Danıştay Kararı Vergi Dava Daireleri Kurulu 1995/473 E. 1997/282 K. 06.06.1997 T.

Vergi Dava Daireleri Kurulu         1995/473 E.  ,  1997/282 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1995/473
Karar No: 1997/282

Temyiz Eden: … Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf: … Limited Şirketi
Vekili: …

İstemin Özeti : Tiner imalatı, tiner ve boya alım satımı yapan kuruma ait fabrikada 8.1.1992 tarihinde çıkan yangında, 1987 yılına ilişkin kasa defteri dışında tüm defterlerin yanması nedeniyle inceleme elemanına ibraz edilememesi üzerine 1987 yılında yaptığı katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına Kasım ve Aralık 1987 dönemleri için resen, katma değer vergisi ve dahili tevkifat salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen … Vergi Mahkemesi tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün bu karara karşı yaptığı temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 30.3.1995 günlü ve E:1994/3895, K:1995/694 sayılı kararıyla; katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için 3065 sayılı Yasanın 29 ve 34 üncü maddeleri gereğince indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve bu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, defter ve belgelerin yanması nedeniyle zayi oldukları mahkeme kararıyla saptandığına göre defter ve belgelerin ibraz edilemeyeceği, bu nedenle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalktığından, olayda resen takdir nedeni bulunduğu, defter ve belgelerin yanmış olmasının ibraz ve ispat yükümlülüğünü ortadan kaldırabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemeyeceği, basiretli bir tacirin alış ve satış yaptığı kişi ve kuruluşları tanımak ve bilmek durumunda olduğu, gerekli girişimleri yaparak alışlara ilişkin belge ve bilgileri bularak ispat imkanına sahip olduğunun kabulü gerektiği, anlaşmazlık konusu olayda öncelikle bu konu üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiğinden katma değer vergisi tarhiyatının mücbir sebep nedeniyle kaldırılmasında isabet bulunmadığı, peşin
bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın sonuçta yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan vergiden mahsubu gerektiği, mahsup edilemeyen dahili tevkifatın, vergi mükerrerliğine yol açacağı, uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak yükümlü şirket adına resen veya ikmalen kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmadığı anlaşıldığından, cari vergilendirme döneminden sonra salınan dahili tevkifatın, anılan dönem kurumlar vergisinden mahsup imkanı da kalmadığından, kaldırılmasında sonucu itibarıyla yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan … Vergi Mahkemesi … günlü ve E: …, K: … sayılı kararıyla; defter ve belgelerin yangın sonucu zayi olduğu ihtilafsız bulunduğuna göre 3065 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinde belirtilen ibraz ve ispat külfetinin mücbir sebeple ortadan kalktığının kabulü gerektiği, defter ve belgelerinin yandığını tevsik eden yükümlü şirketin ibraz ve ispat külfeti ortadan kalktığına göre kayıt ve beyanın aksini ispatın vergi dairesinin görevi olduğu, inceleme elemanın davacı şirketten alış yaptığı firmaların isimleri yada alış belgelerinin teminini istemediği, karşıt inceleme yoluna gitmediği, 3065 sayılı Yasanın 34 üncü maddesi ile getirilen yükümlülüğün belge ibrazı ile birlikte defter ibrazı olduğu, defterin ibraz edilemeyecek olması karşısında yalnız belge ibrazının katma değer vergisi indirimi için yeterli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve ticari icaplara göre yükümlünün emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanıyıp bilmesi gerektiğinden, emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispatlama olanağı bulunduğu, ispat külfetinin vergi dairesine değil, beyanda bulunan mükellefe ait olduğu, karşıt incelemeye elverişli belge veya bilgilerin sunulmadığı, yapılan işin nevi dikkate alındığında yükümlü şirketçe işyerinde yangına yönelik gerekli tedbirlerin alınmadığı sonucuna varıldığı, mücbir sebep halinden söz edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak mahiyette bulunmadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Uyuşmazlıkta, defter ve belgelerini yangında zayi olduğu gerekçesiyle ibraz etmeyen yükümlü şirketin Katma Değer Vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi nedeniyle salınan Katma Değer Vergisini terkin eden Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay 9 ncu Daire kararı üzerine ilk kararında ısrar eden Vergi Mahkemesi kararının Vergi Dairesi tarafından temyizen incelenmesi istenilmekte olup Danıştay 9.Daire kararında mevcut bulunan düşüncede yer alan gerekçe ile Vergi Dairesi temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Tiner imal eden yükümlü şirketin fabrikasında 8.1.1992 tarihinde elektrik donanımından çıkan yangında 1987, 1988, 1989, 1990 ve 1991 yıllarına ait yasal defterleri ile 1989 ve 1990 yıllarına ait alış ve satış faturalarının yanması nedeniyle inceleme elemanına ibraz edilememesi üzerine katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına resen salınan katma değer vergisi ve dahili tevkifata karşı açılan davayı kabul ederek tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tesbiti ve sağlanması olduğu, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin B bendinde de vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlanmıştır.
Olayda, yangının kasıtlı çıkarılmadığı, itfaiye yangın raporu ve yangından sakınma uzmanının 8.1.1992 tarihli yangın keşif raporu ile … Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararından anlaşılmaktadır. Yükümlünün inceleme elemanına yanmış olmaları nedeniyle defterlerini ibraz edemediği ancak, 1987, 1988 ve 1991 yıllarına ilişkin alış belgelerini ibraz ettiği ve üretilen tinerin hammaddesi olan hurda …, …, …- …, …Ofisi … Anonim Şirketi, … Anonim Şirketi, … Holding, … İlaç Sanayii, … Anonim Şirketinden satın alındığını beyan ettiği, inceleme raporuna ekli tutanaktan saptanmaktadır. İnceleme elemanının da raporunda; yangın raporu ve … Asliye Hukuk Mahkemesi kararını gözönüne alarak davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 373 üncü maddesi uyarınca ve mücbir sebep nedeniyle vergi cezası uygulanmamasını önerdiği ve indirim konusu yapılan katma değer vergisi tutarlarını matraha aldığı görülmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasında, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği öngörülmüştür.
Yangın nedeniyle de olsa defter ve belgelerin zayi olmaları yüzünden ibraz edilememesi, vergi matrahının kısmen veya tamamen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağını ortadan kaldıracağından olayda resen takdir nedeni bulunmaktadır. Ancak, yükümlü şirketin, yangından kurtarılabilen alış faturalarını inceleme elemanına ibraz ettiği ve alış yaptığı kurum ve kuruluşları bildirdiği halde, bu belge ve bilgilerin gerektirdiği yeterli bir inceleme de yapılmaksızın, yangından geriye doğru gidilerek süresinde verilmiş beyannamelerde indirim konusu yapılmış katma değer vergilerinin tamamının kabul edilmemesi suretiyle yapılan tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 6.6.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X – K A R Ş I O Y
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 30.3.1995 günlü ve K:1995/694 sayılı bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.

XX – K A R Ş I O Y
Dosyada; defter ve belgelerini, işyerinde çıkan yangında yok olduklarından bahisle, incelemeye ibraz etmeyen davacı adına re’sen yapılan katma değer vergisi ve dahili tevkifat tarhiyatını iptal eden Vergi Mahkemesi kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesince bozulmasından sonra aynı Mahkemece verilen direnme kararı temyize konu edilmiştir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, Genel Kurul kararında yazılı maddi ve hukuki gerekçelerle direnme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değilse de; direnme kararında, mücbir sebebin mükelleflerin ibraz ve ispat külfetlerini kaldırılacağı yolunda yer alan gerekçenin Genel Kurul kararında karşılanmamış olması isabetli değildir. Zira; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13 üncü maddesinde tanımı yapılan mücbir sebep halinin mükelleflerin ödev ve külfetlerine etkisi; başka anlatımla, hukuki sonuçları, yine aynı Kanun tarafından gösterilmiştir. Bu hukuki sonuçların biri, 15 inci; diğeri de 373 üncü maddede düzenlenmiştir. Bu iki madde dışında Kanunda ve, özellikle de, ispat külfeti ile ilgili 3 üncü; ibraz ödevi ile ilgili 253 üncü maddelerde bir düzenleme mevcut değildir. Dolayısıyla, mücbir sebep halinin anılan ödev ve külfeti kaldıracağı yolundaki gerekçe, hukuksal mesnedden yoksundur. Öte yandan; böyle bir anlayışa, kimi işlemlerini gizleme ve vergi denetiminden kaçırma eğiliminde olan mükellefleri, ibraz ödevinden ve ispat külfetinden kurtulmak amacıyla, defter ve belgelerini yakma konusunda cesaretlendireceğinden, cevaz da verilemez.
Bu yüzden; Mahkeme kararının anılan gerekçesinin, hukuka uygun görüldüğü anlamına gelmemesi için, Genel Kurul kararında karşılanması gerektiği görüşü ile aksi yoldaki çoğunluk gerekçesine karşıyım.