Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1997/174 E. 1998/458 K. 25.12.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1997/174 E.  ,  1998/458 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1997/174
Karar No: 1998/458

Temyiz Eden: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: İşyerinde yapılan aramalı inceleme sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak davacı adına 1992 yılı için kaçakçılık cezalı taşıt alım vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının işyerinde yapılan aramada bulunan el defterleri ve bonolardan oto alım satımı yaptığı ve bu faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında bıraktığının anlaşıldığı, davacının otomobil sattığı 32 kişinin ifadesine başvurulduğunda bu faaliyeti kendi nam ve hesabına yürüttüğü, otomobillerin alımı sırasında taşıt alım vergisi beyannamesi vermediği ve vergi ödemediğinin anlaşıldığı, davacıdan otomobil alan 32 kişiye ait ifade tutanakları ile davacının ibraz ettiği noter tasdikli vekaletname ve noterde yapılan satış senetleri, protokol ve adi senetlerin incelenmesinden davacının 32 araçtan 18 ini kendi nam ve hesabına sattığı saptandığından, bu araçlar için yapılan kaçakçılık cezalı taşıt alım vergisinde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, tarhiyatın değiştirilmesine karar vermiştir.
Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 31.10.1996 günlü ve E:1996/855, K:1996/3348 sayılı kararıyla; ibraz edilen noter satış sözleşmeleri, satış senetleri ve faturalardan davacının komisyonculuk yaptığı anlaşıldığından, sözü edilen belgelerin aksi ispatlanmadıkça bu satışlara ilişkin yükümlü iddialarının reddi ve tarhiyatın değiştirilmesinde yasal uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, vergi dairesi müdürlüğü temyiz istemini reddetmiş, yükümlü istemini kabul ederek kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; dosyada bulunan noter sözleşmeleri ve bayi faturalarından, alıcıların araçları davacıdan aldıkları ve ödemeleri senet karşılığında davacıya yaptıklarını beyan ettikleri anlaşıldığından, bu ifadelere hukuken itibar edilmesi gerektiği, ele geçirilen senetlerin alacaklı sütunu boş olsa da alıcı ifadelerinin, davacının kendi nam ve hesabına oto alım satımı yaptığını gösterdiği, davacının alıcılardan tahsil ettiği paraları adlarına satış yaptığı kişilere ne şekilde aktardığı yolunda bir belge sunulmadığı, bu durumda davacıdan otomobil alan kişilerin ifadelerinin doğru olduğu, ibraz edilen belgelerin aslında davacının vergi ile ilgili yükümlülüklerinden kaçınmak için düzenlendiği sonucuna ulaşıldığı, ayrıca otomobillerin bayilerden alınmasında aracılık yapıldığı ileri sürülmüş ise de, bu faturalardan, satışların peşin yapıldığının anlaşıldığı, alıcıların araçları vadeli olarak davacıdan satın aldıkları ve ödemeleri de davacıya yaptıklarını beyan etmeleri nedeniyle tarhiyatın değiştirilmesi yolundaki kararlarının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve komisyonculuk yaptığı araçları kendi nam ve hesabına alıp satmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacının taşıt alım vergisine konu olan araçların alım-satımına aracılık ettiği ve bu araçlara ait söz konusu verginin alıcılar tarafından ödendiği anlaşıldığından aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Oto alım satımı işi ile uğraşan davacının 1992 yılında satışını yaptığı 32 otomobil için taşıt alım vergisi beyannamesi vermediği ve taşıt alım vergisi ödemediğinin inceleme raporu ile tespit edildiği gerekçesi ile adına salınan taşıt alım vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı kısmen kabul ederek tarhiyatı …TL. taşıt alım vergisi üzerinden kaçakçılık cezalı olarak tadilen onayan vergi mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, Danıştay 9 ncu Dairesinin 31.10.1996 gün, E:1996/855, K:1996/3348 sayılı kararı ile Vergi Dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine vergi mahkemesince … gün, E: …, K: … sayılı direnme kararı verilmiş olup, söz konusu kararın yükümlü tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay 9 ncu Dairesinin 31.10.1996 gün, E:1996/855, K:1996/3348 sayılı kararında yer alan düşüncemizde yazılı gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu direnme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yükümlünün işyerinde yapılan aramalı inceleme sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak davacı adına 1992 yılı için salınan kaçakçılık cezalı taşıt alım vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
1318 sayılı Finansman Kanununun Taşıt Alım Vergisi ile ilgili Birinci Bölümünün 1 inci maddesinde; belli koşullarla otomobil, kaptıkaçtı, panel, arazi taşıtı, minibüs, otobüs, kamyon, kamyonet ve motosiklet gibi motorlu taşıtların iktisap edilmesi, yurt dışında iktisap edilerek Türkiye’ye ithal edilmesi veya vekaletname ile tasarruf hakkının devralınması taşıt alım vergisine tabi tutulmuştur. Aynı maddede, verginin mükellefinin; bu taşıtları iktisap eden, ithal eden veya tasarruf hakkını devralan gerçek veya tüzel kişiler olduğu kurala bağlanmıştır.
Yukarıda değinilen kurallar uyarınca herhangi bir gerçek veya tüzel kişi adına taşıt alım vergisi salınabilmesi için bu kişilerin, vergiye konu teşkil eden taşıt araçlarını herhangi bir şekilde iktisap veya ithal etmeleri ya da tasarruf hakkını devralmaları gerekmektedir.
Bilindiği gibi bir şeyin iktisabı, o şeyin mülkiyetinin intikal ettirilmesini sağlayan hukuki muamelenin tekemmülü ile olur. Menkul mal olan ve trafik siciline yazılması gereken motorlu taşıtların mülkiyeti, satım, trampa, bağışlama gibi hukuki işlemlerin tamamlanmasıyla intikal edebilir. Vekalet ise vekalet sözleşmesi hükümlerine göre vekilin, bir işin yönetimi veya hizmetin ifasını kural olarak, müvekkili adına ve hesabına yürütmesini sağlayan bir hukuki işlemdir. Dolayısıyla vekil sıfatıyla müvekkil ile üçüncü kişiler arasında mülkiyeti intikal ettiren hukuki bir işlemin yürütülüp tamamlanması, bu hukuki işleme konu olan şeyin mülkiyetinin vekile intikaline yol açmaz.
Motorlu taşıt alıcılarının davacıya verdikleri vekaletnameye dayanılarak otomobil ticaretiyle uğraşan firmalarla alıcılar nam ve hesabına hareket eden davacı tarafından imzalanan satış sözleşmeleri uyarınca satıldığı ve motorlu taşıtların mülkiyetinin alıcılarına intikal ettiği, taşıt alım vergisinin alıcılar tarafından ödendiği, aynı araçların mülkiyetinin davacıya intikalini sağlayan bir hukuki muamele bulunmadığı, dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.
Bozma kararına uyulmaksızın verilen ısrar kararında bu nedenlerle hukuka uygunluk görülmediğinden, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.