Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1996/366 E. 1998/100 K. 22.05.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1996/366 E.  ,  1998/100 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1996/366
Karar No: 1998/100

Temyiz Eden: … Anonim Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: İnşaat taahhüt işleri yapan yükümlü şirketin 1992 yılında bir kısım inşaat malzemesi alışlarının gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelendirildiği saptanarak Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz 1992 dönemleri için adına resen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden yükümlü şirketin, … İlçesinde yapımını üstlendiği … Tatil Köyü inşaatı ile ilgili olarak gider faturalarını aldığı kişilerden … ve …’nün gerçeği yansıtmayan fatura düzenlemek gayesiyle mükellefiyet tesis ettirdikleri, gerçek bir mal ticareti yapmadıkları, faturaları komisyon karşılığında düzenlediklerinin … Emniyet Müdürlüğü Mali Şubesince tespit edildiği, …’ın tutuklandığı ve halen cezaevinde bulunduğu, …’nün arandığı, …’nun ise 16.9.1991’de …’ın işyeri adresinde mükellefiyet tesis ettirdiği ve işini 31.12.1991’de terk ettiği, aramalara rağmen bulunamadığı, faturalarının … ile ilgili aramada bulunduğunun vergi dairesi müdürlüğündeki dosyasından anlaşıldığı, bu tespitler karşısında rapora ekli tutanaklarda ayrıntılı olarak dökümü yapılan faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 17.4.1996 günlü, E:1996/2584, K:1996/1637 sayılı kararıyla; katma değer vergisi uygulamasında indirimin haklı sayılabilmesi için indirilen katma değer vergisinin, satıcı tarafından veya daha alt kademelerdeki mükelleflerce beyan ve ödemeye konu edilmiş olması, diğer bir anlatımla yüklenilen vergi ile ilgili sorumlulukların yüklenicileri tarafından yerine getirilmiş olması gerektiği, ilgili dönemde yükümlü şirkete fatura düzenleyen … ile … hakkında mali polisin verdiği bilgilere dayanılarak, …’nun ise işini 31.12.1991’de terk ettiği ve bulunamadığı, faturalarının ise mükellefiyet tesis ettirdiği …’ın işyeri adresinde bulunmuş olması gözönüne alınarak, anılan kişilerin gerçek bir emtia hareketini ifade etmeyen fatura düzenlediği sonucuna varıldığı ancak, dosyada bulunan tahakkuk fişlerinin incelenmesinden; yükümlü şirkete düzenlenen faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin tahakkuk ettirildiği anlaşıldığından, yükümlü şirketin indirimlerinin geçerliliğinin kabulü gerektiği, 213 sayılı Yasanın 134 üncü maddesi uyarınca yeterli bir vergi incelemesinden söz edebilmek için vergileme ile ilgili olaylar ve hesap durumlarının inanılır bir biçimde araştırılması, eleştirilecek hususlarla ilgili saptamaların sağlıklı yapılması, isabetli ve güvenilir bir şekilde değerlendirilmesi, varsayıma dayanmayan somut tespitlerin esas alınması gerektiği, bu durumda yeterli tespitleri içermeyen ve salt mali polisin verdiği bilgilerden hareketle düzenlenen inceleme raporuna
dayanılarak yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi, … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; ilk kararındaki hukuksal nedenlere ek olarak, inceleme raporuna ekli ifadelerden, şirket yetkilileri veya temsilcilerinin bir tatil köyü inşaatı için 1992 ve 1993 yıllarında yapılan büyük bir harcamanın yarısına yakın kısmını karşılayan fatura sahiplerini tanımadıkları, bunlarla hiçbir pazarlık veya sözleşme yapılmadığı, bu ölçekte büyük ödeme için çek, bono, banka havalesi gibi ödeme araçları kullanılmaksızın, ekonomik ve ticari teamüllere de aykırı olarak elden ve makbuz karşılığında ödeme yapıldığı, 1992 ve 1993 yıllarında yaklaşık yirmibeş milyar lira tutarında mal teslim eden bu şahısların belli bir iş yeri, deposu ve üretim yeri olmadığı, alıp satacak, depolayıp nakledecek organizasyonları bulunmadığı ve bu şahısların mali polisçe gerçek bir emtia alımını ifade etmeyen fatura düzenlemekten tutuklandıkları, kestikleri faturaların katma değer vergisinin beyan edilmiş olmasının, beyannamelerinde bu vergileri indirim konusu yaptıkları da gözönüne alındığında hiçbir anlam taşımayacağı, bu şahısların mükellefiyetlerinin kısa süreler içinde başlayıp bitmesi, arandıklarında bulunamamaları ve açık adreslerinin olmaması nedeniyle incelemenin eksik yapıldığından da söz edilemeyeceği, davacı şirketin bu şahıslardan gerçekten mal aldığını kanıtlayamadığı, söz konusu faturaların gerçek bir emtia alımını ifade etmediği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyata mali polisçe verilen bilgilerin esas alındığı, faturaları düzenleyenler hakkında vergi incelemesi yapılmadığı gibi defter ve belgelere dayalı somut tespitler de bulunmadığı, inceleme raporunun yeterli bir incelemeye dayanmadığı, faturaların gerçek mal ve hizmet alımlarını yansıttığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, inşaat taahhüt işleriyle uğraşan ve …’de bir tatil köyü yapımını üstlenen yükümlü şirketin 1992 yılında inşaatın büyük bir kısmını tamamladığı, hakedişlerle kıyaslandığında sahte olduğu ileri sürülen faturaların içerdiği inşaat malzeme ve işçiliğinin fazlasıyla alınmış olduğunun inceleme raporu ve eklerinde tespitli olduğu anlaşılmıştır.
İnceleme raporunda, belgelendirilen mal ve hizmet alımlarının gerçek olduğu belirtildiği halde, faturaları düzenleyen şahısların … mali polisine vermiş oldukları ifade esas alınarak ancak bu şahıslar nezdinde ifadelerini doğrulayacak vergi incelemesi yapılmadan, düzenledikleri faturaları içeren beyanları ve tahakkuk ettirilmiş katma değer vergileri dikkate alınmadan yetersiz incelemeye dayalı olarak yapılan tarhiyatta yasal isabet
görülmemektedir.
Bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İnşaat ve taahüt işleri ile iştigal eden mükellef şirketin 1992 yılı defter ve belgelerinin Maliye Bakanlığı Vergi Kontrol memuru tarafından incelenmesi neticesinde tanzim edilen vergi inceleme raporu ile tesbit edilen matrah üzerinden 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 ncu maddesi gereğince resen tarh ve tebliğ edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi aleyhine açılan dava üzerine mükellef şirketin vergi indiriminde kullandığı bazı faturaları sahte fatura bastırıp para ile bu sahte faturaları satan şahıslardan temin ettiği naylon fatura denilen gerçek dışı yani sahte faturalar kullanmak suretiyle faydalandığı tesbit edilen katma değer vergileri indirimleri üzerinden tarhiyat yapılmasının yerinde olduğu nitekim bizzat mükellef şirket yetkililerinin inceleme sırasında söz konusu faturaların gerçek dışı olduğunu yazılı ifadeleleriyle beyan ve itiraf ettikleri nitekim sahte fatura düzenleme ve satışını meslek edinmiş olan bu üç şahsın 2 yıl içinde mükellef şirkete … milyar liralık mal satmış gibi fatura verdikleri halde bu çok büyük satış için hiçbir pazarlık veya hiçbir satış sözleşmesi yapılmadığı ve bu kadar büyük ödemeler için hiçbir çek hiçbir bono hiçbir banka havalesi ödeme aracı olarak kullanılmadığı milyarlarca liralık bu ödemenin ticari teamüllerde hiç yeri olmadığı şekilde elden yapılmış gibi gözüktüğü tabiatiyle bu hayali dev satışı yapmış gözüken her üç sahte fatura düzenleyicisinin hiçbir işyeri hiçbir dükkanı hiçbir deposu hiçbir çalışanı hiçbir tezgahtarı hiçbir mağazası hiçbir atölyesi bulunmadığ ama yine de … milyar liralık inanılmaz bir satış yapmış gözükmelerinin gayrı ciddi bulunduğu bu durumda bu sahte faturalarla katma değer vergisi indirimi yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatını tasdik ederek davayı red eden ve Danıştay 7 inci Dairesinin bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar eden … Vergi Mahkemesi kararı; sahte fatura düzenleyen ve bu sahte faturaları kötü niyetli vergi kaçakçısı tüccar ve diğer mükelleflere satmayı meslek haline getiren bütün suçluların kesinlilikle katma değer vergisi ödemedikleri ve ödemelerine de imkan ve ihtimal olmadığı halde kendilerine vergi dairelerinde bir vergi hesap numarası aldıkları hatta hemen bir takibata uğramamak için bir katma değer vergisi beyannamesi de verdikleri ve zaten belli bir süre bu sahtekarlıklarını yoğun bir şekilde sürdürdükten sonra sahte faturalardan başka aldıkları ve sattıkları veya imal ettikleri hiçbir şey ve hiçbir madde bulunmadığıdan ortadan kayboldukları herkesin bildiği binlerce örneği bulunan sahtekarlık suçu olduğu ve bu sahtekarlık ile elde edilen sahte belgelerin katma değer vergisi indiriminde kullanılması kanunen mümkün bulunmadığı cihetle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2791 sayılı Kanunla değişik 30 ncu maddesi hükmü ile aynı Kanunun 2365 sayılı Kanunla değişik 348 nci maddesi amir hükmüne ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 34 üncü maddesi 1 inci fıkrası hükmüne uygun bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile … Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İnşaat taahhüt işleri yapan yükümlü şirketin 1992 yılında bir kısım inşaat malzemesi alımlarının gerçeğe aykırı faturalarla belgelendirildiği görüşüyle adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini onayan vergi mahkemesi direnme kararı temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) bendinde vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134 üncü maddede de vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyada bulunan inceleme raporu ve eki tutanaklarda; yükümlü şirketin 1992 yılında …’de … Tatil Köyünün yapımını üstlendiği, 1992 yılında …- lira bedelli inşaatın …- liralık kısmını gerçekleştirdiği, gerçekleştirilen imalatın …- lira tutarındaki kısmına ilişkin malzeme ve işçilik faturalarının …, … ve … tarafından düzenlendiği, imalat tutarının, gerçekleştirilen imalatı gösteren hakedişlerde yer alan tutarlardan daha düşük
kaldığı saptanmıştır.
Fatura düzenleyicileri hakkında emniyet müdürlüğünce yapılan soruşturmaya dayanak olmaktan öte bir tespit içermeyen tarhiyata karşı açılan davada davacı Kurum, gerek söz konusu malzemelerin gerekse işçiliğin, katma değer vergisinin ödendiğini, esasen fatura düzenleyenlerin bu mal ve hizmeti içeren beyannamelerini bağlı oldukları vergi dairesi müdürlüğüne verdiklerini belgeleyen tahakkuk fişlerini görmeden ödeme yapmadıklarını ileri sürmüş ve tahakkuk fişi örneklerini dosyaya sunmuştur.
İnşaat taahhüt işi yapan davacı kurumun ilgili dönemlerde yürütülen tatil köyü inşaatında kullanıldığı inceleme elemanı tarafından da kabul edilen malzeme ve işçilik faturalarının gerçek bir emtia hareketine dayanmadığı konusunun yeterli ve yasanın aradığı nitelikte bir inceleme ile saptanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Fatura düzenleyicileri adına tahakkuk eden verginin vergi idaresince izlenmesi ve yapılan bu beyanın doğruluğunun araştırılması gerekirken, idarece bu hususta da somut bir tespit ve değerlendirme yapılmamıştır. Bir tacirden beklenen özeni gösterdiği anlaşılan davacının katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek uygulanan tarhiyata karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 22.5.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.