Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1996/331 E. 1998/111 K. 05.06.1998 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1996/331 E.  ,  1998/111 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1996/331
Karar No: 1998/111

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi

İstemin Özeti: Tütün ve canlı hayvan ticaretiyle uğraşan yükümlünün, ihracatı nedeniyle doğan Nisan 1990 dönemine ilişkin katma değer vergisi iadesi istemi üzerine bu dönemde canlı hayvan satın aldığı … Limited Şirketi nezdinde yapılan karşıt incelemede, bu şirketin canlı hayvan alımlarını müstahsilden yaptığı halde tüccardan yapılmış gibi göstererek gerçeği yansıtmayan belgelere dayandırdığı saptanmış, davacının ihracatı nedeniyle yüklendiği ancak, indirim konusu yapamadığı verginin, sözü edilen alışlara ilişkin gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve kesilmesi gereken kaçakçılık cezası ile gecikme faizi ve gecikme zammı ödenmiş olmak koşuluyla iade edilmesi önerilmiştir. Bu rapor uyarınca davacı adına, satıcı firma adına uygulanması gereken tarhiyat, Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluk esasına göre uygulanmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yükümlü şirketin kayıtlarına aldığı faturaların gerçeği yansıtmadığı yolunda hiçbir iddia bulunmadığı gibi tarhiyatın dayanağı inceleme raporunda, yükümlünün tüm defter ve belgelerinin kayıt düzenine uygun olduğunun belirtildiği, fatura düzenleyicisi olan satıcı firma hakkında yapılan incelemede ortaya çıkan söz konusu vergi borçlarının yükümlü şirket tarafından müteselsil sorumluluk esasına göre ödenmiş olması kaydıyla iade ve mahsup işleminin yerine getirileceği belirtilerek, hem müteselsil sorumluluk nedeniyle adı geçen firma adına salınacak vergi ve cezalardan sorumlu tutulduğu, hem de canlı hayvan ihracı nedeniyle yüklendiği ve indirim konusu yapamadığı katma değer vergisinin iade ve mahsubundan yoksun bırakıldığı, oysa yükümlünün söz konusu hayvan alımı ile ilgili alış faturalarında usulsüzlük olduğu veya katma değer vergisi iadesine hak kazanmadığı yolunda bir tespit bulunmadığı, 213 sayılı Yasanın 11 inci maddesine 3239 sayılı Yasa ile eklenen fıkradaki kural uyarınca vergi kesintisi yaparak vergi dairesine yatırmaktan sorumlu olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, söz konusu işlemleri yaptıkları sırada alım satıma taraf olanların, hizmetten yararlananların ve bunlarla aralarında zımnen dahi olsa irtibat bulunduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri, üçüncü şahısların, bu kişilerden hukuken geçerli belgelerle de olsa yapmış oldukları mal alımları nedeniyle, aralarında özel ve kasıtlı bir irtibat kurulduğu tespit edilmeden, vergi ve cezadan müteselsilen sorumlu tutulmalarının hakkaniyet kurallarıyla ve 11 inci maddenin içeriği ile bağdaşmadığı, Yasanın lafzından da böyle bir anlam çıkarılmasının mümkün olmadığı, müteselsil sorumluluğun, bir vergi borcunun birden fazla kişiden ayrı ayrı tahsil edilmesi sonucunu doğurmayacağı, aksi halde müteselsil sorumluluk değil, mükerrer tahakkuk ve tahsilatın söz konusu olacağı, olayda ise vergi borcunun satıcı firmadan tahsili yoluna gidilip gidilmediği belli olmadığı gibi idarece, bu şirket adına cezalı tarhiyat yapılıp yapılmadığı ve sonucu hakkında da hiçbir açıklama ve iddia ileri sürülmediği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 10.10.1995 günlü ve E:1994/4564, K:1995/2919 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, doğrudan vergi kesintisi yapmak zorunda olanlara, 3 üncü fıkrasında da vergi kesintisi yapmak zorunda olanlarla, alım-satım veya hizmet ilişkisinde bulunması nedeniyle vergi kesintisinden asıl sorumlu ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulacaklara ilişkin düzenleme getirildiği, bu düzenlemelerde vergi idaresine, alım-satım ve hizmet ilişkisindeki sorumluları ayrı ayrı veya birlikte takip etme olanağı tanındığı, satıcı firmanın canlı hayvanları üreticiden satın aldığı halde vergi tevkifatı yapmamak için gerçek bir emtia alımını ifade etmeyen fatura kullandığı ve canlı hayvanları davacı şirkete sattığının, 28.2.1991 günlü inceleme raporuyla saptandığı, davacının ise daha sonraki safhada alım satıma taraf olduğu, davacı şirketin ödenmesi gereken vergiden müteselsilen sorumlu tutulmasında yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan …Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve fatura düzenleyicisi olan satıcının alımlarını müstahsilden yapıp yapmadığının araştırılmadığı, olayda müteselsil sorumluluğun koşullarının gerçekleştiği, davacının vergi kaçırılmasına yardımcı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar direnme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesince verilen ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Canlı hayvan satın alarak ihraç eden yükümlü şirket adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemeye dayanılarak ve satıcı firmanın davacıya sattığı canlı hayvanları tüccardan değil, müstahsilden aldığı halde vergi kesintisi yapmamış olması nedeniyle salınan kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergisini kaldıran vergi mahkemesi direnme kararı temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları, maddeye, 3239 sayılı Yasayla eklenen üçüncü fıkrada da, mal alımı ve satımı ile hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları kurala bağlanmıştır.
Olayda, yükümlü şirketin 1990 Nisan ayında … Vergi Dairesi Müdürlüğünde mükellefiyet kaydı bulunan … Limited Şirketinden Vergi Usul Kanununa uygun olarak düzenlenmiş faturalarla satın alıp ihraç ettiği canlı hayvanlar nedeniyle, adı geçen şirketin alımlarını müstahsilden yaptığı halde tüccardan yapılmış gibi göstererek gerçek olmayan belge düzenlediğinden bahisle, müstahsilden alımları sırasında vergi tevkifatı yapıp vergi dairesine yatırmadıkları kabul edilen inceleme raporuna dayanılarak davacının müteselsilen sorumlu tutulduğu ve adına dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Yasanın 11 inci maddesine göre alacaklı vergi dairesinin muhatabı, tevkifat yapmaya mecbur bulunan vergi sorumlusudur. Muhatap vergi sorumlusu hakkında takibata geçilmeden ve aralarında kasıtlı bir irtibat olduğu yolunda herhangi bir tespit yapılmadan, davacı şirketin vergi ve cezadan müteselsilen sorumlu tutulması mümkün değildir. Kaldı ki inceleme raporundan, … Limited Şirketi hakkında adına ihtilaflı dönem için gelir (stopaj) vergisi salınması ve kaçakçılık cezası kesilmesi önerildiği anlaşılmakta ise de, idarece bu öneriler doğrultusunda bir tarhiyat uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmışsa sonuçları hakkında hiçbir açıklama yapılmadığından, davacının satıcı ve fatura düzenleyicisi adına salınması gereken cezalı vergiden müteselsilen sorumlu tutulması için gerekli yasal koşullar oluşmadan yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 5.6.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Israr kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.