Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/117 E. 1998/348 K. 20.11.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1998/117 E.  ,  1998/348 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/117
Karar No: 1998/348

KARAR

… Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulması istemiyle Danıştay Üçüncü Dairesine yapılan başvuru üzerine 21.4.1998 günlü, E:1998/1242, K:1998/1285 sayılı kararla; mahkeme kararının davacının ikrazatçılık faaliyeti nedeniyle aldıkları borç para karşılığında faiz ödemediklerini ifade eden kişilerin ifadelerine dayalı olarak bulunan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasında ısrar edilmiş olduğu belirtilerek temyiz konusu kararın bu bölümünün görüşülüp karara bağlanması için Kurulumuza gönderilen dosya incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararından önce verilen ilk kararda yükümlüden ihtilaflı dönemde borç para aldıklarını beyan eden şahısların ifadelerine dayanılarak ikrazatçılık faaliyetinde bulunulduğu sonucuna ulaşılmış ve bu nedenle bulunan fark üzerinden salınan vergi ve ceza yönünden davanın reddine karar verilmiş ve bu hüküm fıkrası Danıştay Üçüncü Dairesince; davacının faiz karşılığı borç para verdiği iddia olunan bazı kişilerle arasında ticari ilişki bulunduğu kanaati oluştuğu ve inceleme elemanına faiz ödemediklerini ifade eden şahısların ifadeleri dikkate alınmaksızın, bu kişiler için de faiz hesaplanarak matrah tespitinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararından sonra verilen kararda ise borç alan şahısların ifadeleriyle yükümlünün bu ifadeler karşısındaki iddiaları tek tek irdelenmiş ve aralarındaki ilişkinin ticari olmadığı sonucuna varılmış, borç aldığı halde faiz ödemediğini ifade eden şahsın beyanı gerçeğe aykırı bulunmuş ancak, faiz gelirinin elde edildiği dönemin borç verilen tarih değil faizin ödendiği tarih olduğunun kabulüyle ihtilaflı dönemde ödenmediği ifade edilen faiz matrahtan düşülerek verilen kararda, ikrazatçılık faaliyetiyle ilgili olarak davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasında ısrar edildiğinin belirtildiği saptanmıştır.
Bozma kararından sonra verilen bu karar, 2577 sayılı Yasanın 49 uncu maddesinde belirtilen ısrar kararı niteliği taşımamaktadır.
Kurulumuz, vergi mahkemelerince verilen ısrar kararlarını temyizen incelemekle görevli olup temyiz istemine konu yapılan karar ısrar kararı niteliğinde bulunmadığı ve tarafların temyiz isteminin Danıştay Üçüncü Dairesince incelenerek sonuçlandırılması gerektiğinden dosyanın Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.11.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararından sonra, kararı bozulan mahkemece, bu karara kısmen uyularak, yapılan inceleme sonucuna göre yeniden karar verildiği; kısmen de, almış oldukları borç karşılığı faiz ödemediklerini ifade eden … ve … isimli kişiler bakımından hesaplanan matrah ve vergi farkı yönünden bozma kararına ısrar edildiği; taraflar temyiz başvurusu üzerine de, Danıştay Üçüncü Dairesince, dosyanın, yalnızca ısrar edilen hüküm fıkrası yönünden Genel Kurul’a gönderildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; dosyanın, Danıştay Üçüncü Dairesine, ısrar kararı niteliğinde olan anılan hüküm fıkralarına karşı yapılan temyiz başvurusunun karara bağlanmasından sonra gönderilmesi gerektiği oyu ile, bu hüküm fıkraları da ısrar niteliğinde görülmeyerek verilen gönderme kararına karşıyım.

XX – K A R Ş I O Y
Temyiz yolu ile bozulması istenilen mahkeme kararı ısrar kararı niteliği taşıdığından, istemin incelenmesi ve karara bağlanması görevinin Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna ait bulunduğu oyu ile dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine tevdii yolunda verilen karara katılmıyorum.