Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/239 E. 1999/209 K. 16.04.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/239 E.  ,  1999/209 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/239
Karar No: 1999/209

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: …Limited Şirketi

İstemin Özeti: Meşrubat bayiliği yapan davacının 1993 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca adına resen salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi … Vergi Mahkemesince kaldırılmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 23.1.1997 günlü ve E:1995/3562, K:1997/266 sayılı kararıyla; işini 31.12.1992 tarihinde terk ettiğini bildiren şirketin bu tarih itibarıyla dönem sonu stokunda yer alan emtianın satışından elde ettiği kazancı beyan etmediğinden resen takdire gidilmesinin yerinde olduğu ancak, yükümlünün dava dilekçesinde meşrubat satışlarında fire oranının % 4 ila % 8 arasında, kar oranının da % 9 olduğunu belirterek katma değer vergisinin bu oranlar dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini ileri sürdüğü, şirketin hukuki varlığının dava sırasında devam ettiği anlaşıldığından mahkemece, yükümlünün işini terk etmesi nedeniyle 3065 sayılı Yasa kapsamında yapılan bir teslim bulunmadığı, dönem sonu stokunun 1993 yılında satılmasının 193 sayılı Yasanın 82 nci maddesinin 5 inci bendine göre arızi kazanç kabulü suretiyle verilen terkin kararında yasal isabet bulunmadığı, yükümlü şirketin bayiliğini yaptığı üretim ve pazarlama şirketi tarafından kar oranlarının, meşrubatın ambalajlarına göre belirlendiği, … Ticaret ve Sanayi Odasınca fire oranlarının , % 4 ile % 8 olarak belirlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, bir sonraki yıla devreden emtianın ambalajına göre tespiti yapılarak kar ve fire oranları uygulanmak suretiyle beyan dışı bırakılan satış hasılatı hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesi uyarınca, işin terk edilmesinden sonra kalan stok emtianın satılmasından sağlanan kazancın, arızi kazanç olması nedeniyle katma değer vergisine tabi olmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi idaresince temyiz edilmiş ve hukuki varlığı devam eden şirket adına yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: İşini terk ettiğini bağlı bulunduğu vergi dairesine bildiren yükümlü şirketin hukuki varlığının devam ettiği anlaşıldığından faaliyetin bırakılması sırasında stoklarındaki emtia satışının arızi kazanç olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, aksi gerekçeyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Davacının 1993 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen rapora dayanılarak re’sen tarh olunan katma değer vergisi için kesilen kaçakçılık cezasını kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün, E: …, K: … sayılı kararının, Danıştay 9 ncu Dairesinin 23.1.1997 gün, E:1995/3562, K:1997/266 sayılı kararı ile bozulması üzerine … Vergi Mahkemesince verilen direnme kararının Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlık, meşrubat bayiliği yapan davacının 31.12.1992 tarihinde işini terk ettikten sonra 1993 yılına devreden … TL tutarındaki emtiayı incelemenin yapıldığı 7.9.1994 tarihi itibariyle saklamasının mümkün olmadığı ileri sürülmek ve emtianın % 25 karla satıldığı kabul edilmek suretiyle bulunan matrah üzerinden kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasından doğmuştur.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1 nci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu teşkil ettiği belirtilmiş, aynı maddede, ticari, sınai zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun “Arizi Kazançlar” başlığını taşıyan 2 nci bendinde ticari veya zırai bir işletmenin faaliyetiyle serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya tarh edilmesi, henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hasılat, 5 nci bendinde, gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançların arızı kazanç olduğu açıklanmıştır.
Yukarıda yer alan madde hükümlerinin incelenmesinden, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu, mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri arızi kazançların katma değer vergisine tabi olmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, meşrubat bayiliği yapan mükellefin 31.12.1992 tarihinde mevcut işin ve işyerinin terkettiği 12.3.1993 gün ve … nolu yoklama fişi ile tespit edilmiş, inceleme raporuna ekli 7.9.1994 günlü tutanakta şirket yetkilisi tarafından şirketin 1992 yılı itibariyle ticari faaliyetini durdurduğu beyan edilmiş olup, Vergi Dairesi tarafından da yükümlünün terk ettiği işi ile ilgili olarak 1993 yılında faaliyetini devam ettirdiğine ilişkin bir tespit yapılmamıştır.
Bu durumda işin terk edilmesinden sonra meşrubat satışı sonunda elde edildiği kabul edilen kazancın ticari kazanç olmayıp arizi kazanç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından katma değer vergisine tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile temyiz konusu direnme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Meşrubat bayiliği yapan davacının 1993 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adına resen salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması yolundaki ısrar kararı vergi idaresince temyiz edilmiştir.
Faaliyetini 31.12.1992 tarihi itibarıyla terk ettiğini bildiren ve bu durumu vergi idaresince de saptanan davacının 1992 dönem sonu stokunda bulunan emtianın faaliyetin bırakılmasından sonra satılmasına rağmen satış hasılatı nedeniyle katma değer vergisi beyannamesini vermediği için uygulanan tarhiyat, kazancın arızi kazanç niteliğinde olduğu ve katma değer vergisine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle kaldırılmıştır. Ancak, dosyanın incelenmesinden kurumun hukuki varlığının devam ettiği ve tasfiye edildiği yolunda herhangi bir iddia bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Faaliyeti olmamakla birlikte 3065 sayılı Yasanın 40 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, 1993 yılının Ocak ila Nisan dönemlerine ait katma değer vergisi beyannamelerinin matrahsız verilmesi de bu durumu kanıtlamaktadır.
Yükümlü şirketin bayiliğini yaptığı şirket tarafından emtia cinslerine göre bildirilen kar oranları ile ilgili ticaret ve sanayi odasının bildirdiği fire oranları dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma kararına uyulmayarak, elde edilen hasılatın arızi kazanç olduğu ve katma değer vergisine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle verilen ısrar kararı hukuka uygun bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 16.4.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.