Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1996/173 E. 1997/185 K. 11.04.1997 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1996/173 E.  ,  1997/185 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1996/173
Karar No: 1997/185

Temyiz Eden: … Limited Şirketi
Vekili: …
Karşı Taraf: … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: 1988 yılının Mart ila Eylül dönemlerine ilişkin olarak yükümlü şirket adına kaçakçılık cezalı kurumlar ve katma değer vergisi tarhiyatları yapılmıştır.
Tarhiyatlara karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: …sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu katma değer vergisi ile birlikte kurumlar vergisine karşı açılan davada mahkemelerince verilen dilekçe ret kararının yükümlü şirkete 12.3.1993 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu karar üzerine yenileme dilekçesinin 25.10.1990 tarihinde mahkeme kaydına girdiği, açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden davanın reddine karar vermiştir.
Yükümlü kurumun temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 14.6.1995 günlü ve E:1994/1983, K:1995/2476 sayılı kararıyla; Tebligat Kanununun 35 inci maddesinde, “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına ve diğer nüshası da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edilir ve eski adresin kapısına talik tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Müteakip tebliğler yalnız o kazai merciin divanhanesine talik suretiyle yapılır.” hükmünü öngördüğü, bu hükmün uygulanabilmesi için, tebligat muhatabına, daha önceden aynı adreste bir tebligat yapılmış olması gerektiği, yükümlü şirkete, dilekçe ret kararından önce yapılmış bir tebligat bulunmadığına göre 35 inci maddeye göre tebligat yapılamayacağı, bu durumda ve Tebligat Kanununun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü karşısında, dilekçe ret kararının, davacının ıttılaına girdiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulünün zorunlu bulunduğu, 25.10.1993 tarihinde açılmış olan ve davacının dilekçe ret kararını öğrendiğini bildirdiği 19.10.1993 tarihine nazaran süresinde bulunan davanın, süre aşımı yönünden reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi; … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 7201 sayılı Yasanın 35 inci maddesinin 1 inci fıkrasının dava sırasında kendisine usulüne uygun tebligat yapılmakta iken adresini değiştiren kimselerin yeni adresini bildirmesini müteakip tebliğlerin yeni adrese yapılmasını düzenlediği, bu şartları taşıyan davacılara da, 2 nci fıkraya göre tebligat yapılmasının kanunen mümkün olmadığı, olayda, 35 inci maddenin 2 nci fıkrasına göre davacı, değişen adresini bildirmediği, tebligat memurunca da yeni adres tespit edilemediği için, Tebligat Kanununun bu hükmüne uygun olarak tebligat yapılmış olduğundan bu tebliğ üzerine süresinde yenilenmeyen davanın süre aşımı yönünden reddinde yasa ve içtihatlara aykırılık bulunmadığı, esasen, dava dilekçesini mahkeme kalemine verip davasını açtıktan sonra adresini değiştiren ve yeni adresini mahkemeye bildirmeyen davacıya, Danıştay bozma kararında belirtilen şekilde bir tebligat yapılmasının zaten mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin ilk kararında direnmiştir.
Karar, yükümlü kurum tarafından temyiz edilmiş ve olayda 7201 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin uygulanabilmesi için aynı adreste daha önce bir tebligat yapılmış olması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 inci maddesinin 1 inci fıkrasında kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adresi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın icelenmesinden, dava dilekçesinde yazılı adrese daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, mahkeme tarafından verilen dilekçe ret kararının tebliğinden önce tebligat yapılacak kimseye aynı adreste bir tebligat yapılmadığından, 35 inci maddenin olayda uygulanması imkanından söz edilemeyecektir.
Dolayısıyla, dilekçe ret kararının davacının bilgisine girdiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulü gereklidir. Ittıla tarihine göre de açılan dava süresinde olup, temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Uyuşmazlıkta 1988 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda yükümlü kuruluş adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın dilekçe ret kararı üzerine yasada öngörülen 30 günlük süre içinde yenilenmemesi nedeniyle süre yönünden reddine ilişkin mahkeme kararının Danıştay 7.Dairesinin 14.6.1995 tarih ve E:1994/1983 K:1995/2476 sayılı kararı ile bozulması üzerine Vergi Mahkemesinin bozmaya uymayarak ilk kararında ısrar yolundaki… tarih ve E: …, K: … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Olayda yükümlü kuruluş adına açılan dava ile ilgili dilekçenin 2577 sayılı yasanın 5 nci maddesine aykırı olması nedeniyle ayni yasanın 15/1-d maddesi uyarınca, Kurumlar Vergisi ile Katma Değer Vergisi tarhiyatlarına karşı ayrı ayrı dava açılmak üzere reddedildiği, ancak davacının gösterdiği adreste tebligat yapılamaması sonucu, sözü edilen dilekçe ret kararının 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 nci maddesine göre tebliği yoluna gidildiği ve yenileme dilekçesinin bu şekildeki tebliğ tarihine göre 30 gün içerisinde verilmemesi üzerine açılan davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin vergi mahkemesi kararı Danıştay Yedinci Dairesince; “Tebligat Kanunu’nun 35 nci maddesinde, kendisine ve adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres de tebliğ memurunca tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına, diğer nüshasının da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edileceği, ve eski adresin kapısına talik tarihinin tebliğ sayılacağının belirtildiği, bu maddenin uygulanabilmesi için tebligat muhatabına önceden ayni adreste bir tebligat yapılmış olmasının gerekeceği, bu koşulun gerçekleşmediği durumlarda sözü geçen maddenin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, olayda yükümlü kuruluşa dilekçe ret kararından önce yapılmış bir tebligat bulunmadığından 35 nci maddesine göre tebligat yapılamıyacağı, bu durumda ve Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin 2.fıkrası hükmü karşısında dilekçe ret kararının davacının ıttılaına girdiği tarih olarak bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulü zorunlu bulunduğundan 25.10.1993 tarihinde açılan davanın, dilekçe ret kararının öğrenim tarihi olan 19.10.1993 tarihine göre süresinde olması nedeniyle, davanın süre aşımı yönünden reddinde isabet olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararından sonra … Vergi Mahkemesi Danıştay bozma kararına konu teşkil eden kararındaki gerekçelerle ilk kararında ısrar etmiştir.
7201 sayılı Kanunun 35 nci maddesinin 1.fıkrası dava sırasında kendisine usulüne uygun tebligat yapılmakta iken adresini değiştiren kimselerin yeni adresini bildirmesi üzerine, bundan sonraki tebliğlerin yeni adresine yapılmasını düzenlemekte olup, bu şartların mevcut olması halinde maddenin 2.fıkrasının uygulanamayacağıda tabiidir.
Olayda dava dilekçesini mahkeme kalemine verip davasını açtıktan sonra adresini değiştiren ve yeni adresini de mahkemeye bildirmeyen davacının yeni adresi de tebliğ memuru tarafından tespit edilemediğinden, kanunun bu hükmüne uygun olarak yapılan tebliğ üzerine 2577 sayılı yasanın 15/1-d maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde yenilenmiyen davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmesine ilişkin vergi mahkemesi kararında mevzuata ve bu konudaki içtihatlara aykırılık bulunmamaktadır.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanunun 49/1-b. maddesinde belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanmasının gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin adresindeki değişikliği, hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı belirtilmiş, 2 nci fıkrasında ise adresini değiştiren kimsenin, yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapsına ve diğer nüshasının da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edileceği ve eski adresin kapısına talik tarihinin, tebliğ tarihi sayılacağı kuralı yer almıştır.
Olayda, vergi mahkemesince ilk inceleme aşamasında verilen dilekçe ret kararı davacı kurumun adresini terk etmesi ve yeni adresinin tespit edilememesi nedeniyle kanunun öngördüğü usulde tebliğ edilememiş, Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre talik suretiyle tebliği yoluna gidilmiştir. 30 günlük yenileme süresi geçirildikten sonra, ıttıla tarihi esas alınarak yenilenen dava ise süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.
Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre tebliğ yoluna gidilebilmesi için daha önce, tebligat yapılmış olan bir adrese tebligat yapılamaması, adres değişikliğinin bildirilmemiş ve tebliğ memurunca da yeni adresin tespit edilememiş olması gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda, daha önce kendisine herhangi bir tebliğ yapılmamış olan davacı yönünden Tebligat Kanununun yukarıda belirtilen hükmünde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden aynı Yasanın 32 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ıttıla tarihine göre süresinde yenilendiği saptanan davanın süre aşımı nedeniyle reddinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama gideri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 11.4.1997 günü oybirliği ile karar verildi.