Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1997/367 E. 1998/427 K. 11.12.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1997/367 E.  ,  1998/427 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1997/367
Karar No: 1998/427

Temyiz Eden: …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Toptan kumaş ticareti yapan ve 1986 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuyla, gerçeği yansıtmayan alış faturaları kullanarak, dönem kazancını azalttığı saptanan davacı adına resen kaçakçılık cezalı gelir vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, 1986 yılına ilişkin defter ve belgelerinin inceleme elemanına ibraz edilmemiş olması karşısında kaydi envanterin yapılamadığı ve gerçek dışı faturalarda yazılı emtianın fiilen işletmeye girip girmediğinin tesbit edilemediği, mahkemelerince bu aşamada yaptırılacak bilirkişi incelemesinin ise vergi incelemesi niteliğinde olamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi ise, 31.1.1996 günlü ve E:1995/174, K:1996/326 sayılı kararıyla; olayda mal karşılığı alınmadığı iddia edilen faturalarla ilgili olarak fatura düzenleyenin ifadesinden başka bir beyan ve belge bulunmadığı, söz konusu faturaların mal satışına ait olabileceği gibi faturasız olarak önceden alınan mal için de temin edilmiş olabileceği, bunun ancak mal alımının kaç birim giriş, kaç birim satış kaydedildiğinin incelenmesi ile mümkün olabileceği halde bu hususların hiç araştırılmadığı, yeterli inceleme yapılmadan tesbit edilen matrah farkı üzerinden salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davanın reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuş, vergi dairesi müdürlüğünün karar düzeltme istemini de reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, yükümlü adına salınan katma değer vergisine karşı açılan davanın reddine ilişkin kararlarına karşı yapılan temyiz isteminin, Danıştay Yedinci Dairesinin 29.6.1995 gün ve E:1993/682, K:1995/3003 sayılı kararıyla reddedildiğini belirterek ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş, aynı inceleme raporundaki tespitlere dayanılarak 1987 yılı için salınan gelir vergisine ilişkin davada bilirkişi incelemesi yaptırılarak tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararın kesinleştiği, …’ın davacıyı tanımadığı yolundaki beyanı dışında herhangi bir ifade bulunmadığı, oysa bu şahısla ilgili icrai takipleri bulunduğu, ifadenin husumete yönelik olduğu, faturalarda yer alan emtianın tamamının alınıp satıldığı, kayıt dışı kazanç bulunmadığı, inceleme devam ederken … dışındaki şahıslara ait faturaların inceleme elemanından geri alınıp, verilmediği yolundaki iddianın gerçek olmadığı, ileri sürülerek karaın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Uyuşmazlık, toptan kumaş ticareti ile uğraşan yükümlünün 1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu gerçek mal alımına dayanmıyan faturaların gider kaydedilmesi suretiyle dönem kazancının azaltıldığından bahisle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine verilen ısrar kararının bozulması istemine ilişkindir.
İnceleme raporu ve eki tutanakların incelenmesinden, davacının … isimli şahıstan almış olduğu faturaların sadece faturayı düzenliyen şahsın ifadesine dayanılarak gerçek mal alışına ait olmadığı kabul edilmiş olup, ifadeden başka bir beyan ve belge bulunmadığı gibi faturalarda yazılı emtianın fiilen işletmeye girip girmediği yolunda herhangi bir tesbitte yapılmamıştır.
Nitekim davacı adına aynı nedenle 1987 yılı için yapılan tarhiyata karşı açılan davada Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, söz konusu malların satış faturasında yer aldığı 1987 yılı satışlarına dahil edildiği ve beyan dışı kalmış kazancın bulunmadığının tesbit edildiği gerekçesiyle tarhiyatın terkinine karar verilmiş ve bu karar temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleşmiştir.
Yeterli inceleme yapılmadan tesbit edilen matrah farkı üzerinden salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasında isabet görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesince verilen ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Toptan kumaş ticareti yapan yükümlünün “… Ticaret” ünvanıyla …’dan kumaş alımına ilişkin faturaların gerçek mal alımını yansıtmadığı, diğer fatura ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmediği için defter ve belgeleri ihticaca salih bulunmayarak adına 1986 yılı için resen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi ve fonlara karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre işlem yapılmasına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu usulen geçerli başka kanıtlarla ispatlanabilir.
Faturaların biçimsel kurallara uygun olması faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturanın düzenleyicisi görünen kimselerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değildir.
Yükümlünün fatura aldığı kişinin inceleme elemanına verdiği ifadede, 1986 ve 1987 yıllarında ayakkabı imalatıyla uğraştığı, davacıyı tanımadığı, kendisine mal satışı bulunmadığını beyan ettiği ve bu şahsın faturalarda yazılı işyeri adresinde 6.10.1988 tarihinde yapılan yoklamada, işyerini 31.12.1984 tarihinde terk ettiğinin tespiti karşısında, davacının bu şahıstan yapılan kumaş alımının gerçek olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddi yolundaki direnme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 11.12.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.