Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/50 E. 1997/44 K. 17.01.1997 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/50 E.  ,  1997/44 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1995/50
Karar No: 1997/44

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … Anonim Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti: Yasal süresinde verilen beyannamelerde indirime konu edilen katma değer vergisinin gösterildiği belgelerin, yangın nedeniyle zayi olması nedeniyle incelemeye ibraz edilemediği, bu vergilerin indirim konusu yapılamayacağı görüşüyle kurum adına 1986 yılının Ocak vergilendirme dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile kaçakçılık cezalı dahili tevkifat salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olayda, uyuşmazlık dönemine ait defter ve belgelerin, fabrikada meydana gelen yangında zayi olması nedeniyle incelemeye ibraz edilmemesinin resen takdir sebebi olduğu, 213 sayılı Yasanın 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğunun belirtildiği, bu hüküm çerçevesinde, uğraş konusu bisküvi ve gofret imal ve satışı olan yükümlü şirketin, bu malların imalinde büyük miktarlarda un, şeker ve yağ satın aldığının ve alınan bu mallar karşılığında katma değer vergisi ödediğinin inceleme elemanlarınca gözardı edilmemesi gerekirken, uyuşmazlık dönemleri itibarıyla yükümlü şirketin ödediği ve indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin miktar ve mahiyetleri yönünden hiç bir araştırma yapılmadan ve şirketin mal aldığı firmalar nezdinde yapılacak araştırmayla ödenen ve ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu saptanmadan, ödenen katma değer vergilerinin aynen kabul edilip, indirilen katma değer vergilerinin kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği, bu itibarla, yeterli bir inceleme, araştırma ve somut birtespite dayanmayan inceleme raporuna dayalı cezalı tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 31.3.1994 günlü ve E:1992/6221, K:1994/1495 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi uyarınca, indirim konusu yapılacak katma değer vergisinin fatura ve benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, olayda, mahkeme kararı ile yandığı saptanan defter ve belgelerin ibraz edilememesi nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmakla birlikte, bu hususun ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldıracak hukuki bir neden olarak düşünülemeyeceği, zira, ticari icaplara göre, emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcının, gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına sahip bulunduğunun kabulü gerektiği, bunun doğal sonucu olarak, maddi delillerin yitirilmesi sonucunu doğuran yangın dolayısıyla ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği, aksi halde indirimlerin kabul edilemeyeceği, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 1980-1990 yıllarına ve dolayısıyla tarh dönemine ait defter ve belgelerin, fabrika binasında çıkan yangında kısmen yandığı, bir kısmının ise ıslanma nedeniyle zarar gördüğü, bunların daha sonra şirket yetkililerince imha edildiği ya da nakil sırasında araçtan düştüğü ileri sürülerek incelemeye ibraz edilmemişse de, inceleme raporu ve vergi tekniği raporu ekinde yer alan tutanaklardaki beyan ve tespitler arasında çelişkiler bulunması ve yine inceleme raporu ve eklerinde yer alan, gerek bilirkişi raporunu, gerekse şirket yetkililerinin iddialarını kusurlandıracak nitelik ve içerikteki tespitler ve ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesince yangın sonrası durumun tespitiyle görevlendirilen bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir …’ın, yükümlü şirketin de içinde bulunduğu … Şirketler Grubuyla uzun yıllardır iş ilişkisi olduğunun, 1986 yılından incelemenin yapıldığı yıla kadar şirket adına, şirket sözleşmesi, sermaye artırımı, yeni şirket kuruluşu, defter ve onayı vs.gibi konularda işyaptığının açıkça anlaşılması karşısında, olayda yükümlü şirket yetkililerinin iyi niyetinden söz edilemeyeceği, bu nedenle indirimlerin gerçeğe uygun bulunduğu hususunda ispat külfetinin şirket yetkililerine ait olduğu, bu durumda, mal alınan firma ya da firmaların yükümlü şirket yetkililerince bilinmesi doğal olduğundan, bu firmaların inceleme elemanına bildirilmesi ve temin edilen belgelerin incelemeye ibrazı suretiyle karşıt incelemeye olanak sağlanması gerekirken bu yola gidilmediği, sadece dava aşamasında mal alışları ile ilgili bazı belge ve fatura örneklerinin mahkemeye ibraz edildiği, bir faturanın, gerçeğe uygun olup olmadığının tespitinin, bu faturanın düzenlenmesinden önce gelen alım-satım kademelerindeki bütün işlemlerin incelenmesine bağlı olduğu, bu incelemenin ise kanunda belirtilen yetkili elemanlar tarafından yapılabileceği, bunun için defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmesi gerektiği, bu itibarla, mal alışları ile ilgili bir kısım belgeyi mahkemeye ibraz eden yükümlünün bu belgeleri üzerinde mahkemece
Vergi Usul Kanununun öngördüğü şekilde bir vergi incelemesi yapılmaksızın, indirime konu katma değer vergisinin gerçekten ödenip ödenmediğinin saptanmasının mümkün olamayacağı sonucuna varıldığı, mahkeme kararının kaçakçılık cezalı dahili tevkifata ilişkin hüküm fıkrası yönünden ise, peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın, sonuçta yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsubunun gerekli olduğu, mahsup olanağı kalmayan bir dahili tevkifatın daha sonra tahsili cihetine gidilmiş olmasının vergi mükerrerliğine yol açacağı ancak, olayın niteliği itibarıyla şirket hakkında kaçakçılık cezasına ilişkin hükümlerin uygulanmasında isabet bulunmamakla birlikte, olayda vergi ziyaı meydana geldiği açık olduğundan, cezanın kusura çevirilmesi gerekirken tamamen kaldırılmasında isabet bulunmadığı, gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla, ilk kararında direnerek kaçakçılık cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Karar, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve inceleme raporunda da belirtildiği üzere, indirimin kabul edilebilmesi için indirime konu katma değer vergisine ilişkin belgeler ile bu belgelerin kaydedildiği defterlerin ibrazı gerektiği, oysa yükümlü şirket tarafından bu gerekliliğe uyulmaması nedeniyle indirimlerin kabul edilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Katma Değer Vergisi Kanununun 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca indirime konu yapılan katma değer vergisinin kabul edilebilmesi için verginin fatura ve benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi gerektiği gibi bu belgelerin yasal defterlere kaydı zorunludur. Bu hususun tespiti de ancak söz konusu defter ve belgelerin inceleme elemanına ibrazı ile mümkündür.
Olayda ise, sıkça rastlanıldığı üzere, defter ve belgelerin bulunduğu yerde çıkan yangın neticesi, anılan belgelerin zayi olduğu ileri sürülerek ibraz edilmemesi nedeniyle, indirime konu verginin gerçekten ödenmiş olduğu tespit edilemediğinden, yükümlü şirketin indirimlerinin kabul edilmesi söz konusu olamayacaktır.
Bu nedenle, vergi mahkemesi direnme kararının Danıştay Yedinci Daire kararında yer alan gerekçelerle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Bisküvi fabrikası sahibi ve işleticisi olan mükellef şirketin l986 yılı defter ve belgelerinin incelenmek üzere Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları tarafından istenildiğinde l980 yılından l990 yılına kadar olan bütün defterlerin sadece bu defterlerin bulunduğu odada çıkan bir yangında zayi olduğu ve l990 yılı Ağustos-Aralık dönemi defterlerinin ise kayıp olduğundan ibraz edilemediğinin beyan edilmesi üzerine, mahsup ve iade edilmiş olan katma değer vergisi üzerinden resen tarh ve tebliğ edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat aleyhine açılan dava üzerine, ihtilaflı dönem için tarh ve tebliğ edilen katma değer vergisi için karşıt inceleme yapılmadığı gerekçesiyle dava konusu tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay 7. Dairesi kararına uymayarak ilk kararında ısrar eden … Vergi Mahkemesi kararı;davacı mükellef şirkete ait defter ve belgelerin sadece bunların bulunduğu odada çıkan yangında yanarak zayi olduğunun bilirkişi raporu ile tesbit edildiği, bu durumunda kanunda mücbir sebep sayılması icab ettiği iddiası gayri ciddi bulunduğu gibi kanuni defterlerine işlenmemiş faturaların vergi iadesinde kullanılmasının mümkün olmadığı cihetle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29 uncu maddesi ile 34 üncü maddesi amir hükmüne aykırı bulunduğundan temyiz talebinin kabulü ile … Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı Israr Kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 17.1.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Uyuşmazlık 1986 yılına ait defter ve belgelerinin yandığını ileri sürerek inceleme elemanına ibraz etmeyen yükümlünün, beyan ettiği katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek, resen yapılan tarhiyattan doğmuştur.
3065 sayılı Yasanın 29 ve 34 üncü maddelerine göre katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Olayda ilgili dönem defter ve belgelerinin yandığı mahkeme kararı ile saptandığına göre, ibraz edilemeyecek olan defter ve belgeler nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmakta, dolayısıyla resen tarh nedeninin kabulü zorunlu hale gelmektedir.
Öte yandan defter ve belgelerin yanmış olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi uyarınca yükümlüye ait ispat ve ibraz mükellefiyetini ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir sebep olarak da düşünülemez. Zira ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi ve kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin varlığını ispat olanağına her zaman sahip bulunmaktadır. Bu itibarla maddi delillerin yitirilmesi sonucunu doğuran yangın dolayısıyla ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalara ilişkin katma değer vergisinin indirim konusu yapılması, aksi halde indirimlerin kabul edilmemesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece belirlenecek makul bir süre içinde yükümlü tarafından ibraz ve ispat edilecek fatura örnekleri dikkate alınarak ve incelenerek indirim konusu yapılacak katma değer vergisi tutarlarının tespit edilmesi, belgelerini ibraz edemediği indirimlerin kabul edilmemesi gerekirken, tarhiyatı tamamen terkin eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.