Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/180 E. 1999/174 K. 26.03.1999 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/180 E.  ,  1999/174 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/180
Karar No: 1999/174

Temyiz Eden: … Kooperatifi
Vekili: …
Karşı Taraf: … Belediye Başkanlığı
Vekili: …

İstemin Özeti: Yükümlü kooperatif adına 1994 takvim yılı için tahakkuk ettirilen ve vadesinde ödenmeyen emlak vergisi ile 3986 sayılı Yasaya göre istenen ek gayrimenkul vergisinin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; tahakkuka karşı dava açılmayarak kesinleştiği, yapı kooperatifince inşa edilen ve ortaklara tapuları 24.3.1994 tarihinde verilen konutların, oturma izin belgeleri 16.12.1993 tarihinde alındığından, 1994 genel beyan döneminde emlak vergisi beyannamesi vererek ek vergi dahil emlak vergisinin de ödenmesi gerektiği, 6183 sayılı Yasanın 55 inci maddesine istinaden düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı kooperatifin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 25.9.1997 günlü, E:1996/2718, K:1997/2744 sayılı kararıyla; temyiz isteminin emlak vergisine ilişkin kısmını, Emlak Vergisi Kanununun 9 ve 23 üncü maddelerine aykırılık bulunmadığı, 1994 yılı emlak vergisinin kooperatif tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesiyle reddetmiştir. Ek Gayrımenkul Vergisine ilişkin kısmını ise; 3986 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde ek gayrimenkul vergisinin düzenlendiği, bu maddeye göre ek gayrımenkul vergisi alınabilmesi için yükümlünün birden fazla konutunun olması, konutların 150 m2’den büyük olması gerektiği, maddede ayrıca arsa ve konut sahibi olanların 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yer alan daimi ve geçici muaflıklar ile istisnalardan bu vergi bakımından da yararlanacaklarının belirtildiği, kooperatiflerde konutların gerçek sahibi kooperatif üyeleri olduğundan emlak vergisi mükelleflerinin de kooperatif üyeleri olduğu, kişilerin sahip oldukları konutlardan yüzölçümü 150 m2’yi geçmeyen bir tanesinin ek gayrımenkul vergisinden müstesna tutulduğu, aynı ölçüdeki konut bir kooperatif eliyle yapılsa da tapu tescil işlemi yapılmadığı gerekçesiyle ek gayrimenkul vergisine tabi tutulmasının vergide eşitlik, adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırı düştüğü, bu durumun anılan yasanın amaç ve ruhuna da aykırı olduğu, kooperatif üyelerinin birden fazla konutu olduğu yönünde herhangi bir tesbit bulunmadığı, mülkiyetin henüz üyelere geçmemesi nedeniyle kooperatif adına ek gayrımenkul vergisi tahakkuk ettirilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle anılan kararın bu husustaki hüküm fıkrasını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; ödeme emri aşamasında, tarh ve tahakkuk eden ve kesinleşen verginin tahakkukuna ilişkin iddiaların incelenemeyeceği, ilk karar bu yönde olmasına rağmen Dairece işin esasının incelendiği, davacı kooperatifin yaptığı konutların 24.3.1994 tarihinde konut sahiplerine intikal ettiği, Emlak Vergisi Kanununun 9 ve 23 üncü maddelerine göre üyelerin beyannamelerini 1994 yılı sonuna kadar verecekleri ancak, yükümlülüklerinin müteakip yıldan başlayacağının belirtildiği, kooperatifin 1994 yılı emlak vergisini ödeme yükümlülüğünün ise devam ettiği, esasen bunun Dairece de kabul edildiği ve temyiz isteminin emlak vergisine ilişkin hüküm fıkrası yönünden reddedildiği, 1994 yılında emlak vergisi mükellefi olan kooperatifin 3986 sayılı Yasanın 8 inci maddesi gereğince ek gayrımenkul vergisi ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Israr kararı kooperatif tarafından temyiz edilmiş, konutların sahibinin kooperatif değil üyeler olduğu, kooperatif adına ek gayrimenkul vergisi salınmasının yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı kooperatif adına 1994 yılı için tahakkuk ettirilen emlak vergisi ve ek gayrimenkul vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararının ek gayrimenkul vergisine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması üzerine bozma kararına uyulmayarak verilen ısrar kararı davacı kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.
7.5.1994 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 3986 sayılı Yasanın 8 inci maddesi ile bir defaya mahsus alınmak üzere mükelleflere ek gayrimenkul vergisi yükümlülüğü getirilmiştir. Bu maddede, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 ve 12 nci maddelerinde yazılı binalar ve arsaların 1994 yılı emlak vergisi matrahları üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere ek gayrimenkul vergisine tabi olduğu, sahip olunan konutlardan bürüt alanı 150 m2’yi geçmeyen ve mükellefçe seçilen bir tanesinin bu vergiden müstesna tutulduğu, Emlak Vergisi Kanununda yer alan daimi ve geçici muaflıklar ile istisnaların, bu vergi bakımından da geçerli olduğu, istisnaya tabi tutulan konutun bu istisnadan yararlanan tek konut olmadığının iddia edilmesi halinde bunun ispatının belediyelere düşeceği hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayda, davacı kooperatifin ortakları için yapmış olduğu konutları 3.12.1993 tarihinde tamamladığı ve yapı kullanma izin belgesini 16.12.1993 tarihinde alarak ortaklara teslim ettiği, bu tarihten itibaren ortakların söz konusu konutları fiilen tasarruf ettikleri ve 24.3.1994 tarihinde adlarına tapu tescili yapıldığı, kooperatif üyelerinin birden fazla konutlarının bulunduğu yolunda bir iddianın da ileri sürülmediği anlaşılmaktadır.
Üyelerini kısa sürede ve ucuz konut sahibi yapmak amacıyla kurulan yapı kooperatiflerinin bu konutların gerçek sahibi olmadığı ve konutlar üzerinde tasarruf hakkı bulunmadığı, gerçek sahiplerinin üyeler olduğu bilinmektedir.
3986 sayılı Yasanın 8 inci maddesinin düzenleniş şekli ve amacı gözönüne alındığında, yapı kooperatiflerinin bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiği sonucuna varıldığından, mükkiyetin henüz üyelere geçmemesi nedeniyle kooperatif adına ek gayrimenkul vergisi tahakkuk ettirilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.3.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle, istemin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.