istemini reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme raporu eki tutanaktan, ortalama hasılatın hesabında yılda üç ay çalışılmadığının beyan edilmesi üzerine bu durumun dikkate alındığının açıkça belirtildiği ve tutanağın bizzat davacı nezdinde tanzim edilerek itirazsız imzalandığının anlaşıldığı, ortalama aylık hasılatın 12 ay esas alınarak yıllık hasılat buna göre hesaplanmakla birlikte, yükümlünün beyan ettiği aylık hasılatın dört aylık tutarının bile 1988 takvim yılı için öngörülen yıllık hasılat tutarını aştığı anlaşıldığından, mükellefiyetin gerçek usule dönüştürülmesinde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve götürülük haddini aşmadığı ileri sürülerek tarhiyatın kaldırılması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Götürü usulde vergi mükellefi olarak öğrenci taşımacılığı yapmaktayken götürülük şartlarını 1988 yılında kaybettiği saptanarak vergi mükellefiyetinin gerçek usule dönüştürülmesi yolundaki işleme karşı açılan davanın reddine yönelik ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı ve izleyen maddelerinde götürü usulde ticari kazancın tespiti ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş, Yasanın 48 inci maddesinin 9 uncu fıkrasında, bir takvim yılı içinde alınan taşıma ücretleri toplamı yasada belirtilen tutarı aşmayanların götürü usule tabi olması öngörülmüş, 50 nci maddesinde, götürü usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenlerin, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirileceği belirtilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, Gelir Vergisi Kanununa göre kazançları götürü usulde tespit edilen ticaret ve serbest meslek erbabının götürü usulde vergilendirileceği kurala bağlanmıştır. Bu nedenle götürü usulde gelir vergisi mükellefiyeti bulunan yükümlüler, katma değer vergisi yönünden de aynı usule tabi olacaklardır.
Davacı adına aynı nedene dayalı olarak salınan cezalı gelir vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun Danıştay Dördüncü Dairesince 12.6.1997 tarihinde verilen K:1997/1931 sayılı kararla kabul edildiği ve mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmaktadır.
Söz konusu bozma kararında; yükümlünün mükellefiyet şeklinin değiştirilmesine esas alınan tespitlerin yeterli ve hukuka uygun olmadığı ve götürülük şartlarını kaybettiğinin kabul edilemeyeceği belirtilmiş ve karar kesinleşmiştir.
Davacının gelir vergisi yönünden götürü usulde vergiye tabi olduğu kesinleşen yargı kararı ile belirlendiğinden ve katma değer vergisi yönünden de aynı usulde vergi mükellefi olması yasa gereği olduğundan, adına gerçek usulde mükellefiyet tesisine yönelik işleme karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 14.5.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.