Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1997/131 E. 1998/311 K. 23.10.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1997/131 E.  ,  1998/311 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1997/131
Karar No: 1998/311

Temyiz Edenler: 1- Maliye Bakanlığı
2- … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: 11.3.1995 günlü ve 22224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 50 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Gelir Vergisi Tevkifatı Matrahına Dahil Olmayan Veya Matraha Dahil Olmakla Birlikte 93/5148 ve 94/5307 Sayılı Kararnamelerle (0) Sıfır Oranında Tevkifata Tabi Tutulan Gelir Unsurlarına İsabet Eden Kurumlar Vergisinin Tevkifat Matrahından İndirilip İndirilemeyeceği” başlıklı V/4-C bölümünde yer alan düzenlemenin iptali ile bu düzenlemeye göre yapılan tahakkukun kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi K:1996/3506 sayılı kararıyla; “193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 3946 sayılı Yasayla değişen 4 üncü bendinde, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren kurumların Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesinin 1 ve 6 numaralı bentlerine göre kurumlar vergisinden müstesna tutulan kazançlar ile yatırım indirimi tutarı hariç indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın menkul sermaye iradı olarak tanımlandığı ve aynı Kanunun 94 üncü maddesinin 6-b bendinde, dağıtılsın veya dağıtılmasın 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından vergi tevkifatı yapılacağının öngörüldüğü, bu hükümlerin incelenmesinden; indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın menkul sermaye iradı olduğu ancak, maddenin parantez içindeki hükmü uyarınca, Kurumlar Vergisi Kanununun 3946 sayılı Kanunla değişik 8 inci maddesinin 1 numaralı bendine göre kurumlar vergisinden müstesna tutulan iştirak kazançları ile 6 numaralı bende göre müstesna tutulan yatırım fonları katılma belgeleriyle yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin kar payları ve yatırım indirimi tutarının menkul sermaye iradı kapsamına dahil edilmediği, menkul sermaye iradının tespitinde, kurum kazancından yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenen istisnalar ve yatırım indirimi tutarlarıyla, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın dikkate alınacağı ve bu hesaba göre bulunan matrahtan vergi tevkifatı yapılacağının anlaşıldığı, 50 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Teblğinin iptali istenen bölümüyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 6-b bendi uyarınca yapılacak tevkifatın hesaplanmasında, matraha dahil olmayan gelir unsurlarına isabet eden kurumlar vergisinin indirim konusu yapılamayacağı, indirim ve istisnalardan önceki kurum kazancından indirilecek kurumlar vergisinin, gelir vergisi tevkifatı matrahı içinde yer alan kazanç unsurlarına isabet eden kurumlar vergisi ile sınırlı olacağının belirtildiği, bu sınırlamanın idarenin uygulamaya ilişkin genel ve objektif kuralları, kanuna aykırı olmamak şartıyla, kendisine tanınan yetki sınırları içinde kullanması gerektiği biçiminde açıklanan ilkenin ihlali sonucunu doğurduğu, nitekim, Danıştay Dördüncü Dairesinin 10.4.1996 günlü ve E:1995/3804, K:1996/1619 sayılı kararıyla, 50 sayılı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin V/4-C bölümünde, Gelir Vergisi Kanununun 75 nci maddesinin ikinci fıkrasının 4 üncü bendine aykırı olarak ve tanınan yetkinin aşılması suretiyle düzenleme yapıldığı gerekçesiyle iptal edildiği, 193 sayılı Yasanın yukarıda açıklanan hükmü karşısında davacının 50 sayılı Genel Tebliğ uyarınca hesaplayıp ihtirazi kayıtla beyan ettiği matrah üzerinden fazladan tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisinde isabet görülmediği gerekçesiyle, tebliğin dava konusu edilen bölümü iptal edildiğinden, davanın buna ilişkin kısmı hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, fazladan tahakkuk ettirilen vergi ve fonların kaldırılmasına karar vermiştir.
Kararı Maliye Bakanlığı ve vergi dairesi müdürlüğü temyiz etmiş ve dava konusu tebliğ ile yeni bir yükümlülük getirilmediği, tebliğin, kanunun nasıl uygulanması gerektiği konusunda açıklamalar taşıdığı, icrai nitelikte bir işlem olmadığı, vergi uygulamasında gelirin gerçek ve safi miktarının dikkate alınacağı, tevkifata tabi olmayan diğer gelirlere ilişkin gider ve vergilerin bu gelirlerden indirilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dördüncü Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Danıştay Dördüncü Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davaya konu yapılan 50 sayılı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin V/4-c bölümünün Danıştay Dördüncü Dairesinin, 10.4.1996 günlü ve E:1995/3804, K:1996/1619 sayılı kararıyla evvelce iptal edildiği, bu karara karşı Maliye Bakanlığınca yapılan temyiz istemi de Kurulumuzun, 21.3.1997 günlü ve E:1996/311, K:1997/168 sayılı kararıyla aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca reddedildiği, iptal kararının, düzeltme yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, temyize konu kararda yer alan ve Genel Tebliğin davaya konu yapılan bölümü hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki hüküm fıkrasında hukuka aykırılık yoktur. Bu durumda ve aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca 50 sayılı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin iptal edilen V/4-c bölümüne dayanılarak, davacının ihtirazi kayıtla verdiği beyanname üzerinden yapılan tahakkukun itirazlı kısmının kaldırılması ve fazladan tahakkuk ettirilen vergilerin davacıya ret ve iadesi yolundaki hükümde de hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 23.10.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Her ne kadar, 50 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin dosyada iptali istenilen V/4-c bölümünün, bir başka davada Danıştay Dördüncü Dairesince iptal edilmiş; iptal kararının da davalı idarenin temyiz istemi reddedilmek suretiyle Genel Kurul’ca onanmış bulunması karşısında; temyize konu kararın davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklindeki hüküm fıkrasında herhangi bir isabetsizlik mevcut değilse de; davada Genel Tebliğ hükmü ile birlikte bu tahakkukunda dava konusu edilmiş bulunması karşısında, davanın bu kısmı hakkında Gelir Vergisi Kanununun 74 üncü maddesinin 2 nci fıkrasının 4 üncü bendi hükmü ile Kurumlar Vergisi Kanununun 25 inci maddesi hükmü yorumlanarak sonuca ulaşılması gerekirken, bu yapılmadan, salt Genel Tebliğ hükmünün iptal edilmiş olmasından bahisle hüküm kurulmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyu ile aksi yolda verilen karara karşıyım.