Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1997/237 E. 1998/367 K. 20.11.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1997/237 E.  ,  1998/367 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1997/237
Karar No: 1998/367

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı

İstemin Özeti: Davacı kurum adına 1980 ve 1981 yıllarına ilişkin olarak …- lira kusur cezası kesilmiş, ödeme emri tebliği üzerine kusur cezası ihtirazi kayıtla ödenmiş, ödenen cezanın iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı açılan davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 10.11.1993 günlü ve E:1992/1058, K:1993/3989 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanununun 126 ncı maddesinde öngörülen düzeltme zamanaşımı süresinin geçirildiğini saptayarak davayı reddetmiştir.
Yükümlü kurumun temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 9.6.1995 günlü ve E:1994/306, K:1995/224 sayılı kararıyla; temyiz istemine konu kararda, 1980 ve 1981 tarh yıllarına ait kusur cezasına karşı 18.6.1991 tarihinde yapılan düzeltme başvurusunun düzeltme zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılmış olduğu gerekçesine dayanılmış ise de, dava dosyasında mevcut 14 Kasım 1986 tarihli yazıdan, … takip sayılı ödeme emri ile istenen …- lira kusur cezasının kaldırılması istemiyle 14 Kasım 1986 tarihinde … Emlak Vergi Dairesi Müdürlüğüne düzeltme başvurusunda bulunulduğu, bu durumda davanın, düzeltme başvurusunun 14 Kasım 1986 tarihinde yapıldığı gözönüne alınarak, kusur cezasının kesildiği ve hatanın yapıldığı tarihin araştırılması suretiyle karara bağlanması gerekirken, davanın reddinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararı üzerine davayı yeniden inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 30.9.1996 günlü ve E:1995/2642, K:1996/2866 sayılı kararıyla; yükümlü kurumun maliki bulunduğu taşınmazlar nedeniyle 16.9.1981 tarihinde verdiği beyannamenin yasal süreden sonra verildiğinden bahisle kesilen kusur cezasına ait 16.9.1981 tarihli ihbarnamenin 26.9.1981 tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği, aradan dört yıl geçtikten sonra beşinci yılda düzenlenen ödeme emrinin 12.11.1986 tarihinde kuruma duyurulduğu, yükümlünün 14.11.1986 tarihinde iade istemiyle yaptığı düzeltme başvurusu ile yine vergi dairesine yaklaşık beş yıl daha geçtikten sonra yaptığı 18.6.1991 tarihli düzeltme başvurusu arasına, ödeme emrine karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin olan ve temyiz edilmeksizin kesinleşen vergi mahkemesi kararının girmiş olması nedeniyle vergi dairesine yapılan bu iki başvuru arasında herhangi bir irtibat kalmadığı, öte yandan, bozma kararı üzerine ara kararı ile getirtilen işlem dosyasından, 1980 ve 1981 yıllarına ait emlak vergisine ilişkin kusur cezasına ait ihbarnamenin 26.9.1981 tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği, görülmekte olan bu davaya esas olan düzeltme isteminin 18.6.1991 tarihinde, şikayet başvurusunun ise 16.3.1992 tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, vergi alacağının doğduğu takvim yılı değil
de ihbarnamenin tebliğ tarihi nazara alınsa dahi arada on yıllık bir sürenin bulunduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını izleyen yılın başından başlayarak beş yıllık bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü, Yasanın 126 ncı maddesinde, 114 üncü maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceğinin hükme bağlandığı, bu durumda, ihbarnamenin tebliğ tarihine göre de olayda zamanaşımı bulunduğu, diğer taraftan, vergi dairesinin yeni beyannamenin süresinden sonra verildiğinden bahisle kesilen kusur cezasına ilişkin davanın, Vergi Usul Kanununun 116 ncı ve izleyen maddelerinde düzenlenen
vergi hataları kapsamında da görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş ve olayda düzeltme zamanaşımı bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddiyle Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun bozma kararı üzerine verilen ve davacı kurum adına emlak vergisine bağlı olarak kesilip, ihtirazi kayıtla ödenen kusur cezasının ret ve iadesi için yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki karar temyiz edilmiştir.
1980 Genel Beyan Dönemi başında arazi ve arsaları için tek bir beyanname düzenleyerek bu beyannameyi posta ile gönderen davacı kurum, 1980 yılına ilişkin emlak vergisinin birinci taksidini ödedikten sonra vergi dairesi müdürlüğünün 3.11.1980 günlü ve 29641 sayılı yazısıyla arazi ve bina vergisi beyannameleri için görüşmek üzere vergi dairesi müdürlüğüne davet edilmiştir. Bu görüşmede, araziler ve arsalar için ayrı ayrı beyanname verilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine, 16.9.1981 tarihinde kurum tarafından yeniden beyanname verilmiştir. Genel beyan dönemi başında posta ile gönderilen beyanname verilmemiş sayılarak, 16.9.1981 gününde verilen beyannamenin süresinde verilmediği görüşüyle davacı adına kusur cezası kesilmiş, vadesinde ödenmediği görülerek bu cezanın tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 374 üncü maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde mükellefe tebliğ edilmeyen kusur cezasının zamanaşımına uğrayacağı, 375 inci maddesinde, vergi cezalarında yapılan hataların vergi hataları için belli edilen usule ve şartlara göre düzeltileceği, 126 ncı maddesinde ise düzeltme zamanaşımının, 114 üncü maddede öngörülen zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı öngörülmüştür. Bu hükümlere göre düzeltmede zamanaşımı süresi azami altı yıl olmaktadır.
Hatanın yapıldığı 1981 yılını takip eden yıldan itibaren beş yıl olan zamanaşımı süresi içinde ve 14.11.1986 tarihinde yapılan düzeltme başvurusu düzeltme zamanaşımı süresinde ise de, bu başvuruya yanıt verilmemek suretiyle kurulan işleme karşı süresinde dava açılmamıştır. Düzeltme zamanaşımı süresi dolduktan sonra ve 1991 yılında aynı konuda yeniden yapılan düzeltme başvurusunun reddi yeni bir dava hakkı doğurmayacağından ve temyiz istemine konu yapılan karar, davanın bozma esasları doğrultusunda yeniden incelenmesi sonucunda verildiğinden istemin kabulüne olanak bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 20.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.