Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1997/413 E. 1998/442 K. 25.12.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1997/413 E.  ,  1998/442 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1997/413
Karar No: 1998/442

Temyiz Eden: Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Tara: … Anonim Şirketi

İstemin Özeti: Otomobil, yedek parça ve akaryakıt ticareti yapan davacı kurum adına 1993 yılı için ortalama kar haddi esasına göre ikmalen kurumlar vergisi, geçici vergi ve ekonomik denge vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 17.10.1996 günlü, E:1996/1618, K:1996/3983 sayılı kararıyla mahkeme kararının; otomobil satışları nedeniyle bulunan matrah farkı üzerinden salınan verginin de kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş, diğer hüküm fıkralarına yönelik istemi reddetmiştir. Kararda; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 111 inci maddesi uyarınca ikmalen vergi salınabilmesi için beyan edilen gayrisafi kazançtaki düşüklüğün izah edilememesi veya yükümlü izahının kabul edilmemesi gerektiği, faturalı satışın ortalama kar haddi esasına göre belirlenen gayrisafi kazançtaki düşüklüğün izah nedeni olarak kabul edilebilmesi için satışların karşıt incelemeye elverişli olarak düzenlenen faturalarla
yapılması gerektiği, olayda amillerince belirlenen kar oranına göre kazanç beyan etmek durumunda olan davacının, alıcıların gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olduğunu ve faturaların karşıt incelemeye elverişli bulunduğunu ispat yükü altında bulunduğu, ispat külfeti tersine çevirilerek idare tarafından; satışların tamamının faturalı olmakla birlikte faturaların karşıt incelemeye elverişli olmadığı ve araçların faturada yazılı miktardan daha yüksek bedelle satıldığı yolunda bir tespit yapılmaması nedeniyle davanın bu yönden de kabulü yolunda verilen mahkeme kararının, otomobil satışları nedeniyle bulunan fark üzerinden salınan verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş, diğer hüküm fıkraları yönünden istemi reddetmiştir.
Bozma hükmüne uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; satış fiyatları ve kar oranları resmi makamlarca veya amillerince saptanan mal yada narha tabi emtia ticaretiyle uğraşanların bu faaliyetlerine özgü olmak koşuluyla beyanlarındaki düşüklüğün kabul edileceği yolundaki Danıştay kararlarının süreklilik kazandığı, bu durumda ortalama kar haddi esasının yükümlülerin safi kazançlarını kontrol altına almak için getirilmiş bir müessese olduğu ve davacı kurumun satışını yaptığı emtialardan otomobilin de satış fiyatlarının ve kar oranlarının önceden yetkili
kurum ve kuruluşlar ile firmalar tarafından saptandığı, saptanan satış fiyatı ve kar oranları üzerinde fiyatlar veya kar oranıyla satış yapıldığı hususunda idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmamasından dolayı otomobil satışlarından doğan gayrisafi kazançta görülen düşüklük nedeninin açıklandığının kabulü gerektiği, davacı kurum adına yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, her faturalı satışın ortalama kar haddine göre bulunan matrah farkının izah nedeni olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bunun için satışların toptan olması veya gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yapılan satışlar olması ve satışların bu niteliğinin karşıt incelemeye müsait faturalarla ıspatı gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Esas kararda belirtilen savcılık düşüncemize göre, 2577 sayılı Kanunun 49/4.maddesi uyarınca temyiz isteminin reddi ile mahkemenin ısrar kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına 1993 takvim yılında beyan ettiği gayrısafi kazancın ortalama kar hadlerine göre beyanı gerekenden düşük bulunması nedeniyle uygulanan tarhiyatın yetkili satıcı sıfatıyla yapılan otomobil ticaretinden doğan fark nedeniyle uygulanan kısmının da kaldırılması yolundaki ısrar hükmü temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun vergilendirme döneminde yürürlükte bulunan 111 inci maddesinin birinci fıkrasında; kısmen veya tamamen perakende satış yapan ticaret erbabı ile imalatçıların gösterdikleri gayrısafi kazançlar Vergi Usul Kanununa göre tespit olunan ortalama kar hadlerinin perakende satılan emtianın maliyet bedeline uygulanması suretiyle bulunacak miktarlara göre düşük olduğu takdirde, beyan edilen gayrısafi kazançlar yerine, bu suretle bulunan miktarların ikmalen vergi tarhına esas alınması kabul edilmiş, üçüncü fıkrasında ise bu maddeye göre tarhiyat yapılabilmesi için tespit edilen gayrısafi kazanç düşüklüğü nedeniyle mükellefin verdiği izahatın yeterli görülmemesinin şart olduğu kurala bağlanmıştır.
30.4.1992 gün ve 21214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ortalama Kar Haddi Cetvelinin 4000 inci pozisyonunda, otomobil alım satımı için % 10 kar haddi belirlenmiş ve parantez içinde, amillerince veya amillerince tanınan yetkiye dayanılarak ana bayilerce verilen bayilik belgesi olanlarda kendilerine tanınan kar oranının uygulanması öngörülmüştür.
Otomobil ve benzeri araç ticaretinde imalatçı veya ana bayi tarafından verilen fiyatlarla satış yapmaları zorunlu görülen ve yetkili satıcı olduklarını kanıtlayan ticaret erbabı için ortalama kar haddi esasına göre vergi salınmasında uygulanması gereken oranın, bu sıfat dışında satış yapanlar için öngörülen oran olamayacağı gözönüne alınmış ve Cetvelde bu gibiler için kendilerine tanınandan daha düşük düzeyde kar ile satış yapmaları halinde izahat istenmesi gereği parantez içinde belirtilmiştir.
Dosyadaki izaha çağırı ve yanıt yazılarıyla diğer belgelerden … yetkili satıcısı olan davacının 1993 yılında satışını yaptığı taşıtların maliyet bedellerine ortalama kar haddi oranı uygulanarak bulunan gayrisafi kazanca göre beyanında görülen düşüklüğün açıklanmasının istendiği, izah dilekçesinde ise satışların tümünün yetkili satıcı sıfatıyla ve ana bayi kar oranı üzerinden yapıldığının, faturalar ve yetki belgesi eklenerek açıklandığı, söz konusu açıklamanın neden yeterli görülmediği belirtilmeksizin dava konusu tarhiyatın uygulandığı anlaşılmaktadır.
Davacının bayinin tanıdığı fiyatlar esas alındığında uygulanması gereken kar oranından daha düşük oranda kalan kar oranıyla satış yaptığı yolunda herhangi bir iddia ve saptama da bulunmadığından, izah dilekçesinde belirtilen hususların kabulü gerekirken, bayi sıfatıyla satış yapıldığı tamamen gözardı edilerek uygulanan tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 25.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.