Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/193 E. 1999/203 K. 26.03.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/193 E.  ,  1999/203 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/193
Karar No: 1999/203

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf: …

İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketin 1986 ve 1987 yıllarına ait katma değer vergisi borcunun ödenmemesi nedeniyle 213 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; … Limited Şirketinin Ticaret Sicil kaydının 1.3.1984 tarihli olduğu, kuruluş tescilinde …’in şirketin ortağı ve müdürü olduğu, 2.9.1986 ve 9.9.1986 günlü ortaklar kurulu kararıyla şirket ortaklığından ve müdürlüğünden ayrıldığı, şirketin son ortaklarının ve müdürünün … ve … olduğu, 11.3.1992 günlü ortaklar kurulu kararıyla 5 yıl süre ile …’nin müdür olarak belirlendiği ve tescilin 25.3.1992 tarihinde yapıldığı, vergi idaresince 1986 yılı için kurum adına salınan kurumlar vergisi ve katma değer vergisine ilişkin ihbarnamelerin şirketin ortağı …’e tebliğ edildiği, bu şahsın açtığı davanın ise şirketi temsile yetkili olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, ihbarnamelerin diğer ortaklara tebliğ edilemediği bildirildiğinden 1986 yılı için usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir amme alacağı bulunmadığı ve ödeme emri ile istenemeyeceği, 1987 yılına ilişkin olarak istenen amme alacaklarının yükümlünün şirket ortaklığından ayrıldığı tarihten sonraki döneme ait olması karşısında sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Vergi dairesi başkanlığının temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 26.11.1997 günlü, E:1996/1776, K:1997/3869 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 41 inci maddesi uyarınca tahsil edilen katma değer vergisine ilişkin beyannamelerin tahsili takip eden ayın 25 inci günü akşamına kadar vergi dairesine verilmesi zorunlu bulunduğundan, kasıt ve ihmalin bulunmadığından sözedilemeyeceği, bu nedenle şirket mal varlığından tahsil edilme imkanı kalmayan katma değer vergisinin şirket ortağı ve müdürü olan yükümlüden Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca tahsil edilmek istenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak; yükümlü 19.9.1986 tarihinde şirket ortaklığından ve müdürlüğünden ayrıldığından ve bu aya ait katma değer vergisi beyannamesi ertesi ayın 25 inci günü akşamına kadar verilebileceğinden yükümlünün 1986 yılının Eylül ve sonraki dönemlerine ait katma değer vergisi borcundan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu durumda 1986 yılı Ocak-Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergisinin ödeme emri ile istenmesi yerinde olmakla beraber Eylül 1986-Aralık 1987 dönemleri için katma değer vergisi istenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının Ocak-Ağustos 1986 dönemlerine ilişkin kısmını bozmuş, Eylül 1986 ila Aralık 1987 dönemini içeren kısma ilişkin temyiz istemini reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme raporuna dayalı ve Ocak-Aralık 1986 dönemleri için şirket adına yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının şirketi temsile yetkili olmayan davacıya veya temsil yetkisi bulunmayan şirket ortağına tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiği kabul edilmişse de; bu tebliğler Vergi Usul Kanununa uygun olarak yapılmadığından ortada şirket adına kesinleşmiş ve ödeme emriyle istenebilir hale gelmiş bir amme alacağının bulunmadığı, kesinleşmemiş amme alacağının 213 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca tarhiyatın ilgili bulunduğu dönemde şirketi temsile yetkili bulunan davacıdan istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi başkanlığınca temyiz edilmiş ve amme alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilmesi olanaksız olduğundan 213 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca şirket yöneticilerinden tahsili yoluna gidildiği, 1986 yılında yönetim kurulu üyesi olan yükümlünün yöneticilikten ayrılmış olmasının sorumluluktan kaçınması için yeterli bir neden olamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
19.9.1986 tarihine kadar ortağı ve yasal temsilcisi olduğu limited şirketin 1986 ve 1987 yıllarına ait katma değer vergisi borcunun tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca davacı adına düzenlenen ödeme emrinin Ocak-Ağustos 1986 dönemine ilişkin kısmının da iptali yolundaki ısrar hükmü temyiz edilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 540 ıncı maddesinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında tüzel kişilere yapılacak tebliğin bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı, 3 üncü fıkrasında da kendisine tebliğat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerindeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden yükümlünün 9.9.1986 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirketin ortaklığından ayrıldığı, bu kararın 19.9.1986 tarihinde ticaret siciline tescil ettirildiği, şirket adına 21.10.1991 tarihli inceleme raporuna dayanılarak salınan vergi ve kesilen cezaya ilişkin ihbarnamelerin şirketin bilinen adresi olan “…” adresinde tebliğ edilemediği, aynı adreste başka bir şirketin faaliyet gösterdiği, 4.12.1991 tarihli yoklama fişinden … Mahalle muhtarının, söz konusu şirketin 3 yıldır belirtilen adreste bulunmadığını belirttiği, ihbarnamelerin 12.12.1991 tarihinde şirketin eski ortağı davacıya ve aynı tarihte diğer ortaklardan …’e tebliğ edildiği, …’in 3787 sayılı Yasadan yararlanmak üzere 20.4.1992 tarihinde başvuruda bulunduğu ancak, ödeme yapmadığı, davacının ise şirket adına düzenlenip kendisine tebliğ edilen ihbarnamelere karşı açtığı davanın ehliyet yönünden reddedildiği anlaşılmaktadır.
İnceleme elemanınca düzenlenen 21.10.1991 tarihli rapora dayalı tarhiyatın Eylül 1986 döneminde ortaklıktan ayrılan davacıya tebliği usule uygun bulunmadığından, kesinleşmemiş kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin Ocak…Ağustos 1986 dönemleri yönünden de iptaline ilişkin ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 26.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.