Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1996/101 E. 1997/370 K. 10.10.1997 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1996/101 E.  ,  1997/370 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1996/101
Karar No: 1997/370

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Kooperatifi
Vekili: …

İstemin Özeti: Beyanı üzerinden yükümlü kooperatif adına tarh ve tahakkuk ettirilen Haziran 1992 dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E: …, K: …sayılı kararıyla; yükümlü kooperatif adına eski yönetim temsilcisi tarafından Haziran 1992 dönemine ait ücret ödemelerinden yapılan kesintiler ile inşaat ve onarma işleri dolayısıyla yapılan kesintilerin 6.7.1992 ve 14.7.1992 tarihlerinde beyanname ile beyan edilmesine rağmen vadesinde ödenmemesi üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, kurumun 30.6.1992 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu başkan ve üyelerinin seçildiği ve yönetim kurulunun aynı tarihte göreve başladığı, bu durum karşısında, 30.6.1992 gününde görevi sona eren kooperatif eski başkanı tarafından verilen beyanname esas alınarak tahukkuk ettirilen verginin süresinde ödenmediğinden bahisle düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 21.3.1994 günlü ve E:1993/2837, K:1994/1622 sayılı kararıyla; davacı kooperatifin 30.6.1992 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği, seçimden sonra 21.7.1992 tarihli yönetim kurulu toplantısında kooperatifi temsile yetkili kişiler belirlenerek, buna ilişkin karar, ticaret sicilinde 31.7.1992 tarihinde tescil ve ilan edildiğine göre bu tarihten önce eski yönetim kurulu başkanı tarafından verilen muhtasar beyannamenin yetkili organ tarafından verildiğinin kabulü gerektiği, yetkili kişi tarafından düzenlenerek verilen beyannameye göre tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmemesi üzerine ödeme emri ile istenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı, muhtasar beyannamelerin süresi içinde de olsa yeni yönetim tarafından düzenlenen beyannameye göre düzeltilmesi talebinin söz konusu verginin takip ve tahsiline engel olmayacağı ancak, aynı vergilendirme dönemi için verilen ikinci beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin ödendiği iddia edildiğine göre, bu iddianın doğruluğu halinde aynı dönem için aynı matrah üzerinden mükerrer vergi alınmış olacağından ileri sürülen iddiaların gerçekliği araştırılarak, bu dönem için yapılan ödeme varsa, istenen vergiden mahsubu suretiyle ödeme emrinin tadili gerekirken, bu araştırma ve inceleme yapılmadan ödeme emrinin iptalinde isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Yükümlünün karar düzeltme istemi süresinde yapılmadığından reddedilmiştir.
Bozma kararı üzerine … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; uyuşmazlığın, eski yönetim kurulu tarafından 14.7.1992 tarihinde verilen beyannamenin geçersiz olup olmadığına ve ihtilaflı dönemde mükerrer vergileme bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 61 inci maddesi uyarınca davacı kooperatifin 30.6.1992 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı, eski yönetim kurulu başkanınca, 14.7.1992 tarihli muhtasar beyanname ile 1992 Haziran dönemi için Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamına giren inşaat ve onarma işleri nedeniyle yapılan kesintiler ile aynı dönem için ücret ödemeleri nedeniyle yapılan kesintilerin beyan edildiği, daha sonra yeni yönetim kurulu tarafından aynı dönem için ücret ödemelerine ilişkin 20.7.1992 tarihli ikinci bir beyanname verildiği, bu durumda, ücret ödemeleri nedeniyle iki, inşaat ve onarma işleri nedeniyle de bir beyanname verildiği, inşaat ve onarma işleri nedeniyle yapılan kesintiler açısından mükerrer beyan ve vergilemenin söz konusu olmadığı, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminden sonra 21.7.1992 tarihli yönetim kurulu toplantısıyla müşterek iki imzayla 1. ve 2. başkan ile muhasip üyenin yetkili olduğunun belirlendiği, buna ilişkin kararın ticaret sicilinde 31.7.1992 tarihinde tescil edildiği ancak, karar düzeltme aşamasında dilekçeye eklenen belgelerden; temsile yetkili kişilerin belirlendiği 21.7.1992 tarihli toplantıdan önce 6.7.1992 tarihli toplantı ile 1. ve 2. başkan ile muhasip üyeye üç müşterek imzalı olarak yetki verildiği, bu kararın ticaret sicilinde 7.7.1992 tarihinde tescil edildiği, bu arada 14.7.1992 tarihli beyanname üzerine tahakkuk eden verginin ödenmediğinden bahisle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, yeni temsilcilerin ticaret siciline kaydedildiği 7.7.1992 tarihinden sonra eski yönetim kurulu başkanı tarafından 14.7.1992 tarihinde verilen beyannamenin hukuki geçerliliği bulunmadığından beyan edilip de vadesinde ödenmeyen bir vergiden söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Ödeme emrinin iptali yolundaki karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve beyan üzerinden tarh edilen ve tahakkuk eden verginin tahsili amacıyla yükümlü kooperatif adına ödeme emri düzenlenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Danıştay Dördüncü Dairesince verilen bozma kararındaki hususlar dikkate alınarak yeniden verilen karar ısrar niteliğinde bir karar olmadığından, dosyanın uyuşmazlığı çözümlemekle görevli Danıştay üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi: Olayda, Danıştay Dördüncü Dairesinin 21.3.1994 günlü ve E:1993/2837,K:1994/1622 sayılı bozma kararı uyarınca, araştırma yapılması öte yandan sözü edilen kararın düzeltilmesi dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenerek değerlendirilmesi suretiyle verilen ve bu itibarla da ısrar niteliği taşımayan vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden davacı kooperatifin 30.6.1992 tarihindeki genel kurul toplantısında seçilen yeni yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla yapılan 6.7.1992 tarihli toplantıda; kooepratifi temsile yetkili kişilerin belirlendiği, ancak kararada esas alınan … Ticaret Sicil Memurluğunca düzenlenen 7.7.1992 tarihli ve 613 sayılı belgenin sözü edilen yönetim kurulu kararının ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğine ilişkin olmayıp olayla ilgisi kurulamayan sayılı konulardaki farklı bir yönetim kurulu kararına ait bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, sözü edilen belgenin esas alınması suretiyle karar verilmiş olmasında hukuki isabet görülmediğinden, temyiz isteğinin kabulü ile davacı kooperatifin 6.7.1992 tarihli ve 3 ve 4 sayılı yönetim kurulu kararlarının, hangi tarihte ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğinin araştırılıp bu araştırma sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Yönetim kurulu eski başkanı tarafından Haziran 1992 dönemi için beyan edilen gelir (stopaj) vergisinin vadesinde ödenmediğinden bahisle, yapı kooperatifi adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42 nci maddesinde, genel kurulun bütün ortakları temsil eden en yetkili organ olduğu ve görevleri arasında yönetim kurulunu seçmenin yer aldığı, 45 inci maddesinde, en az yılda bir defa olağan toplantının yapılmasının zorunlu olduğu, 55 inci maddesinde de kooperatifin en az üç kişiden oluşacak yönetim kurulu tarafından yönetilmesi ve temsil edilmesi öngörülmüştür.
Olayda, 30.6.1992 tarihinde olağan genel kurul toplantısını yapan kooperatif, yeni yönetim kurulunu oluşturmuştur. Ancak, Haziran 1992 dönemine ilişkin inşaat ve onarma işleriyle ilgili olarak yapılan gelir (stopaj) vergisi tevkifatına ait beyanname, yönetim kurulu eski başkanı … tarafından 9.7.1992 tarihinde posta aracılığıyla vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmiş, söz konusu beyanname 14.7.1992 tarihinde vergi idaresi kayıtlarına geçmiştir. Verilen beyanname üzerinden tarh ve tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi vadesinde ödenmediği için ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmiş, ödeme emrine karşı açılan davaya ait dilekçede, inşaat onarma işiyle ilgili ödeme yapılmadığı ve vergi tevkifatına ilişkin beyanname verilmediği, ödeme emrinin kooperatif kayıt ve işlemlerine aykırı şekilde hayali hakediş raporu eklenerek yetkisiz kişilerce yapılan beyana dayandığı ileri sürülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü, yönetim kurulu eski başkanı tarafından verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden verginin ödeme emri ile istenip istenemeyeceğinin belirlenmesine bağlıdır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; 30.6.1992 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun eski üyeleri yerine yeni üyeler seçildiği, bu üyelerin 6.7.1992 tarihinde yaptığı toplantıda kooperatifi temsileyetkili kişilerin kimler olduğu saptanarak bu hususun, 1163 sayılı Yasanın 61 inci maddesi uyarınca ticaret siciline bildirilmiş olduğu, ticaret sicil memurluğunun dosyada bulunan 7.7.1992 tarih ve 613 sayılı yazısıyla kanıtlıdır. Genel kurul toplantısının ve yönetim kurulu seçiminin yapıldığı 30.6.1992 gününde, bir önceki yönetim kurulu başkan ve üyelerinin temsil yetkisinin sona ermiş olduğunda kuşku bulunmadığından, tüzel kişilik adına bu tarihten sonra yapılacak tüm bildirimlerin kooperatifi temsile yetkililer tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Öte yandan Vergi Usul Kanununun yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin 10 uncu maddesinde de yöneticilerin, yönetimde bulundukları dönemler itibarıyla vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesinden sorumlu tutulmaları esası benimsenmiştir.
Genel Kurulun yapıldığı toplantı tarihinden sonra tüzel kişiliğin yasal temsilcileri olan yeni yönetim kurulu tarafından istihkaklardan kesilen vergiler nedeniyle herhangi bir beyanname verilmemiştir. Yasal temsilcilik görevi 30.6.1992 tarihinde sona ermiş bulunan yönetim kurulu eski başkanı tarafından, görev süresinin sona ermesinden sonra verilen beyannamenin, kooperatif tüzel kişiliğini bağlayıcı nitelik taşımadığı açıktır. Bu nedenle usulüne uygun olarak tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, ödeme emrinin iptali yolundaki ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 10.10.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesince verilen bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, karara katılmıyoruz.